Savaşların insanın kendi ülkesine ya da kendi sınıfına bir haksızlık yapıldığı inancından çıktığını sanmıyorum. Aslında, savaşın nedenlerini insan tabiatının derinliklerinde aramak gerekir. Savaşın ilkel insanların doğal bir görevi olduğunu söylemekle gerçeği abartmış olmayız. … Savaşları haklı göstermek için ileri sürülen nedenler sadece saldırgan olmayan insanların dövüşme itkilerini kışkırtmak içindir. Irmakların zaman zaman yataklarından taşmaları nasıl doğaya aykırı değilse, savaş eğilimi de insan tabiatına aykırı olmayan bir niteliktir; ve selleri önlemek için insan nasıl araya girip birşeyler yapıyorsa, savaşları önlemek için de öyle davranmalıdır.
Saldırganlıkları önlemenin tek yolu uluslarüstü yasalarla yönetilen uluslarüstü bir örgüt ortaya koymaktır. Bu çözüm yolu duygulu bir insanın «doğruluk» anlayışı ile bağdaşmayabilir. Sanırım, insanlar ancak uzun süren dönemler sonucunda gelişen gelenekleri göstererek kendileri ile ilgili yasalara uyarlar. Ne var ki, kabul edilebilecek yasalar zamanla bir değişime uğramak zorundadır. Örneğin, eski Yunan uygarlığında en soylu kişiler bile köleliği doğru sayarken, biz bugün köleliğin çok yanlış birşey oldu-ğuna inanıyoruz. Sanırım her çağın insanı kendisi için «doğru» olanı bulmağa çalışmak zorundadır. …
Sivil Savunma ve Barışseverlik
Dindar – barışsever dedikleri insanlardan değilim. Üstelik, kılını bile kıpırdatmadan kesilip biçilmektense savaşmayı daha doğru buluyorum. Hitler Almanya’sında da tutulacak tek yol buydu. Tek yanlı bir silâhsızlanmayı da savunmuyorum. Benim önerdiğim yol uluslarüstü bir denetlemeye dayanan silâhlı barış düşüncesidir.
Ama şunu da söyliyeyim ki, Amerika’nın bugünkü tutumu barış için Rusya’nın tutumundan çok daha tehlikeli. Bugün savaş Kore’de sürüp gidiyor, Alaska’da değil. Rusya’nın karşı karşıya olduğu tehlike Amerika’nınkinden çok daha büyük, herkes de biliyor bunu. Amerikalıların büyük bir tehlike içinde olduğu masalını nasıl yuttuklarını anlamak güç geliyor bana. Sanırım siyasal yaşantılarının azlığından geliyor bu. Hükümetin politikası açıkça önleyici bir savaşa yönelmişken, bakıyorsunuz saldıranın Sovyetler Birliğiymiş gibi gösterilmesinde düzenli bir çaba harcanıyor.
İstediğiniz yazıyı yazmağı düşünmüyorum. Günümüzün zehirlenmiş havası içinde insanların sağduyusuna seslenmek boşuna olur bence, insanlar neye lâyıksa onu elde ederler sonunda.
Albert Einstein
Dünyamıza Bakış
Seçme Denemeler
Çeviri : C. Çapan