“Beyazlar daha beyaz renkliler daha renkli”
Aslında internetteki sohbet odaları, anında yazılı veya görüntülü mesajlaşma imkanı sağlayan araçlar neredeyse 15 yıldır hayatımızda.
Ancak yazdıklarımızın anında binlerce kişiye ulaşabildiği, Google gibi arama motorlarına anbean yansıdığı bir dönemi hiç yaşamamıştık.
Kısacası internet kullanımı artık hayatlarımızın bir kısmını tüm dünyaya açmak anlamına gelmeye başladı.
İşte bu noktada da Sosyal Medya adı verilen tüm bu karmaşık yapıya dair cevaplanması gereken sorular ortaya çıktı.
YANIT ARAYAN SORULAR
Bazılarını belki hiç sormadığımız, bazılarından haberdar olmadığımız, bazılarının ise yanıtları üzerine pek kafa yormadığımız sorular bunlar.
- Sosyal Medya kullanıcıları hayatlarının bir kısmını neden Facebook ya da Twitter üzerinde paylaşıyor?
- Paylaşılan resimler, görüntüler ve mesajların mülkiyeti kime ait?
- Hayatlarımızın ve internette sunduğumuz profillerin ticari karşılığı ne?
- Tüm bunlar tüketim kültürünün yeni bir yansıması mı?
- Yayınladığımız bilgiler, bizim farkında bile olmadığımız bazı yerlerde toplanıyor mu, ileride bize karşı kullanlabilir mi?
- Kimlerin izlediğinden asla emin olunamayan ortamlarda iletişimde bulunmak yüz milyonlarca kişi tarafından niye bu kadar çekici bulunuyor?
- Ya da başkaları adına profiller oluşturmak, internette bambaşka bir insanmış gibi davranmak ihtiyacı acaba nerden kaynaklanıyor?
Sosyal Medya ve Siz adlı program dizisinde bu sorulara yanıtlar arıyoruz.
BİRİNCİ BÖLÜM: KURGUSALLIK, TEŞHİR VE GÖZETLEME
Sosyal Medya ve Siz adlı program dizimizin ilk bölümünde “Sosyal paylaşım ortamları teşhir ve gözetleme duygularına mı hizmet ediyor?” diye soruyoruz.
Birinci Bölüm devamını aşağıdan dinleyebilirsiniz.
İKİNCİ BÖLÜM: BÜYÜK BİRADER VE MAHREMİYET
Sosyal Medya ve Siz adlı program dizimizin ikinci bölümünde yeni iletişim ortamı davranışlarımızı ve düşüncelerimizi, tüketim alışkanlıklarımızı izlemek isteyen güç odaklarına mı hizmet ediyor sorusunu soruyoruz.
İkinci bölüm DİNLE
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: SOSYAL MEDYA VE ÖRGÜTLENME
Sosyal Medya ve Siz adlı program dizimizin üçüncü bölümünde sosyal paylaşım ortamları toplumsal kalkınmaya, siyasi örgütlenmeye yardımcı olabilir mi diye soruyoruz.
Üçüncü bölüm DİNLE
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: KÜLTÜREL ÜRETİM, NEFRET VE SANSÜR
Sosyal Medya ve Siz adlı program dizimizin dördüncü ve son bölümünde sosyal paylaşım ortamlarının kültürel üretimle ve nefret kampanyaları ile ilişkisini, ayrıca sosyal medya üzerindeki sansür girişimlerini ele alıyoruz.
Dördüncü bölüm DİNLE
PROGRAMA KATKIDA BULUNANLAR
- Nada Švob-Ðokic, Sosyolog, Uluslarararası İlişkiler Enstitüsü, Hırvatistan
- Joachim Heinz, T-Systems Multimedia Solutions GmbH, Almanya
- Oliver Hellriegel, Münih Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, Almanya
- Niels Hendriks, Xios Üniversite ve Koleji, Belçika
- Sedat Kapanoğlu, Ekşi Sözlük internet sitesinin sahibi ve kurucusu, Türkiye
- Serdar Kuzuloğlu, Teknoloji yazarı ve MYK Medya şirketinin kurucusu, Türkiye
- Prof. Dr. Kevin Robins, Goldsmiths College, Londra Üniversitesi, İngiltere
- Cenk Uygur, TheYoungTurks internet sitesinin kurucusu, ABD
- Josh Woodard, AED.org, Gençlik ve kalkınma program sorumlusu, ABD
- Slavoj Žižek, Felsefeci, Slovenya
bu programı dinledikten sonra direk feysbuk ve msn adreslerimi iptal ettim.aslında kafamda var olan düşüncelerdi yani farkında olduğum şeylerdi programda bahsedilenler.ancak demek ki harekete geçmek için bir tetikleyici, birilerinden bir onay bekliyormuşum anında gözümü kırpmadan hayatımdan çıkardım sanal iletişim platformlarını=)
teşekkür ederim bu sebepten paylaşımınızdan dolayı.
Bir süredir değişen güvenlik ayarları nedeniyle bir süredir şüpheliydim. Bu sabah bu çalışmayı izlemeden hesabımı sildim, umarıms silinmiştir diyorum. Gerçi verdiğim bilgileri ve arkadaşlarımı yalnız gerçek arkadaşlarım arasından seçerek aslında kontrollü kullanıyordum ama yine de kendimi teşhir etmek değil rahatsızlık yanlızca, başkalarının kendisini teşhir etmesinden de müzdarip olmaya başlayınca….zamanı gelmişti. İnternette başkası gibi görünmekle geldiğimizde, zararsız bir tatminmiş gibi görünebilir ama talhotblond adlı filmi izlersek o kadar masum olmayabileceğini de görebiliriz. İnternetin zamanla bilgi kirliliği, doğrunun ne olduğunu artık algılayamama, gerçeklerin kirlenmiş bilgilerle değerlerinin kaybolması vs. ye de sebep olmaya başladığını düşünüyorum. Sözde sınırsız özgürlüğün bedeli ne olacak, her kapitalist sistemde sorulması gereken şeydir? Çünkü bu sistem almadan hiç bir özgürlüğü vermez.
Teşekkürler ayrıntılı çalışmanız için.
Kapatmamış olsaydım facebookta paylaşırdım 😀
Aslında anlatılanları burda konuşan uzmanlar kadar ayrıntılı olmasa da çoğumuz biliyoruz. ama insan anlayışı- bilinci duruma göre değişiyor; denildiği gibi daha bir-iki sene önce nette kimlik bilgisi vermemeye çalışırken, şimdi hayatımızla ilgili bir çok şeyi herkesle paylaşır olduk. gerçekten mahremiyet karşısındaki tutumumuzda önemli bir değişimdir bu. hayatımızla ilgili böyle herşeyi ortalığa sererek basitleştirip değersizleştiriyoruz aynı zamanda. net üzerinden arkadaşlık kurmak mesela. yüzüne bakmadan, hissetmeden görmeden bir insanı, onunla arkadaş olmak…kim ne paylaşmış, ne yazmış, hangi fotoğrafları koymuş, kaç arkadaşı var vs. bunları niye bilmek istiyoruz ki? o merak ettiğimiz insanlar bizim için o kadar önemliyse niye niye zahmet edip bir araya gelip yüz yüze gerçek hayatta paylaşmıyoruz bütün bunları? aslında söylenecek çok şey var bu sanal sosyallik hakkında ama burda kalsın
Çok teşekkürler bu güzel paylaşım için ve tabi diğerleri için de