Kürt müziği de Pers müziği ile aynı köklere sahiptir – Christian Poche

Kürt müziği de Pers müziği ile aynı köklere sahiptir, ancak en büyük özelliği, Hint müziğinde olduğu gibi Oktav’ın araştırılmasıdır.(exploration of the oktave.) Bunun temel yapısı ise, unsurlarının doğaçlama yolu ile her zaman ritmik bir ezgi ile sonuçlanacak şekilde süslenmiş ve düzenlenmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Müziksel yapı olarak ise doğaçlama başlangıçta ölçülü sonuç kısmıyla dengelenmiştir. Kürt müziği ne salt eğitimli müzik, ne de salt halk müziğidir, her ikisi birdendir. Pers müziği gibi, Kürt müziği de coşkulu, duygulu bir müziktir ve kederli (melankolik) bir havası vardır. Birbirlerine çok yakın olmalarına rağmen bu iki şarkı tarzı çok farklıdır ve dinlendiğinde pek karıştırılmaz. Pers müziği daha rafine iken Kürt müziği daha içgüdüsel ve doğaldir.

Ilk bakışta müzisyenlerin sanatlarını icra etme şekli batılı bir insana ters gelebilir, çünkü ses (sound) olgusunu tanımlamak için kaçınılmaz olan bir terminoloji yoktur. Müzik yapma sanatına ilişkin kesin terimler bulunmamaktadır; kurallar, şekiller, müzik gamları, tüm bunlar Kürt dilinde somut olguları ile ilşkilidir. Temel anlatımlar günlük yaşamdan alınmış ve genelleştirilmiş terimler ile ifade edilmektedir. Kürtçe’de “müzik” sözcüğü “Saz” terimi ile ifade edilmektedir. “Saz”, Fars kökenli bir sözcüktür. Hem müziği ve müzik aletini hem de belirli bir müzik aleti anlamını taşımaktadır. Aynı şekilde kullanılan diğer bir terim de tambur’dur. Bu terim de, hem genel olarak müziği hem de belirli yaylı sazlari tanımlamatadır. Tamburun kökeni, uzun süreden beri, farklı düşüncelere konu olmuştur; uzun boyunlu “Lavta”nın kökeni 9. yy. Polonya’sında , Arap yazarların, sanskredçede araştırılıp ortaya koymalarına dayanılarak inanıldığı gibi Hindistan’a mı dayanmaktadır ve “ses”i veren enstrüman anlamına mı gelmektedir; yoksa bazı uzman kişilerin ileri sürdüğü gibi Sümerler’den mi gelmektedir? Yoksa, Sarmatyalı, yani Kafkasya medeniyetinin bir mirası mıdır?

Kürt müzisyenleri müzikten söz ederken, hiç bir zaman alışkın olduğumuz tarzda şekilsel ya da ifadesel bağlantılara değinmezler. Doğaçlama fikrini açıklarken, Kürt müzisyeni, bir enstrümanı “çalışmak” (working) anlamında “çalışma” terimini kullanır. Büyük bir yetenekle donatılmış bir müzisyen, ne yapması gerektiğini bilen birisi olarak nitelendirilmektedir; bunu yerine getirirken ortaya çıkan güçlükler ise aşılması gereken bir dağ olarak yorumlanmaktadır. Müzik şekillerinin oluşturulması, Rymond Ruyder’in ‘Lagenese des Jormes vivandes’ adli kitabında öne sürülen tezlerin biri gibi yaranın iyileştirilmesi olarak sunulabilir. Belki bir makam şeklini belirtmek için –ki buna Kürtler maqamê demektedir, çoğu zaman kadın ismi, din isimleri ya da aşiret isimleri kullanılmaktadır. Örneğin bir Kürt dansi olan ‘Dersem’ adını Anadolu’da bulunan bir bölgeden almaktadır, başka tanınmış bir dans olan “Şeyxhane” ise Kuzey Irak’ta Cebel Sincar bölgesinden adını almaktadır. Eğer bir makama bir genç kız adı verilmiş ise, örneğin “Makamê Meryemê”, genç kız Meryem’in hatırasının belli bir ezgisel motife ilham kaynağı olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, Kürt müziğinde, Hint ve Arap müziğinde olduğu gibi, sonsuz sayıda makamın kullanıldığı anlaşılabilir. Ancak bu böyle değil.

Gerçekten de, Kürtlerin müzik sanatı sadece tek bir makama dayanmaktadır. Bu ise, tek bir gamı koruyarak geleneğini geliştiren kültürün ne denli güçlü olduğunu göstermektedir. Bu gam şekline komşu halklar “Kord” ya da “Kurd” demektedir (özelliği ise minor sekond’u, major sekond’un izlemesi) ve Ispanya’daki Flamenco müzisyenlerinin uyguladıkları “Dorik” makam düzeninden başka bir şey değildir. Ancak Kürtler kullandıkları bu gamın bilincindeler mi?

Müziğin kendisi açısından kuşkusuz bilincindeler, çünkü müzisyen gam için öngörülen ve tamburanın ondört akordunca belirlenen kademelerden saparsa, kendi geleneklerinden ayrıldıkları hemen anlaşılır. Ancak, Kürtler bu gamı hiç bir zaman “Kord” diye adlandırmamışlardır. Tam tersine onlar bunu bir halkın ruhu ile ilişkilendirmişlerdir. Bir Kürd’ün “Kord” makamında doğaçlama yaptığını söylemek, bir Perslinin “Şur”u geliştirdiğini, ya da bir Hintlinin “Bhairavi”yi meydana getirdiğini söylemek kadar saçmadır. Daha titiz olup; Abdal makami ya da “Meryem makamı” demek daha doğru olur, çünkü Kord gamını sergileyen Abdal ya da Meryem şarkılarının yapısıdır.

Kürt müziği – Christian Poche
Ingilizceden çeviren: Huri Tuşık Özkurt
Kaynak: UNESCO Koleksiyonu
“Kürt Müziği, Dansları ve Şarkıları” kitabı Cilt:1- Mehmet Bayrak

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz