Ana Sayfa Edebiyat SABAHATTİN ALİ: İLK YAZIMI BASTIRMAK İÇİN O KADAR UĞRAŞMIŞTIM Kİ, ÇIKINCA HEYECAN...

SABAHATTİN ALİ: İLK YAZIMI BASTIRMAK İÇİN O KADAR UĞRAŞMIŞTIM Kİ, ÇIKINCA HEYECAN BİLE DUYMADIM

8 Ekim 1935 Yılında Sabahattin Ali ile Yapılmış Bir Anket:

Bay Sabahattin Ali günün en kuvvetli hikayecisidir. Hikayelerini Değirmen isimli kitabında toplamıştır. Dağlar ve Rüzgâr isimli bir şiir kitabı da vardır. Kendisini Ankara’ya son gidişimde tanıdım. Anketimden bahsettiğim zaman, “Sorularınızı verin ben size karşılıkları yazar veririm. Zaten dört beş satırdan fazla tutmaz” dedi. Hakikaten beni hiç üzmeden karşılıkları yazdı ve gönderdi.

I – Edebiyata nasıl başladınız?
Kitap okuyarak.

II – İlk neşredilen yazınız ve bu neşir esnasındaki heyecanlarınız?
İlk neşredilen yazımı unuttum. Bir vilayet gazetesinde çıkmıştı. Bastırmak için o kadar uğraşmıştım ki, çıkınca heyecan bile duymadım.

III – Bizim eskilerden okuyup sevdikleriniz?
Bir zamanlar anıza çok meraklı idim, gazeller, terkib-i bendler1 yazar ve eskileri hırsla okur, üzerlerinde uğraşırdım. Bugün hâlâ okuyup sevdiklerim Fuzuli ve Galip Dede’dir.

IV – Yabancılardan okuyup sevdikleriniz?
Yabancı edebiyatı oldukça yakından takip etmeye uğraşırım. Devirleri içinde mürteci olmamış eski ve yeni bütün sanatkarları severim. Bugün bilhassa Sovyet ve Amerikan muharrirleri arasında severek ve düşünerek okuduğum romancılar vardır.

V – Eski edebiyatımız hakkında fikirleriniz, bu edebiyatın bugüne tesirleri olmuş mudur?
Eski edebiyat her içtimai hâdise gibi, devrinin mahsulüdür. Kitleden uzak kaldığı için ölen o devirle beraber ölmüştür. Bizim gibi onunla düşüp kalkmış olanlar da yok olduktan sonra ancak filologlar bu edebiyatla meşgul olacaklardır. Bugünkü nesil üzerinde eski edebiyat ruhunun tesiri bakidir. Yeni şairlerimizin halkla olan münasebetleri ve yazılarının içi, özü, eski gazelhanlarınkinden2 farklı değildir. Hepsi kendilerini, tıpkı eskiler gibi, “sahib-i mezak”3 bir zümreye hitap ettikleri için; halkın fevkinde görmekte, hepsi, tıpkı eskiler gibi, büyük ve kitleyi ilgilendiren meseleler yerine, kendi his ve fikir mozaiklerini yazılarında işlemeye özenmektedirler. Bunun için kendilerini kendilerinden ve kendilerine benzeyen birkaç acayipten başka okuyan olmadığı gibi, okuyacak olan da yoktur. Bunlar, gürül gürül akan hayat nehrinin yanında vızıldayan ve bu suya alakalan ancak onu kirletmek şeklinde görülebilen sineklerdir.

VI – Bugünkü edebiyatımız hakkında dağınık diyorlar, ne gibi bir toplanış vaziyeti düşünüyorsunuz?
Bugün edebiyat denecek toplu bir şeyimiz yoktur. İyi veya fena yazan birkaç şahıs var ki, birbiriyle münasebettar bile değiller. Şiir olsun, nesir olsun, yazanın, kafasının dar ve ukalâ hududunu aşabilip halka yükselen ve şekil, ruh, fikir itibariyler kuvvet ve başarma gösteren ve etrafında bir fikir grubu topyabilecek olan Türkçe bir forma bile okumadım.

VII – Genç neslin en kuvvetli sair ve yazarları?
Bu boğucu hava içinde birer ışık gibi parlamak isteyen ve edebiyatımızın katili olan ananelerle dövüşen birkaç genç var. Fakat daha ortaya kendilerinden beklendiği kadar kuvvetli şeyler çıkarmadıkları için isim söylemeyeceğim.

VIII – Son dil cereyanını nasıl buluyorsunuz?
Kitle ile anlaşmak ve birleşmek için yapılan her hareket güç ve doğrudur.

Anketimiz:
Gençler Diyorlar ki
Anketi yapan: İhsan Aygün Beşinci
Kaynak: Markopaşa Yazıları ve Ötekiler


1 Divan şiirinde gazel uzunluğundaki bendlerle oluşturulan nazım biçimi.
2 Gazel söyleyenlerinkinden.
3 Zevk sahibi.
4 Genelleştirilmesi.
5 Açık.
6 Bireycilikten.
7 Hastalıklı.
8 Cinsel baskı ve yasaklardan.
9 Yazarların, edebiyatçıların.

Yorum Yok

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Exit mobile version