Ana Sayfa Genel Kültür 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü

Mirabel kızkardeşler…
Bundan tam 48 yıl önce, Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo diktatörlüğüne karşı muhalif bir hareketin üyesi olan Mirabel kız kardeşler, kaçırılarak öldürülürler. Mirabel kardeşlerin ölümü, kadına yönelik şiddetin ne ilk örneği oldu, ne de son. Yüzyıllardır kadın üzerinde uygulanan cinsel, ulusal, sınıfsal, fiziksel, psikolojik, ekonomik, duygusal şiddet tüm acımasızlığıyla devam ediyor .

Önce 1981’de Dominik’te toplanan Latin Amerika Kadın kurultayında; 25 Kasım , “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Ve Uluslararası Dayanışma Günü” olarak kabul edilir. Daha sonra 1985 yılında, BM tarafından ”25 Kasım, kadına yönelik şiddetin yok edilmesi için uluslararası mücadele” günü ilan edilir. 1981’den bu yana dünyanın dört bir köşesinden kadınlar; mirabel kardeşlerin yaşadığı trajediyi paylaşıyor…

Birçok kadın yaşadığı şiddeti; erkek egemen toplumun koyduğu kurallar nedeniyle açıklayamıyor. Şiddet evde, okulda, işyerinde, sokakta yaşamın her alanında var…

Ülkemizde her gün şiddet mağduru olan kadınların cinayete kurban gittiğini, tecavüze uğradığını, sokaklarda güvenle yürüyemez hale gelindiğini, aile içi şiddetin yüzyıllardır devam ettiğini yaşıyor, haberini okuyor ve de izliyoruz. Hatta acı olan yaşanılan şiddetin magazinleştirilerek halkın gözüne sokarcasına verilmesidir.

Kimi zaman da “hak etmiştir” mantığıyla meşrulaştırılan programlar izleniyor – izlettiriliyor.

Dünyanın her yerinde yaşayan kadınlar olarak; kimimiz sözlü, kimimizse fiziksel şiddete maruz kalıyoruz. Şiddet ne renk, ne dil, ne ırk, ne millet, ne mezhep, ne de sosyal statü dinlemeden devam ediyor. İstatistiki bilgilere bakıldığında acı tabloyla mutlaka karşılaşıyoruz…

Biliyoruz ki, sustukça daha çok kadın şiddete uğrayacak, daha çok kadın töre cinayetleri nedeniyle öldürülecek, daha çok kadın evlere kapatılacaktır.

Genç kızlara seçme hakkı tanınmadan; dayatılarak, zorla yaptırılan evliliklerle kadının haklı olup olmadığına bakılmadan töre cinayetlerine kurban gitmesi; kadının adının olmadığını bire bir gösteriyor… “Töre Cinayetlerine Hayır” de!

Sustukça, sıranın bir gün herkese geleceği unutulmamalıdır! Şiddet insani bir şey değildir! Onaylanması ya da meşrulaştırılmasına seyirci kalınması da beklenmemelidir.
Bütün demokratik kitle örgütlerinde, partilerde, örgütlenmenin dayanışmanın olduğu her alanda kadının örgütlenmesi oldukça önemlidir. Erkek egemenliğin baştacı olan gerici yoz düşünceyi yıkmanın birinci yolu; insan olma erdemini ayakta tutarak her alanda söz sahibi olmak için örgütlenmektir.. Unutulmamalıdır ki, kadınlar toplumların aynasıdır. Kadın özgür olduğu sürece; insanlık da o ölçüde özgürleşecektir.

Erkek egemen toplumda çoğunluğunun erkeklerden oluştuğu kurumlarda kadının özgürlüğü açısından bir yasa, ya da olumlu bir gelişme beklenmemelidir-beklenemez de…
Kadınlar; söz, yetki, karar sürecinde var oldukça bir şeylerin değişeceğine inanıyoruz!

Susma sustukça sıra sana gelecek!…
Şiddete Hayır!…
Şiddet insanlık suçudur!…
Şiddet güçsüzlüktür!…
Şiddet kader değildir! Bu kaderi bozacak olan kadınların kendileridir…

Biz sustukça kölelik,
biz sustukça geleceksizlik,
biz sustukça şiddet,
biz sustukça savaşlar,
biz sustukça sömürü,
biz sustukça çürüme derinleşecek.

İZİN VERMEYELİM!..
Devrim GENÇER Ayten YUMLİ Sabriye İLDAN Sema KAYGALAK Gülay SERİN Aysun ÇELEBİ Şengül İLERİ Dilek KARABAĞ ŞAHİNOĞLU Aynur ALASAN Perihan İLDAN Şenay YURTSEVER Aysun ÇELEBİ

1 Yorum

  1. kadınlara şiddeti kınıyorum…
    Bunu salt kadın olarakda almamak gerekir.İnsana şiddetin kınıyorum.Kadınlar toplumumuzda en çok şiddete maruz kalanlardır.
    Tacizle tecavüzler töre cinayetleri fiziksel ve ruhsal şiddet hani bazen şairinde izahı gibi ‘yeri öküzümüzden sonra gelen kadınlar’ horlanan dışlanan kadınlar.
    Bu anlayışla hazırlanan bu metni cani gönülden destekliyorum.İMzamıda atarım.

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Exit mobile version