Ana Sayfa Edebiyat Dostoyevski’nin bütün dünyada en çok okunan romanı, Suç ve Ceza’dan 10 Alıntı

Dostoyevski’nin bütün dünyada en çok okunan romanı, Suç ve Ceza’dan 10 Alıntı

Suç ve Ceza ilk kez 1866 yılında yayımlandı. O tarihten sonra da dünyanın gündeminden hiç düşmedi. Dostoyevski, “hiç aceleye gelmemesi” gerektiğini düşündüğü “yeni” bir karakter yakalamıştı. Rusya’yı, Rus halkını gözlemleyerek Raskolnikov’u onların içinden çekip almıştı. Öykü, tüm yönleriyle çürüdüğü açıkça görülen geleneksel iyilik algısının toplum tarafından nasıl “göz göre göre” korunduğunu anlatır.

Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sı, insanlığa sorduğu can alıcı sorularla güncelliğini hiç yitirmeyen en büyük başyapıtlar arasında. Hâlâ…

Hiçbir zaman insanlara kötü davranarak düzeltemeyiz onları, özellikle çocuklara iyi davranmak gereklidir. Bir çocukla ilişki kurarken iki kat dikkatli olmalıyız. Ah sizi kendini beğenmiş ilericiler! Siz insanları anlamazsınız. Başka birini ezerken kendinize kötülük ettiğinizin farkına bile varmazsınız.

Neden böyle aptalım ben? Madem başkaları aptal ve ben onların kesin olarak aptal olduklarını biliyorum, Öyleyse neden onlardan daha akıllı olmak istemiyorum? Sonra herkesin akıllı olmasını beklemenin çok uzun süreceğini anladım Sonya. Bir de bunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini. İnsanların değişmeyeceğini, onları değiştirebilecek kimsenin bulunmadığını ve bunun için çaba göstermeye değmeyeceğini.

Akılca ve ruhça kim sağlam ve güçlüyse, insanlara onun buyuracağını biliyorum artık! Kim daha yürekliyse, haklı olan da odur. Her şeyin içine tükürmekte, aldırmazlıkta en ileri gidenler, yasa koyucu olurlar. Herkesten daha gözü pek olan, herkesten daha haklıdır! Bugüne kadar böyle gelmiş, bundan sonra da böyle gidecek! Bu gerçeği ayırt edemeyenler kördür!

Her şey insanın elindedir ve o her şeyi sırf korkaklıktan kaçırır elinden. Bu apaçık bir şey artık. Acaba insanlar en çok neden korkar? En çok yeni bir adım atmaktan, yeni bir söz söylemekten korkarlar.

Edebiyat ve sanat! İnsan soylu olmaya görsün, gerisi yetenekle, bilgiyle, akılla, dehayla kendiliğinden geliyor! Şapka örneğin… Ne demektir şapka? Ben gidip şapkayı Zimmerman’dan satın alabilirim, değil mi? Ama, ya şapkanın altında duran şeyi? İşte onu hiçbir yerden satın alamam!

İnsan fakir de olsa ruhundaki asaleti muhafaza edebilir. Fakat sefalete düşünce, katiyen, hiç kimse. Bir kimseyi sefalete düştü diye sopa ile toplumun dışına atmazlar, daha da alçaltmak için süpürge ile süpürürler.

Hiç kuşkusuz burada aşk söz konusu değil diyor annem. Ya ne var peki? Aşk yoksa, ne olabilir ki? Ya saygı da olmazsa, tersine nefret, aşağılama olursa ne olacak? O zaman kala kala “temizliğe dikkat etmek” kalıyor. Öyle değil mi? Bu temizliğin ne demek olduğunu anlıyor musunuz siz?

Dünyada herkesten çok kendini sev, çünkü dünyada her şey kişisel çıkarlara dayalıdır. Eğer bir tek kendini seversen, işini gerektiğince yaparsın, kaftanın da bölünmeden, bütünüyle senin üzerinde kalır. Bu arada ekonomi, bu bilimsel gerçeğe şunu ekliyor; Toplumda ne kadar çok insanın işleri yolunda olursa, diğer bir deyişle, kaftanlar ne kadar bütün kalırsa, toplumun temelleri de o kadar sağlam ve genel gidiş o kadar yolunda olur.

Bir süre zihninde düşüncelerini tarttı. Sonra, “Eğer ben yanılıyorsam,” diye parladı birden, “Eğer insanlar gerçekten aşağılık değilse -genel anlamıyla tüm insanlar, bütün bir insan soyu yani- o zaman geri kalan her şey, sırf ön yargıdan, hayali korkulardan ibarettir ve hiçbir gerçek engel yok demektir; olması gereken de budur.”

İnsanlar doğa yasaları gereğince ikiye ayrılır: Sıradan olanlar. Bunlar doğaları gereğince tutucudurlar, uysaldırlar, boyun eğerek yaşarlar. Ayrıca boyun eğmeyi severler. İkinciler ise gerektiğinde yasaları çiğnerler. Kendilerine göre iyi şeyler için şimdinin yıkılması gerektiğine inanırlar. Bunu gerçekleştirmek için kan gölünde yüzmeleri gerekse bunu da gönül rahatlığıyla yapabilirler.

Oggito
Suç ve Ceza, Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, Çeviren: Mazlum Beyhan

Yorum Yok

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Exit mobile version