Zahit Atam: 1 Mayıs tatil ama Kıbrıs’a müdahale eden askerden fazla polis Taksim’i koruyor

1 Mayıs1 Mayıs dinler, kültürler, uygarlıklar üstü bir Bayram. Türkiye’de hem Resmi Tatil hem de boşbakanın bile tebrik ettiği bir bayram. Buna karşın ulaşım engelleniyor, sokağa çıkan halka saldırılıyor, evlerinde oturan insanlar bile gazdan etkileniyorlar, olağanüstü önlemler alınıyor. Kıbrıs’a müdahale eden asker sayısından bile fazla polis Taksim’i korumak için canla başla çalışıyor. Buradaki çelişkileri biz henüz çözemedik. Bundan daha birkaç yıl önce, yine Taksim’de ve üstelik yüzbinlerin katılımıyla barış ve huzur içinde kutlandığında bundan övünç duyanlar ve yandaş medyasıyla bundan boşbakana siyasi malzeme çıkaranlar, şimdi değişenin ne olduğunu yazmayı unutmuşlar, biz de büyük bir merak içinde bekliyoruz. 

Türkiye’de 1 Mayısın Eksantrik Yönleri

Son haber: Yüze yakın yaralı, yüzlerce tutukludan sonra 1 Mayıs gösterilerinin ardından boşbakanın egosu taş gibiymiş, ama yine umulan olmuş, bu kez de süperegosu kendisine eziyet ediyormuş, bu dünyada günyüzü görmeyecek garibim…

1. Boşbakanın Türkiye’de Turizme katkısı: Avrupa Televizyonlarından ekipler kendi ülkelerinde esaslı 1 Mayıs gösterisi olmadığı için, heyecan ve mücadele olmadığı için, Avrupa’nın değişmeyen uğrak noktası İstanbul’dan 1 Mayıs görüntüleri almak için Türkiye’ye geliyorlar.

2. İstanbul’da direnen halkın Avrupa’daki Anadolulu kardeşlerimize yansıması: Onlara artık daha çok sempati besliyorlar, çünkü Zalime karşı direniş her zaman halka onur verir. Bu halkın bir üyesi olarak şimdiye kadar Avrupalıların Anadolulu insanlarımıza karşı öfkeleri, küçük görmeleri bir nebze kurtuluyorlar. Yazık değil mi onlara on yıllardır Türkiye’nin Avrupa’daki imajının yıkıntılarının sonuçlarına katlanıyorlardı. Onlar bize döviz göndersin biz de onlara onur, iyi anlaşma.

3. Güvenlik Kuvvetlerinin maşallahı var; halkına dayak atmak için bir işgal ordusundan daha kalabalık ve daha acımasız ve dünya televizyonlarının gözü önünde saldırıyorlar. Saldırının somutta büründüğü biçimler tuhaf hallere bürünüyor, ne sınırları var, ne de ellerinin bir dengesi, yerli otomobili üretmek için işe yaramıyor ama çelik duvarlar örerek katkıda bulunuyorlar. Şimdi esas iş bunu ihraç edebilmek.

4. Avrupalı insana ekip halinde hastane bahçesine girip, acilin önünde art arda gaz fişeği atılmasını ve polisin revir basmasını anlatamıyoruz, herhalde edebiyatımız eksik. Bizim bildiğimiz hastanelere savaşta bile saldırmak Savaş Suçu sayılıyor.

5. Birde direnen insanların, 1 Mayısı kutlamak isteyen insanların, milletimiz için ne gibi tehlikelere yol açacak büyük tehditlerin maşası olduklarını tabi ki biz bilemiyoruz. Valimizin dediklerine göre, çok önemli istihbaratlar almışlar, ama söyleyemiyorlarmış, Valimiz o kadar inandırıcı ki biz ondan şüphe etmek yerine kendimizden şüphe ediyoruz.

6. 1 Mayıs eylemcilerinin yarattığı tehlikeler ve dış mihrakların ister bilerek isterse bilmeyerek nasıl alet oldukları, nasıl sonu gelmez fenalıklara yataklık ettiklerini henüz Avrupalılar çözememişler, Yüzyılın Matematik sorusu olarak duruyor. Çözene Nobel Ödülü de vereceklermiş.

7. 1 Mayıs dinler, kültürler, uygarlıklar üstü bir Bayram. Türkiye’de hem Resmi Tatil hem de boşbakanın bile tebrik ettiği bir bayram. Buna karşın ulaşım engelleniyor, sokağa çıkan halka saldırılıyor, evlerinde oturan insanlar bile gazdan etkileniyorlar, olağanüstü önlemler alınıyor. Kıbrıs’a müdahale eden asker sayısından bile fazla polis Taksim’i korumak için canla başla çalışıyor. Buradaki çelişkileri biz henüz çözemedik. Bundan daha birkaç yıl önce, yine Taksim’de ve üstelik yüzbinlerin katılımıyla barış ve huzur içinde kutlandığında bundan övünç duyanlar ve yandaş medyasıyla bundan boşbakana siyasi malzeme çıkaranlar, şimdi değişenin ne olduğunu yazmayı unutmuşlar, biz de büyük bir merak içinde bekliyoruz. Ne tuhaf halkız ki yasak olduğu söylenildiğinde biz körü körüne uymak yerine nedenini merak ediyoruz, bu kadar da iktidara güvensizlik olmaz ki canım, kim bilir iktidara ne istihbaratlar gelmiştir.

8. Amed sınıf atlamış galiba, Türkiye’de son otuz yılın siyasi mücadelelerde odak noktası Amed serhıldanımızda, nedense 1 Mayıslarda büyük kitlesel eylemler olmuyor. Nedense Amed’i merkez kabul edip, bölgenin diğer kentlerinden proleterler ve topraksız köylüler ya da baskıya uğrayan insanlar Amed’e akıp siyasal ve ekonomik taleplerini dile getirmek için özel bir çaba sarf etmiyorlar.

9. 1 Mayıslardan önce solcularımızın arasındaki devrimcilik yarışı ve birbirleriyle polemikleri ne kadar derin, ne kadar devrim stratejisine yönelik, ne kadar saygılı, solcularımız birbirini ne kadar çok seviyor, bir devrimci durumda birlikte hareket edeceklerini düşünerek ne büyük eylem birliktelikleri yapıyorlar.

10. Bizim solcularımız işi bilmiyor, o kadar kavga gürültü, dayak yemek, baksınlar Okan Bayülgen ve Ufuk Uras’a, inanılmaz bir mücadelenin ardından tek başlarına kolluk kuvvetlerini yarıp, entelektüel performanslarıyla onları ikna edip 1 Mayıs’ta alana çıkıyorlar ve önderlik edecekleri kitleyi bekliyorlar, önderlik diye buna denir.
11. 1 Mayıs resmi tatil ama kolluk kuvvetlerimiz tam mesai yapıyorlar, halkın güvenliği için halka canla başla saldırıyorlar ve kentin meydanını doğanın gerçek sakinleri olarak bin yıllardır orada bulunan kuşların özgürce meydandan faydalanması için kimseyi oraya almıyorlar. Gerçi meydan boşalınca biraz aç kalmış olabilirler. Olacak artık her sefanın da böyle küçük bir cefası olacaktır. Kuşlara da polislere de fazla mesai için ikramiye vermek gerekecek, sonuçta kuşların da hakkı, daha önceki Gezi olaylarında onlar da binlerce şehit vermediler mi?

12. Peki, bütün bunlar niye oluyor? Hepi topu yalnızca birkaç ağaç canım, başka önemli bir şey yok. Milletimiz bütün dünyaya örnek oluyor, bu ne göz yaşartıcı ağaç sevgisi Allah’ım, evlere şenlik, var mı dünyada böylesine Bayram Kutlayanlar?

Zahit Atam

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial