GILELA
gılela
gılela
gılela
dönen rüzgârları anlatıyor annem akşam telaşında damlarda. buğdaylar savrulmuş
üzümler kızarmış
annemin gözlerinde hareler zamanı topluyor.
gılela diyor annem
karların getirdiği yalnızlıkta gılela. gılela yürekte yollar açıyor.
her şeyi duyuyorum ben
bir yürek gibi atmakta olan dağı, gılela hevesiyle uçuşan etekleri artık üzgün ve yaşlı olan anneyi.
aynı balkondan geçmişe bakıyoruz, ruhlara.
ağacın efkârı tamamlanmış
gece oluyor.
çok uzakta tatlı bir konuşma büyümekte olan bir çocuğu anlatıyor. köy sesleri değişmeyen
ve değişen ruh inatla.
anneme bakıyorum
hareli gözlerine
babam hiç sarmadığı gibi
sarıyor beni
sabah tüllerle
dünyadan koruyarak.
buradayım
aynı efkâr ve bakışla
tepelerin arasında sanki gizlice büyüdüm.
geçmişin ve geleceğin çizgisinde bir bağ bakıştan fazlasını anlatıyor,
yitip gidenleri
ölü annenin toprağında gece ağlamayı. meczup biri korkutuyor herkesi,
ben anlıyorum onu
gecede ilerleyişini anlıyorum karanlıkta tepelere gidişini
ve görmediğim ellerini
toprağı okşayan.
bir ben tamım kederimde sanki bir de dağları suskun yeryüzü.
gece o kadar gidiyor ki geriye sanki tarihte kalmışız.
sanki binlerce yıldır
adı gılela rüzgârın
sanki annem
hep buğday savurmuş
kalbinin hizasından.
şimdi bu telaşın beni ağlattığı günbatımında
geçmişin tüm adımları kalbime toplanıyor bana bir yol gösteriyorlar uyumlarıyla, burada kalmalarıyla hep
bana bir yuva.
ayçiçeklerinden söz ettiğinde o bir dağ başlıyor dünyada ölülerimiz dirilip
güneşe yürüyor.
tıpkı ay çiçekleri gibi kırık boyunlarıyla güneşi arayan.
o berberoj** derken orada bekleyen dağ değil
yürektir.
Bejan Matur
* Gılela Kürtçede bir rüzgar adı. ** Berberoj Kürtçede “ayçiçeği”.