“Bir söz bitişi gibi son buldu sevişler
Bir yaz guneşi gibi eritir hep bu terk edişler
Bir an duruşu gibi ömrün gidişi gibi
Veda ederken aşk ateşi gibi söner iç çekişler
Aman, aman, yandım aman kurşun gibi izler
Son bakışta ki o gözler kaldı aklımızda
Aman, aman acı yüzler kurşun gibi izler
Son bakıştaki o yüzler kaldı aklımızda”
Şarkı: Sezen Aksu, Söz: Aysel Gürel, Beste: Onno Tunç
Sonraki şarkıya geçmek için >| şarkı seçmek için [>] işaretine basınız.
Eren, idam edildiğinde henüz 17 yaşındaydı. Eren’in öldürdüğü iddia edilen erin otopsi raporlarında, ölüme neden olan kurşunun G-3 piyade tüfeğinden çıktığına dair görüşler yer almasına rağmen otopsi raporları karartıldı. Askeri Yargıtay 3. Dairesi’nin, önce “Delillerin noksanlığı” nedeniyle esastan, ardından da idamın müebbet hapse çevrilmesini gerektiren TCK’nin 59’uncu maddesinin uygulanmaması” nedeniyle usulden bozmasına rağmen, Daireler Kurulu iki kararı da reddetti.12 Eylül döneminde idam edilen gençten sadece birisiydi Erdal Eren. Fakat onun bir farkı vardı 17 yaşındaydı. Kağıtlar üstünde yaşı büyütüldü, kilitli kapılar arkasında bir hafta içinde yargılandı ve idam edildi.
2 Şubat 1980’de ODTÜ öğrencisi Sinan Suner’in katledilmesini protesto gösterisi nedeniyle gözaltına alınan 24 kişi arasında Erdal Eren de vardı. Gösteri sırasında çıkan çatışmada er Zekeriya Önge’yi öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan Eren tarihin belki de en hızlı yargılamasıyla 19 Mart 1980’de idama mahkum edildi.
“Milli Güvenlik Konseyi” tarafından onaylanan karar, “İdamı Engelleyelim! Erdal Eren idam edilemez” kampanyasına rağmen 13 Aralık 1980’de Ankara Merkez Cezaevi’nde infaz edildi.
Büyü
Büyü de baban sana, büyü de büyü
Büyü de baban sana, büyü de büyü
Acılar atacak yokluklar alacak büyüde baban sana
Acıtar atacak yokluklar alacak büyüde baban sana
Büyü de baban sana büyü de büyü
Büyü de baban sana büyü de büyü
Baskılar işkenceler kelepçeler gözaltılar, zindanlar
Atacak
Baskılar işkenceler kelepçeler gözaltılar, zindanlar
Alacak
Büyü de baban sana büyü de büyü
Büyü de baban sana büyü de büyü
Acılar atacak yokluklar atacak, büyüde baban sana
Acılar alacak yokluklar alacak, büyüde baban sana
Büyü de baban sana büyü de büyü
Büyü de baban sana büyü de büyü
Büyüyüp de on yedine geldiğinde baban sana idamlar atacak
Grup Yorum
Son fotoğrafı çeken gazeteci Savaş Ay’ın yazısı:
Mamak Askeri Cezaevi’nde idam hükümlüsü bir gencin, Erdal Eren’in son fotoğraflarını çekmiştim yıllar önce.
Yarım saat kadar yanında kalıp, koşullar elverdiğince konuşup, yaklaşık 2 ‘makara’ fotoğraflayıp ayrılmıştım oradan.
Deklanşöre son defa basıp, parmaklıklar arasından ‘sessiz sitemsiz’ bakışını dondurduğum o günün gece yarısında gidip aldılar
onu hücresinden. Teamül gereği sivile, Ulucanlar Cezaevi’ne nakledip, sabaha karşı da hükmünü infaz ettiler, astılar Erdal Eren’i.
Erdal idam edilmeden 16 saat önce kendisini ziyaret eden gazeteci Savaş Ay’a, “avukatıyla görüştürülmediğini, 18 yaşının altında olmasına rağmen idam edilmek istendiğini, yaşının 18’den küçük olduğunu tespit edecek olan kemik testi yapılması talebinin kabul edilmediğini, vurduğu söylenen jandarma erine çok uzaktan ateş açtığını ama otopside yakın atışla öldüğünün kanıtlandığını, kendisini ibret olsun diye asacaklarını ve ölümden korkmadığını” söyledi.
Ağabeyi Erkan Eren, Erdal’ın Mamak Askeri Cezaevi’nde tutuklu kaldığı dönemde gördüğü ağır işkencenin izlerine tanık olduğunu dile getirdi. Erdal’ın idam edildiği tarihte yaşının 18’den küçük olduğunu belirten Erkan Eren, infazı radyodan öğrendiklerini ve Erdal’ın kimsesizler mezarına gömülmek istendiğini söyledi.
O fotoğraf Sezen şarkısı oldu
Erdal Eren’i son anlarında çektiğim o fotoğrafları, milyonlarca kişi gibi Sezen Aksu da görmüş ve çok etkilenmiş.
Anlatırken, “Öylesine masum, öylesine ölümden uzak, öylesine genç ki… Hikayesini de okudum. Ama beni esas vuran o ‘son bakış’ fotoğrafıydı Savaş.
‘AĞIT GİBİ…’
Aysel Gürel’e gösterdim o fotoğrafı. Birlikte bir şeyler yazdık. Onno’ya verdik besteledi (Tunç). Şarkıdan çok ağıta benzedi. Yürekten kopup gelen, saf, duru, sahici…” dedi.
Ve işte o ağıtın sözleri.
“Bir an duruşu gibi
Ömrün gidişi gibi
Veda ederken
Aşk ateşi gibi söner iç çekişler
Amman amman yandım aman
Acı yüzler”
Anısına bestelenen şarkılar
* Sezen Aksu, Son Bakış (sözleri Aysel Gürel’e, bestesi Onno Tunç’a ait)
* Teoman, İki Çocuk (Teoman, Erdal Eren’in akrabası olduğunu Cnn Türk’te Ahmet Hakan’a açıklamıştır.)
* Mor ve Ötesi, Darbe
* Grup Yorum, Büyü Gülten Akın’ın şiirinden bestelenmiştir. Selda Bağcan Edip Akbayram gibi sanatçılar tarafından da seslendirilmiştir.
* Gına, Kırmızı Halı
* Saian Sakulta Salkım, Suç
* Ali Ekber Eren, Ankara Adı Kara
* Ali Asker, Şu Metris’in Önü
sezen aksunun söylediği şarkıyı defalarca dinledim ama erdal üzerine söylenmiş bir şarkı olduğunu şimdi öğrendim.
erdalıda hatırla sevgili dizisinden tanıdım zaten. o dizi yakın tarihi bilmeyenler açısından çok iyi oldu sanırım.
darbeden bir yıl sonra dünyaya gelmişim ben. türkiyede çok vahşetler yaşandı hala yaşanmaya devam ediyor.
İDAM SEHPASINDA BİR ÇOCUK
büyümeden büyüttüler seni çocuk
inanmadilar çocuk olduğuna
çünkü kana susamşlardi
büyüttüler yaşını ki
sana dar-ağacı kursunlar
o incecik boynuna
o kalın ipi takmaya kararlıydılar
kararmıştı yürekleri.
unutmasalardı kendi çocuklarını
bir haftada idama karar verirlermiydi
maalesef verdiler
yürksiszdiler
bu olsa olsa turkiyede olurdu
turkiye faşistleri ki bir çocuktan bile korkuyorlardi
ama olsun o taze yürği ile şerefsizlerin önünde
göğsünü gere gere çıktı idam sehpasına
kimbilir büyüyünce babası ona neler neler alacaktı
aşk olsun! sana çocuk, sen ki bana
gözyaşlari aldın
o taze yüreğinle yürüdün idam sehpasina
aşk olsun! sana çocuk, aşk olsun!
bakinca gözlerine
haykırıyorsun yürksizlere
diyorsinki ben ölmedim hala
buradayim!
buradayim!
ve sana,
aşk olsun çocuk!
Devrimimizin tomurcuk karanfilini 28 yıl önce dalından koparıp çamurlu ayaklarının altına alamadılar. milyonlarımızın yüreği hem toprak hem su oldu.. devrimin en sızılı güneşinin altında yana yana büyütülen karanfilimizi 28 yıl sonra anadan babadan kalma düşünce kalıntıları olan yürek tarlaları tamamen unuttu.. Bilindik düşlerden ince bir esinti getiren çiçeğimizin 45 yıldır dimdik duran KARANFİLİMİZ olduğu maalesef çoğumuza unutturuldu.. Gençlerimiz resmen saçma sapan uğraşlara yönlendirilerek büyük bir soykırıma doğru yol almakta.. Ve çoğu anne baba uyumakta..
BEN TOKAT / ERBAA 1984 TOKAT ERBAA DOĞUMLU ALİ OĞLU KENAN DUMAN BENİ RAMAZAN BAYRAMINDAN SONRA (29.11.2008) BU TARİHTE MAHKEME KARARI İLE BENİ İDAMLA YARĞILIYOR BENİ ALLAH RIZASI İCİN İDAMDAN KURTARIN
ADRES=TOKAT / ERBAA EREK MAH ULUS CAD NO 70
DOĞUM TARİHİ=01.10.1984
T.C=55861513688
BENİ ALLAH RIZASI İCİN İDAMDAN KURTARIN
bende çok dinledim zezen aksunun bu parcasını
ilk defa duyorum
erdal erene yazıldığını
inanıyorunki bütün bunların hesabı bir bir ödenecek
denizin yusufun hüseyinin erdalın ve nice devrimcilerin
ama bu gidişle daha çok şeylere göz yumacağız
uyansın artık herkes
ankara adıkara
bu yara
başka yara
17 yaşindaydı
kıyılırmı
erdala
22 10 2008 çarşamba
çok acı çok gözlerim doldu çok gençmiş nasılda dimdik durmuş elleri krılsın asanların
bunları yapanların acaba yatacak yeri var mı diğer tarafta mahşerde erdal eren ve onun gibiler hesap sormayacaklar mı bunlar insan görünümlü yaratıklar köpeksiz köye rastlamışlar değneksiz geziyolar
bugün erdal erenin ölüm yıl dönümü acaba o insafsızlarda vicdan var mı çok merak ediyorum sadece bi tek soru bugünü rahat bi şekilde geçirdinizmi
bende bu sarkiyi dinledim… Sezen Aksu`ya Sevgi Dolu selamlar. Yüregi sevgi dolu sanatci ile adeletli ve Vicdanli bir kisilige saip. Erdal`a yakisir bir tarzda söylemis. Sesine saglik…..
Devletimiz halka karsi isledigi suclardan sadece bir tanesi Erdal Eren….. Saymakla bitmeyecek kadar cok suc islemis bizim Devletimiz. Nazim Hikmetin,Yilmaz Güneyin, Ahmet Kaya, Sebahattin Ali, daha yeni en son daha Hrant Dink Devletin yetistirdigi Katiller tarafinda katledlmedimi! Devletimiz Malesef Halka Düsman bir Sistem saip oldukca, Halki savunan kisi ve kuruluslarida katletmeye devam edecektir… Devletimiz Tarihinde Basbakanlar asmis,Basbakanlarini Hapise atmis, Aydinlari katletmis Suclu oldugu halde hic bir zaman sanik sandelyesine oturtulmamis , gecmisiyle hesaplasmamis sabikali bir Devlet….Suc islemeyde devam ediyor. Gecmisinde isledigi cinayetleri hesaplasmadigi sürecede suc islemeye devam edecektir. Bunun tek yoluda Demokratik Cagas Hukuk Adelet yasalar ile Insan Temel Hak ve Hüriyetini savunan Temel edinen Yeni Anayasasi ile Donatilmis Türkiyede uygulanmasiyla mümkündür. Tüm Halkimiz Cagdas Demokratik Hukuk ve Adeletli sefaf Insan Haklarini gecerli oldugu gerektiginde herkesin hesap verecegi adelet sisteminin isledigi bir yapiyla Türkiye Barisini ve Huzuru yasayabilecektir…..
…ve kenan evren ‘asmayalım da besleyeli mi ‘dedi…
“12 Eylül döneminde asılan sayısız gençten biriydi Erdal Eren. Fakat onun bir farkı vardı. 17 yaşındaydı. Kağıt üzerinde yaşı büyütüldü, kilitli kapılar arkasında, bir hafta içinde yargılandı ve idam edildi..” diye başlamış satırlarınız.
12 Eylül sürecinde yapılan zulmün ve cinayetlerin hesabı belirsizdir. Ama bunları düzgün bir şekilde yazalım..
12 Eylül sürecinde, işkencede öldürülenlerin, yargısız infaz edilipte, kaçarken yada çatışmada vurularak öldü denilenlerin, işkencede öldürülüpte, intihar etti denilenlerin, ortadan kaybedilenlerin, öldürülüp gizlice gömülenlerin, cezaevlerinde insanlık dışı koşullarda yok edilenlerin, haddi hesabı belirsizdir. Ama, “idam edilen sayısız gençten biriydi” derseniz, orada durun derim. 12 Eylül sürecinde, idam edilenlerin sayısı bellidir. Bu süreçte 8!i sağ görüşlü, 17’si sol görüşlü, 24’ü adli hükümlü ve 1’ide Asala militanı olmak üzere, 50 kişi idam edilmiştir.
Erdal ERen’in, kağıt üzerinde yaşının büyütüldüğü bilgiside doğru değildir. Erdal Eren’in yaşı, “oğlum askere erken gitsin” diye düşünen, banası tarafında 6 ay büyük yazdırılmıştır. Adil yargılamalarda, böyle bir iddiada, kemik muayenesine gönderilir, gerçek yaşı saptanırdı. Erdal Eren’in görüntüsünden bile, yaşının küçük olduğu açıkça görülmektedir.
Erdal Eren, idam edildiğinde 17 yaşındaydı. Bu doğrudur. 12 Eylül sürecinde resmen idam edilen kişi sayısı 50’dir ama yargısız infazların hesabı belirsizdir.
Cvp:
Hulusi bey, yorumunuz üzerine gerekli düzenleme yapıldı.Katkıda bulunduğunuz için çok teşekkür ederiz.
Ankara adıkara
bu yara
Başka yara
17 yaşındaydı
kıyılırmı
Erdala
insanın onun hikayesini bilmesine bile gerek yok. şu masum bakışlı yüze, bakıldığı zaman bile herşey okadar şeffaf ki okadar açık ki. sana we senin gibi fidanları kıran eller şu hayat’ta we ahirette hiçbir zaman huzuru bulamasınlar. we son şu sözü söylemek istiyorum: dönemin başkanının söylediği söz(asmayalımda besleyelim mi) inşallah birileri çıkıpta senin için de, bu yaşına rağmen (ASMAYALIMDA BESLEYELİM Mİ)derler.
Hulusi bey kaynağınızı görebilir miyim? 6 ay büyük yazıldığını resmi olarak kanıtlayabilir misiniz?
allah o gence hayir o cocuga kiyanlarin laneti versin
O görüşmeyi Emin Çölaşan yapmış, Savaş Ay fotograflamıştı. Birde üstelik asılacaksın ne hissediyorsun diye pot ta kırmıştı rahmetli Savaş…