Ana Sayfa Şairler - Şiirler “Sigortalı bir işe girmeden aşık olunmuyor” Sınavda Çıkmayacak Sorular – Güven Adıgüzel

“Sigortalı bir işe girmeden aşık olunmuyor” Sınavda Çıkmayacak Sorular – Güven Adıgüzel

işçiler
Yemeklerde sonra pişman oluyorlar, kravat takıyorlar, az seviyorlar
Aşık olamıyorlar, çok şişmanlıyorlar ve hiç gülmüyorlar

 

Teşekkür ediyorlar, çok yaşıyorlar, işe geç kalmıyorlar
Çeyrek altını önemsiyorlar, küresel ısınmayı ve beş çaylarını
Ortadoğu’yu ihtiyaç halinde seviyorlar, gökdelenleri her haliyle
Eve geç gelmeyi borsaya bağlıyorlar, geriye kalanları astrolojiye
‘Konuşan tartı’lardan korkmuyorlar bir de,

-Ben bazen korkuyorum-

Artis diyorlar erken ölenlere bir akşamüstü her yer kalabalık
Her yer kalabalık, üzgünüz yeteri kadar ve Rimbaud mahkemelerde sanık
Sırayla ölüyor kumbarası kırılmış çocuklar, tez konusu bile değiller
İçinde Ortadoğu geçmeyince şiir de olmuyor, bir şeyler kahrolsun!

-İşgal edilmiştir inandığımız tüm çiçekler!-

Stratejik bir aşk yaşıyorum devlet görmesin, keşişleri hemen soboleyin
Bu saklambaç bizden uzak, kavimler göçü konumuz değil, seni seviyorum!
İdeolojiler söylüyorum dünya kurtarmak isteyenlere ve çok rüya görüyorum
İnsanı anlamakla meşgulüz, üstelik görünürde hiç ipucu da yok
Ben bazen korkuyorum, annem duruyor hemen kalbime
Beni hep yanlış öldürüyorlar anne diyesim geliyor
Sonra cihad geliyor aklıma, cihad’ı çok seviyorum

-Ama bunları coğrafi keşiflerle açıklayamam-

Çocuğu okula yazdırıyorlar, merkez sağ’ı ve dedikoduyu çok seviyorlar
Üniter yapı diyorlar, uluslararası toplum, en az iki yabancı dil
Minareler gölde ediyor, başka ihsan da istiyorlar
Akşam ezanında eve giriyoruz, üzgünüz yani gereği kadar
Demokraside ısrar ediyorlar bir de, ben rahatça ölsek diyorum.

Yemeklerde sonra pişman oluyorlar, kravat takıyorlar, az seviyorlar
Aşık olamıyorlar, çok şişmanlıyorlar ve hiç gülmüyorlar

-Manavlar da şiire inansın diye kırmızıydı belki elmalar-

Elmalar deyince aklıma annem geliyor ve taksitli sancılar
Bir yanağın elma oluşunu,
Devrik cümlelerle düşünüyorum…

-Sigortalı bir işe girmeden aşık olunmuyor-

 

Çay İçmeyen Adama Neden Güvenilmez?

Çay üç özelliğinden dolayı kutsal bir sıvıdır.
Birincisi; sınıfsız bir içecektir, ayakkabı boyacıları ile ceo’ların ortak içeceğidir. Sınıfsal kaynaşma sağlar. Her statüden insanın tükettiği bir sıvı olup, içecekte eşitlenmenin sembolüdür aynı zamanda. İkinci olarak zamansızdır; sabah kahvaltısında, öğlen yemeği sonrasında, akşam üzeri, yatmadan önce yani günün her saati içilebilen tek içecektir. Üçüncüsü; Muhabbetin demini aldırır. Çay olmadan yapılan sohbetlerin hiçbir tadının olmadığı malumunuzdur.

Çay; yoksulların, şairlerin ve yalnızların resmi içeceğidir. Ona öyle alelade bir içecek muamelesi yapamayız. Ona sıradan bir içecek gibi davranamayız. Yok ben çay sevmem, çayla aram iyi değildir gibi hezeyanlar delikanlı bireylere yakışmaz. Çay içmeyen adamı anlamak zordur. Eğer bir rahatsızlığı yoksa, ki çay sıhhat verir. O kişinin niye çay sevmediği bizim için ciddi bir sorun olarak masada duracak ve dostluğumuzu sorgulatacaktır. Zamansız-mekansız-sınıfsız bir içecek olarak çaya karşı yapılan bu haksızlık ve sevgisizlik bizi yaralar. Çay içmeyen adam şüphelidir. Ona güvenemeyiz. Çünkü ince belli bardakta tüten nefis dumanıyla, karanfil kokulu sıcak ve demli bir çayı yudumlamamış insan, Anadolu’yu, bozkırları ve kırılgan yağmurlarımızı tatmamış demektir, kırkikindilerle yıkanmamış, gökyüzünü tanımamış demektir. Çay içmemenin hiçbir mantıklı izahı olamaz. Çay içmeyen adama güvenemeyiz çünkü buralardan ve bu toprakların kadim içecek kültüründen fersah fersah uzaklaşmış bir adam bizi tedirgin eder.
Çay; yoksulların, şairlerin ve yalnızların resmi içeceğidir. Ona öyle alelade bir içecek muamelesi yapamayız. Ona sıradan bir içecek gibi davranamayız.

Güven Adıgüzel

1 Yorum

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Exit mobile version