Nihat Behram, Yazarlık Onurunu AKP’den Sakındı

blankblank
Kültür Bakanlığı’nın Frankfurt Kitap Fuarı’na davetine bir tepki de şair-yazar Behram’dan geldi. Nihat Behram, AKP’nin Frankfurt davetini ret ederek , Frankfurt Kitap Fuarı’nda Türkiye’yi AKP’nin Kültür Bakanı ve ekibinin temsil etmesinden derin üzüntü duyduğunu belirtti.
Benzer bir tepkiyi Leyla Erbil, Tahsin Yücel ve Kaan Arslanoğlu da vermiş ve daveti reddetmişlerdi.
Nihat Behram’ın mektubu şöyle:

“Yazarlık Onurumu Frankfurt’tan Sakınıyorum!

Frankfurt Kitap Fuarı nedeniyle, yetkililerce bana iletilen 3 Temmuz 2008 tarihli davet mektubu şöyledir:

‘Sayın Nihat Behram,
Dünyanın en büyük kitap fuarı olan Frankfurt Kitap Fuarı, 2008 yılında onur konuğu olarak Türkiye’yi ağırlıyor. Ekim ayı ortasına kadar gerçekleştirilecek fuar öncesi ve esnasında çok sayıda etkinlik ile edebiyatımız tüm renklerini Avrupa’da sergileme olanağı bulacak. Bu kapsamda sizi de 17 Ekim Cuma günü Frankfurt’ta, Şinasi Dikmen Sahnesi’nde gerçekleşmesi planlanan ‘Türk Şiiri Gecesi’ etkinliğinde ağırlamak istiyoruz.

2008 Frankfurt Kitap Fuarı Onur Konuğu Türkiye Ulusal Yürütme Komitesi adına yaptığımız bu davete olumlu yanıt vermeniz halinde büyük memnuniyet duyacağız. Kültür Bakanlığı iki günlük konaklama ve uçuş gibi masraflarınızı karşılıyor. Bu konular ve vizeyle ilgili ayrıntılı bir resmi yazı cevabınızdan sonra, en kısa zamanda size iletilecektir.
Saygı ve selamlarımızla’

Nihat Behram’ın Yanıtı: 

Sayın Yetkili,
Davet etme nezaketinize teşekkür ediyorum. Dünya ve insanlık kültürünün derin bir beşiği olan Türkiye’nin Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı’nda Onur Konuğu seçilmesine tabii ki seviniyorum. Fakat bu sevincimi kıran nedenler var. İlkin, değişik kültürler, inanç ve dillerin beşiği olan yurdumun hak ettiği biçimde temsil edilemeyecek olması bu nedenlerin en önemlisidir. Dahası, bugünkü Kültür Bakanı ve ekibinin Türkiye’yi temsil edecek olmasından derin üzüntü duyuyorum. Almanca’da yayımlanan kitaplarım nedeniyle söz konusu fuara değişik zamanlarda özgür irademle katıldım. Söz konusu kentte ise devrimci-demokrat kuruluşların etkinliklerinde aynı iradeyle defalarca bulundum. Bu irade Türkiye’yi temsil etmede taşıdığım düşünce ve duygumun özünü oluşturur. Bu düşünce ve duygu, söz konusu fuara bu davetle gitmekten yazarlık onurumu sakınmamın da ifadesidir. Adımı ‘davetliler’ listesinden silmenizi rica ediyorum.

Dilerim her şey Türkiye ve onun mazlum emekçi halkı için ilerleyen yıllarda daha aydınlık olur…
Nihat Behram”

1946 yılında Kars’ta dogdu. Ortaögrenimini Haydarpasa Lisesi’nde tamamladi. Gazetecilik Yüksek Okulu’nda ögrenimini sürdürürken Ceza Yasasi’nin 141, 146 ve 246 maddelerine aykiri eylemde bulundugu savi ile tutuklandi. Bir buçuk yil tutuklu kaldi. Serbest kaldiktan sonra Vatan gazetesinde, Güney Yayinlari’nda çalisti. 12 Eylül 1980’den sonra ülke disina çikti. Dönmesi yolundaki çagriya uymadigi için vatandasliktan çikarildi. 17 yillik politik sürgünden sonra 1996’da yurda dönebildi. Ilk siirleri, Soyut, Yordam, Yeni Gerçek, Halkin Dostlari dergilerinde yayimlanmisti. Sonra sürekli olarak Ataol Behramoglu ile birlikte çikardiklari, Militan’da yazdi.

3 Yorumlar

  1. Bence Türkiye solunun yillardir yaptigi hatayi katmerlemekten baska bir sey yapmamis cok sevdigim Nihat Behram. Yine ayni nakarat. yani “onur” u (ki ben buna toplumsal ya da ideolojik bir onur diyemiyecegim, daha cok bireysel bir onurdur bu aslinda, gurura daha yakin) mümkün olabilecek pratigin önüne gecirmek! Sevgili Nihat Behram belki bu fuara katilmayarak “yazarlik onur”unu kurtaracak ama o kalabaligin icinde bilinc arayan isiltili gözlerden uzak kalip okudugu siirlerle bir kere daha sol bilinc verme firsatini kacirarak, hatta feda ederek, AKP ve yandaslarinin ekmegine yag sürecek. Gecmis olsun! Bence sol kesim bir kere daha kaybediyor kuru ONURLA!

  2. Nihat Behram’ın kendisine gelen davete verdiği cevap oldukça anlamlı aslında…ama anlayana,ki bunu anlayacak insan sayısı oldukça azaldı diye düşünmekteyim. O davete katılmayı reddederek kuru bir onur sergilediğini düşünmüyorum.Bu daveti kabul etmiş olsaydı da sevenleri tarafından yadırganma ihtimali yüksek olacaktı.Sevgili Nihat Behram ve dolayısıyla aydınlarımızın böylesi bir tepkide bulunmasını olumsuz eleştiriye tutmaktan ziyade , bu duruma seyirci kalmayıp aydınlarımızın seslerine ses katmalıyız.
    Nihat Behram ve onun gibi aydınlık zihinler günbegün çoğalacak ve hep var olacaktır.

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz