İki nehir arasında bir halk; Süryaniler ve Süryani Müziği

Daha önce Anadolu müzik çeşitliliğini ölümsüzleştirme çabalarında değişik müzik albümlerin geniş topluma yayılmasına öncülük eden Kalan Müzik, bu çalışmada Süryani toplumuna eğiliyor. ‘Süryaniler’ adlı kapsamlı albümde iki CD sunan Kalan Müzik, albüme Türkçe, Süryanice, Fransızca ve İngilizce basılan bir de kitapçık eklemiş. Ciddi bir çalışmanın ürünü olan ‘Süryaniler’ albümünde, Süryani dinsel müziği ilk CD’de toplanmış. 22 ezginin yer aldığı bu CD’de, değişik kiliselerde ve dinsel törenlerde söylenen ilahiler, kullanılan değişik makamlardan örnekler verilmiş. Bunlardan bazıları, ‘Dahto lo Nehte’nin sekiz makamının dışında mihrapta okunan özgün makamı ‘Kurole Allaho'(dinle), Doğuş Bayramı ilahisi Mor Yakup birinci makamı ‘Haleluya'(dinle), Elem haftasının özel duası ‘Mişiho Dephase'(dinle) ’ vb. [Aşağıdan albümden örnekler dinleyebilirsiniz)

Süryaniler, kökenleri 5000 yıl öncesine dayanan “Tarih yazan topraklar” olarak zikredilen Mezopotamya’nın, geçmişten bugüne uzanan zaman içinde pek çok kavime, topluluğa, devlete ve dine ev sahipliği yaptığını biliyoruz. İşte Süryaniler, genel hatlarıyla Fırat ve Dicle Nehirleri arasındaki bu topraklarda hayat bulan en eski köklü bir kültürün topluluklardan birisidir.

Albümdeki Kayıtlar
1- Kurole Allaho 2’40” Örnek
2- Haleluya 7’36” Örnek
3- Yuhanen Mazeg Mayo 1’11” Örnek
4- Kuryeleyso 4’01” Örnek
5- Mişiho Dephase 1’02” Örnek
6- Kerso 0’26” Örnek
7- Eno no Lahmo Haye 0’37” Örnek
8- Mo Şibi Hat Aito 3’27” Örnek
9- Aal Tar Ayte Aito 1’45” Örnek
10- Aal Airo Sberte Dabo 0’50” Örnek
11- Sluhoğ Aemen 0’32” Örnek
12- Yavro Tlitho 6’56” Örnek
13- Nahzen Geg Navi 1’21” Örnek
14- Avdo le Aito 0’43” Örnek
15- Yamu Drahmek 2’06” Örnek
16- Moran Etrahame Aen 3’31” Örnek
17- Şubho Litabo 10’48” Örnek
18- Nevşote o Dahte 3’56” Örnek
19- Kanya Makan 3’00” Örnek
20- Arsal Allah 4’07” Örnek
21- Fawka es Salib 2’07” Örnek
22- Kuddus Kuddus 2’35” Örnek
23- Bedrine 5’05” Örnek
24- Maştayli Paşke B’femeğ 3’13” Örnek
25- Azzen Azzen 8’04” Örnek
26- Hano Qritho 3’12” Örnek
27- Edlıova D’khooba 2’16” Örnek
28- D’liIyo Lilyo 6’04” Örnek
29- Şamomar 5’11” Örnek
30- Hzıli Şavka Bşkuka 3’43” Örnek
31- Aleymey 4’58” Örnek
32- Ana u Khliti 3’11” Örnek
33- Haşumşe Tara Bedri 1’17” Örnek
34- Greşla İdi, Greşla İdi 4’16” Örnek
35- Şiama Lekke 1’14” Örnek
36- Kumu D’rukdina Şeyhani 3’21” Örnek
37- Merdinli 6’15” Örnek
38- Mahbubi 4’53” Örnek

Eserlerden örnekler dinleyebilmeniz için sisteminizde Windows Media Player yüklü olmalıdır.

Hıristiyanlığı kabul ettikten sonra, coğrafyayı istila edenlerin baskı ve egemenlikleri yüzünden başlangıçtaki etkinliklerini kaybetmişlerdir. Günümüzde ise dünyanın değişik bölgelerinde 20 milyonu aşkın Süryani kökenli insan dağınık bir şekilde yaşamaktadırlar. Türkiye’de 15 bini aşkın Süryani’nin 12 bini İstanbul’da yaşadığı tahmin edilmektedir. Süryaniler İstanbul dışında başlıca Mardin, Diyarbakır, Adıyaman, Elazığ, Ankara, İzmir, Malatya, Şanlıurfa, Gaziantep, Antakya ve Adana’da yaşamaktadır. Süryaniler nereye gıderlerse gitsinler yaşadıkları coğrafyanın insanlarına ahlaki tutumlarına saygı duymuşlardır.

Süryanilerin kökeni ve nerden geldiklerine dair bilinen üç farklı görüş vardır.Bu görüşlerden birisi, Süryanilerin Aramiler’den geldiğini savunan tezdir. Bu tezin dayanağı Süryani halkının Aramca konuştuğu ve bundan dolayı da kökeninin Aramiler olduğunu iddia etmektedir. Süryanilerin kökenine dair ikinci görüş ise Süryanilerin Asurlular’dan geldiğini savunan tezdir. Bu görüşe göre Süryaniler, eski Mezopotamya’da imparatorluklar kurmuş olan Asurlular’ın torunlarıdır. Bu iki görüşün eksiklikleri, Süryanilerin kökenini tüm eski Mezopotamya halklarına dayandığını belirten yeni bir görüş ortaya çıkarmıştır.

Aslında bu farklı görüşlerin önemi, getirdikleri tarihsel açıklamalardan ziyade, bu görüş sahiplerinin Süryaniler için düşledikleri farklı toplumsal modellere sahip olmasındadır. Yani Asur görüşünü savunanlar, Süryanilerin öncelikle siyasal bir toplum olmasını arzu etmekte; Arami görüşünü savunanlar ise daha çok inanca dayalı bir toplum modeli oluşturmak ve bu model çerçevesi içinde toplumu bir arada tutmaya çalışmaktadırlar.

Aslında Asur ve Arami ile anlatılmak istenen halk aynıdır. Söz konusu olan halk, Eski Mezopotamya kültürünü taşıyan ve inancı bakımından Hıristiyan olan bir topluluktur. Bu halk Irak ve İran’da daha çok “Asur” adıyla tanınırken, Suriye ve Türkiye’de aynı halk için “Süryani” adı kullanılmaktadır. Süryani kelimesi özellikle Hıristiyanlığı sonrası yaygınlık kazanmıştır ve Hıristiyan olan Yukarı Mezopotamya halkını belirtir. “Asurlu” kelimesi ise İsa’dan önceki Yukarı Mezopotamya halkı için kullanılmaktadır. Başka bir deyişle “Asurlu” kelimesi “Süryani” kelimesi ile anlatılmak istenen halkın Hıristiyanlıktan önceki zamanını belirtir. Bir yerde bugün bu halk için kullanılan, “Asur”, “Arami”, “Süryani” (ve daha başka adlar; Keldani, Maruni vs.) kelimeleri aynı topluluğu nitelemektedir.

Süryanilerin kökenini sadece Aramilere veya Asurlulara dayandırma çabalarının , Mezopotamyanın eski tarihine bakıldığında çok anlamlı olmadığı görülecektir. Buna karşılık Süryanilerin kökenini, tüm eski Mezopotamya halklarına (Fenikeliler, Akkadlar, Keldalılar, Babiller, Kenanlar, Asurlular ve Aramiler) dayandırmak daha mantıklıdır. Çünkü bütün bu halklar aynı kökenden oldukları için daha kolay kaynaşabilmişlerdir. Aynı dili konuşan, benzer örf ve adetleri yaşayan bu halklar Hıristiyanlık inancı ile birlikte aynı dine de sahip olmuşlardır. Ve bu eski halkların temeli üzerinde, yeni bir ada sahip olan Süryaniler doğmuştur.
Süryani’ Adı Nereden Geliyor?
Süryani (Süryoyo) adının nasıl, ne zaman ve neden dolayı kullanıldığı kesin olarak bilinmiyor. Süryani isminin kökeni hakkında pek çok varsayım var. Varsayımların ortak özelliği; Süryani adının ya Mezopotamya’daki bir şehirden ya da bu coğrafi bölgede hüküm sürmüş bir kralın adından kaynaklandığıdır. Sizlere bilgi olması açısından, bugün en sık rağbet edilen iki varsayımı aktaracağım. Bu iki varsayım Yakup Bilge’nin, Yeryüzü Yayınları arasında çıkan ve 1992 yılında basılan “Anadolu’nun Solan Rengi Süryaniler” kitabından alınmıştır.

1) Kimi yazarlara göre Suriye adı, bölgeyi ele geçiren Kilikos’un kardeşi Suros’tan geliyor. Süryani adı da bu sözcükten türüyor. XII.yy’da yaşamış olan Diyarbakır metropoliti (Bir bölgede yaşayan Süryanilerin kilise içindeki en üst rütbedeki kişisi) Arami kralı Suros’un adına izafeten, egemenliği altındaki ülkenin “Surisyin” olarak adlandırıldığını, daha sonra Surisyin adındaki son “s” harfinin atılarak “Suriyin” şeklini aldığı ve burada yaşayan halkında bu adla anılmaya başlandığını söyler.

2)Asurluların ülkesine Yunanlılar tarafından sözcüğün onuna bir ‘y’ eklenerek “Asurya” deniliyordu. Yunalıların kullandığı ve gitgide yaygınlık kazanan “Asurya ve Asuryan” kelimeleri Aramca konuşan halkın diline girdiği zaman, dil kurallarına göre bazı değişikliklere uğradı ve Asuroyo şeklinde telaffuz edildi. Tarihsel süreçte “A” harfi düşerek kelime Suroyo (Süryani) şeklini almıştır.

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz