Bogoto’da üniversitede bana dönemin yazarlarını tanıştıran yeni arkadaşlar, dostlar edindim. Bir arkadaşım bana Franz Kafka’nın kısa öykülerini ödünç verdi. Kaldığım pansiyona gidip Dönüşüm’ü okumaya başladım. İlk satırı neredeyse beni yataktan fırlatıyordu. Çok şaşırmıştım. İlk satır şöyledi: “Bir sabah Gregor Samsa sıkıntılı bir rüyadan uyandığında kendini bir böceğe dönüşmüş buldu…” Bunu okuyunca kendi kendime böyle şeyler yazmasına izin verilen kimseyi tanımadığımı düşündüm. Eğer tanımış olsaydım, yazmaya çoktan başlamış olurdum. Böylece kısa öyküler yazmaya başladım. Hepsi tamamıyla hayal ürünü kısa öykülerdi çünkü sadece edebi deneyimlerime dayanarak yazdım onları. Henüz edebiyatla hayat arasındaki bağı bulabilmiş değildim. Öyküler Bogota’da El Espectator’un edebiyat ekinde yayınlandı, o zaman başarılı da bulundu – belki de Kolombiya’da kimsenin kısa öykü yazmıyor olmasından dolayı. O zamanlar çoğunlukla şehirdışı yaşam ve sosyal yaşam üzerine yazılıyordu. Yazdığım ilk kısa öykülerde Joyce’un etkisi görüldüğü söylendi bana.
Yazarın Odası
Gabriel Garcia Marquez