SLAVOJ ZİZEK‘E GÖRE MUTLAKA İZLENMESİ GEREKEN 10 FİLM

Günümüz çağdaş felsefesinde görmezden gelinemeyecek derecede önemli bir isim olan, Sloven Marksist sosyolog, filozof ve kültür eleştirmeni olan Slavoj Zizek, 1949 yılında Ljubljana- Slovenya’da doğdu.

Felsefe doktorasını Ljubljana’da aldı ve Paris Üniversitesi’nde Psikanaliz eğitimi gördü.  Popüler kültürün yeniden okunmasında Jacques Lacan’ın çalışmalarını kullanmasıyla ünlüdür.  İdeoloji, köktendincilik, hoşgörü, politik doğruluk, küreselleşme, öznellik, insan hakları, Lenin, mit, internet, postmodernizm, çokkültürlülük, post-marksizm, gibi sayısız konuda yazmaktadır.

[srizonfbalbum id=1]

Kaynak video:

Trouble in Paradise (1932)

trouble-in-paradise-filmloverss

Zizek’in “kapitalizm üzerine yapılmış en iyi eleştiri” diyerek tanımladığı Trouble in Paradise, Ernst Lubitsch’in yönetmenliğinde 1932 yılında çekilmiş romantizm, komedi ve suç ögelerini iç içe geçiren bir film. Hollywood filmlerine yepyeni bir bakış sunan Lubitsch kendi dönemine yeni bir soluk getirdi. Miriam Hopkins, Kay Francis ve Herbert Marshall’ı izlediğimiz bu başarılı ve oldukça keyifli filmi henüz keşfetmediyseniz, Zizek’in önerisini de dikkate alarak hemen izlemeye başlayabilirsiniz.

Sweet Smell of Success (1957)

sweet-smell-of-sucsess-filmloverss

1957 yılında Alexander Mackendrick tarafından çekilen Sweet Smell of Success, Zizek’in tanımlamasıyla Amerika’da basının yozlaşması üzerine çekilmiş önemli filmlerden bir tanesi. Burt Lancaster’ın başarılı performansının hafızalara kazındığı film, oldukça başarılı ancak mesleğinde etik davranmaktan oldukça uzak olan köşe yazarı J.J. Hunsecker’ın ve kariyerinde ilerlemek için her şeyi göze almaya hazır Sidney Falco (Tony Curtis)’nun hikayesini konu ediyor.

Picnic at Hanging Rock (1975)

picnic-at-hanging-rock-filmloverss

Picnic at Hanging Rock için Stalker’ın adeta bir Peter Weir versiyonu olduğunu ve yönetmenin ilk dönem filmlerini çok beğendiğini belirtiyor Zizek. Rachel Roberts, Anne Louise Lambert ve Vivean Gray’in oynadığı  Picnic at Hanging Rock, ayrıca müzikleriyle de önplana çıkan bir film. David Lynch filmleri tadında gizemleri çözmeyi seven izleyiciler için filmde bir grup kızın kaybolmasının ardındaki gizemi çözmeye çalışmak da keyifli bir hal alıyor.

Murmur of the Heart (1971)

murmur-of-the-heart-filmloverss

Louis Malle’in hem senaryosunu yazdığı hem de yönetmenliğini üstlendiği filmi Murmur of the Heart, Zizek için keyifli ve hoş Fransız filmlerinden biri. Bir anne ve oğul arasındaki saklı kalan sırrı sevdiğini de eklemeyi ihmal etmeyen Zizek, sinemaseverler için seçtiği filmlerin arasına Murmur of the Heart’ı da ekliyor. Burjuva bir ailenin yaşantısını konu alan filmde anne ve oğulun ensest sahnesinden yola çıkarak, psikanalizi çalışmalarında bu denli kullanan Zizek’in neden bu filmi sevdiği sorusunun cevabı kendisini açıkça belli ediyor. 

The Joke (1969)

the-joke-filmloverss

Milan Kundera’nın ilk romanı olan The Joke için Zizek, Kundera’nın en iyi romanı olduğunu sonraki bütün çalışmalarında ise düşüşe geçtiğini belirtiyor. Jaromil Jires’in yönettiği The Joke elbette bahsi geçtiği üzere Milan Kundera’nın kitabına dayanıyor. Josef Somr, Jana Ditetova ve Ludek Munzar’ın rol aldığı filmde Ludvik Jahn karakteri, sevgilisine gönderdiği notun içeriğinin politik olarak doğru bulunmaması sebebiyle üniversiteden ve komünist partiden ihraç edilir ancak yıllar sonra onu suçlayanlardan intikam almak için çeşitli planlar yapar.

The Ice Storm (1997)

the-ice-storm-filmloverss

Usta yönetmen Ang Lee’nin 1997 yılında çektiği The Ice Storm, Zizek’in hayatında özel bir yere sahip. Filmin senaristi James Schamus’un, The Ice Storm’u yazarken Zizek’in kitaplarından birini okuduğunu ve bu kitabın yazdığı senaryo ile ilgili ona ilham verdiğini belirtmesi sebebiyle Zizek’in The Ice Storm ile arasında özel bir bağ oluşmuş. Zizek’in filmi sevmesindeki en önemli etken bu olsa da yanı sıra filmi başarılı bulduğunu da ihmal etmiyor.

Great Expectations (1946)

great-expectations-filmloverss

O yıllarda renkli ve siyah-beyaz filmlerin ayrı değerlendirilmesi sebebiyle Siyah-Beyaz Film Dalı’nda En İyi Görüntü Yönetimi Oscarı’nı kazanan Great Expectations’ın yönetmen koltuğunda David Lean otururken görüntü yönetmenliğini ise Guy Green üstleniyor. Charles Dickens’ın romanına dayanan film için Zizek, filmi neden seçtiğini “Büyük bir Dickens hayranıyım.” diyerek açıklıyor. Jean Simmons ve John Mills’in rol aldığı filmde bir erkeğin büyük dönüşümünü izleriz.

City Lights (1931)

citylights-filmloverss

City Lights ile ilgili Zizek’in yorumu tam anlamıyla Charles Chaplin sevenlerin hislerine tercüman olacak nitelikte “ne söylenebilir ki, tüm zamanların en iyi filmlerinden biri.” Chaplin’in güldürüsünün ardında yatan politik eleştirileri göz önünde bulundurulduğunda böylesine başarılı bir filmografiyle yıllar sonra gelen bir Onur Ödülü dışında herhangi bir Oscar Ödülü ile ödüllendirilmemesi durumu daha anlaşılır kılıyor.

Y Tu Mamá También (2002)

y-tu-mama-tambien-filmloverss

Y Tu Mamá También’i tamamen kişisel sebeplerle sevdiğini çünkü filmin DVD’sinde yorum yaptığını belirten Zizek, filmin yönetmeni Alfonso Cuáron’dan en sevdiği filmin Children of Men olduğunu belirtiyor. Bir Meksika yapımı olan Y Tu Mamá También için bir yolculuk ve büyüme hikayesi tanımlaması yapabiliriz. 20’li yaşlarındaki iki genç erkeğin bir kadınla çıktıkları yolculuğu konu edinen filmin senaryosunda yönetmene ek olarak Carlos Cuáron’un da imzası bulunuyor. Gael Garcia Bernal’in ilk gençlik hallerini gördüğümüz filmde cinselliğin dolu dolu yaşandığı bir yol hikayesi izliyoruz.

Antichrist (2009)
antichrist-filmloverss

Sinemanın asi yönetmeni Lars von Trier’in son olarak başı Cannes Film Festivali’nde yaptığı “Ben de bir Naziyim” gafıyla ciddi anlamda derde girmişti. Yönetmenin hayatındaki bu çalkantılı dönem yavaş yavaş geride kaldı. Ancak bu durum Lars von Trier’in sinemasında da sözünü sakınmayan tavrının altını çizen olaylardan biri oldu. Lars von Trier’in hem senaryosunu yazdığı hem de yönetmen koltuğunda oturduğu Antichrist’te Willem Dafoe ve Charlotte Gainsbourg’u izliyoruz. Bir anne-babanın sevişirken oğullarının bir başka odada camdan düşerek ölmesinin acısıyla mücadele filmin temelini oluşturuyor.

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz