Ana Sayfa Genel Kültür Che’nin veda mektupları: Bazı kereler beni anlayamadığınızı sanıyorum

Che’nin veda mektupları: Bazı kereler beni anlayamadığınızı sanıyorum

Che Guevara, bugün dünyada yanlızca Küba Devriminin önemli liderlerinden biri, Latin Amerikalı bir yurtsever veya Arjantinli hümanist bir doktor olarak değil, her şeyden önce yaşamın olanaklarını keşfetmeye cesaret etmiş bir devrimci olarak biliniyor. Fikirleri ile eylemleri arasındaki uyum, yaşama yüklediği anlam ile kendi sorumluluğunu gözeterek, aklı ve duygularıyla hareket eden mütevazi ve kısa bir yaşam sürdü.
İnancı ve kararlılığı, duyarlılığının beslediği dayanışma düşüncesi,  fedakarlık ve görev anlayışı  ile Che Guevara, güncelliğini ve vazgeçilmezliğini korudu. Ölümünün üzerinden 40 küsür yıl geçmesine rağmen dünyanın her yerinde ve her zaman tutku yoksunu bir yüzyılın genel görüntüleri ile sunulan sahte serüvencilerinden daha fazla değere ve gerçekliğe sahip oldu .

Che’nin çocuklarına veda mektubu
Sevgili Hildacık Aleidacık Camilo Celia ve Ernesto

Eğer bu mektubu okumanız gerekirse bu sizlerin arasında olmadığımdan olacaktır. Beni zar zor hatırlayacaksınız en küçükleriniz ise hiç hatırlamayacaktır. Babanız düşündüğü gibi hareket eden bir adamdı ve kesinlikle inançlarına bağlıydı.

İyi bir devrimci olarak yetişin. Doğaya egemen olmayı olanak kılan tekniğe egemen olmak için çok çalışın. Devrimin önemli olduğunu ve bizlerin yalnız başımıza hiçbir değerimizin olmadığı hatırda tutun. Herşeyden önce de dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir kişiye karşı yapılan herhangi bir haksızlığı daima yüreğinizin en derin yerinde hissedebilin. Bu bir devrimcinin en güzel niteliğidir. Sizi ufaklıklar hep görmeyi umuyor ve kocaman kucaklıyorum.

Che’nin Fidel’e veda mektubu

Fidel

Dünyanın başka ülkeleri benim mütevazi çabalarımın yardımını istiyor. Ben senin Küba’ya olan sorumluluğunun sana imkan vermediği şeyi yapabilirim. Ayrılmamızın zamanı geldi.

Bunu acı ve sevincin karışımıyla yaptığım bilinsin; burada benim kurucu umutlarımın en safını ve sevdiklerim arasında en sevgili olanı bırakıyorum ve beni evladı gibi kabul eden bir halkı bırakıyorum. Bu benim ruhumdan bir parça koparmaktır. Yeni savaş alanlarında bana vermiş olduğun inancı halkımın devrimci ruhunu görevlerin en kutsalı olan nerde olursa olsun emperyalizme karşı mücadele etme görevini yerine getirme duygusunu taşıyacağım.

Başka gökler altında son saatim geldiğinde benim son düşüncem bu halk ve özellikle sen olacaksın. Öğrettiklerin için ve eylemlerimin en son sonuçlarına dek sadık olmaya çalışacağım örneğin için sana teşekkür ettiğimi Devrimimizin dış politikası ile her zaman özdeşleştiğimi ve buna devam edeceğimi sonumun geldiği herhangi bir yerde Kübalı devrimci olmanın sorumluluğunu duyacağımı ve öyle davranacağımı çocuklarıma ve karıma maddi hiçbir şey bırakmadığımı ve bundan üzüntü duymadığımı aksine sevindiğimi onlar için hiçbir şey istemediğimi çünkü devletin onlara yaşama ve eğitim görmeleri için gereken her şeyi vereceğini biliyorum.

Her zaman zafere kadar!

Che’nin Ailesine Veda Mektubu

Sevgili Canlar

Bir kez daha bacaklarımın arasında Rocinante’nin kemikleri fırlamış sağrılarını hissetmeye başladım. Yine elde kalkan yollara düşüyorum.

Yaklaşık on yıl kadar önce size yine böyle bir veda mektubu yazmıştım. Hatırladığımca daha iyi bir asker daha iyi bir doktor olamamaktan yakınmıştım. Artık doktorlukla ilgilenmiyorum ama öyle kötü bir asker değilim artık.

Çok daha bilinçli olmanın dışında hiçbir şey değişmedi özünde; Marksizm anlayışım derinleşti ve netleşti. Özgürlük adına savaşanlar için tek çözüm yolunun silahlı mücadele olduğuna inanıyorum ve bu inanca uygun olarak davranıyorum.

Çokları bana maceracı diyecek evet öyleyim -ama farklı bir türden- inançlarını doğrulamak için postunu tehlikeye atan türden…

Belki de bu benim son mektubum olacak.

Ölmeye niyetim yok ama mantıklı ihtimaller arasında bu da var.

Öyle olursa son kez kucaklarım sizleri.

Sizleri çok sevdim yalnız bu sevgiyi nasıl ifade edeceğimi bilemedim; aşırı bir katılıkla kendi yöntemlerime bağlı kaldım ve bazı kereler beni anlayamadığınızı sanıyorum. Beni anlamak kolay değildi ama salt bugünlük olsun bana inanın.

Bir sanatçının dikkatiyle eksiklerini giderdiğim iradem taşıyacak artık sallanan bacaklarımı ve tükenmiş ciğerlerimi. Bunu yapacağım.

Arada bir düşünün yirminci yüzyılın şu fedaisini. Celia’yı Roberto’yu Juan Martin’i Pototin’i Beatriz’i herkesi öperim.

Ve isyankâr başıboş oğlunuz sizleri kucaklar.

Ernesto
___________________________
Ernesto Che Guevara, (Do:14 Haziran 1928 Öl: 9 Ekim 1967), Arjantin doğumlu doktor, Marksist politikacı ve dönemin Küba gerillaları ile Enternasyonalist gerillalarının lideri.

Tıp eğitimi alırken Latin Amerika’yı baştan başa dolaştı ve bu sayede birçok insanın karşı karşıya kaldığı yoksulluğu doğrudan gözlemleyebildi. Bu deneyimler sonucunda bölgedeki ekonomik eşitsizliği ortadan kaldırmanın tek yolunun devrim olduğuna ikna olarak Marksizm’i incelemeye başladı ve Başkan Jacobo Arbenz Guzmán’ın önderliğinde Guatemala’nın sosyal devrimine katıldı.

Bir süre sonra 1959 yılında Küba’da yönetimi ele geçiren Fidel Castro’nun askerî nitelikli 26 Temmuz Hareketi’nin bir üyesi oldu. Yeni hükümette çeşitli önemli görevlerde bulunduktan, gerilla savaşı teorisi ve uygulamaları üzerine makaleler ve kitaplar yazdıktan sonra diğer ülkelerdeki devrimci hareketlere katılmak üzere 1965 yılında Küba’dan ayrıldı. İlk olarak Kongo-Kinşasa’ya (sonraları Kongo Demokratik Cumhuriyeti) daha sonra da CIA ve Amerikan Ordusu Özel Harekât Birlikleri’nin ortak operasyonu sonrası yakalanacağı Bolivya’ya gitti. Guevara 9 Ekim 1967’de Vallegrande yakınlarındaki La Higuera’da Bolivya Ordusu’nun elinde iken öldürüldü. Son saatlerinde yanında bulunanlar ve onu öldürenler, yargısız infaz sonucu öldürüldüğüne tanıklık etmişlerdir.

Ölümünden sonra Guevara dünya üzerinde sosyalist devrimci hareketlerin sembolü haline gelmiştir. Guevara’nın Alberto Korda tarafından çekilen fotoğrafı “dünya üzerindeki en ünlü fotoğraf ve 20. yüzyılın sembolü” olarak nitelenmiştir.

3 Yorumlar

  1. inandığı gibi yaşamak bu işte… Kahramanca ölmenin güzel bir örneği. Henüz 39 yaşında, benim yaşımda, ama ölmüş, oysa yapacak çok şeyi varmış, benim gibi; kalmış… Haydi canlar iki şey de biz yapalım bizden sonrakilere daha az iş kalsın. En azından çocuklarımıza Che vari yaklaşalım, çocuğumuz gibi davranalım, onlar da birer mektubu hakediyordur eminim.

  2. Che öldürülüceğini biliyordu, ama ölümden korkmuyordu. Görevinin sonunda iki seçeneği vardı. Ya başarıcaktı yada ölücekti. Kızlarına veda mektubundada onlara Devrimci olmayı öğütlemiştir. Onun görevi devrim yapmak ve öğretmekti. İnandığı gibi yaşadı ve öldü. Che’yi maceracı görenler devrimci şarlatanlardır.

  3. Bolivyalı köylüler San unvanıyla Che’yi övmüşlerdir. San Ernesto Guevara, ortaya koyduğu savaşım nedeniyle ölümsüzleşti. Che hakkında yazılan kitapları listelerseniz çok sevinirim.

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Exit mobile version