Ana Sayfa Medya Komedya Gençliğe Hitabe’yi Atatürk değil İsmet İnönü yazmış haberine 22 yıl sonra gelen...

Gençliğe Hitabe’yi Atatürk değil İsmet İnönü yazmış haberine 22 yıl sonra gelen itiraz!

Mustafa Kemal ismet inonu“Atatürk, hazırladığı Nutku, yakın arkadaşı İsmet İnönü’ye okuması ve fikirlerini söylemesi için vermiş. İsmet Paşa uzun konuşmayı okuyup bitirdikten sonra Atatürk’e iade etmiş. Atatürk’ün nasıl buldun sorusuna, ‘Paşam çok güzel, ancak, sonunu gençliğe hitap ederek bitirmek sanırım faydalı olur,’ cevabını vermiş. Atatürk de bunun üzerine, ‘O zaman sen yaz böyle bir bölüm; bakalım, iyi olursa dediğin gibi yaparız,’ deyince İsmet İnönü Nutuk’un sonundaki ünlü ‘Gençliğe Hitabe’ bölümünü kaleme almış.”



ORAL ÇALIŞLAR
Liderler Hapishanesi’ kitabımın 7.baskısı geçenlerde Güncel Yayıncılık tarafından yapıldı. Radikal gazetesi de bu kitaptan bazı bölümleri güncellik taşıdığı için haber yaptı. Atatürk’ün 15-20 Ekim1927 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde okuduğu ‘Büyük Nutku’n son bölümünde yer alan ‘Gençliğe Hitabe’nin İsmet İnönü tarafından kaleme alındığı haberi tartışmalara neden oldu. Bu bilgiyi bana cezaevinde Bülent Ecevit aktarmıştı. Tartışma uzadı ve bu iddiayı benim Bülent Ecevit öldükten sonra ortaya attığım bile söylendi.
‘Gençliğe Hitabe’yi İnönü’nün kaleme aldığı ilk kez bundan 22 yıl önce Milliyet gazetesinde yayımlanmıştı.

12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından siyasi liderler gözaltına alındılar, tutuklandılar. Ordu Dil ve İstihbarat Okulu, parti liderlerinin, milletvekillerinin tutuklandıktan sonra konuldukları mekândı.

Anılar günlüklere dayanıyor
Burada Ecevit, Erbakan, Türkeş, Kutan, İlhami Soysal, Ertuğrul Günay, Şevket Kazan, Oğuzhan Asiltürk, Namık Kemal Zeybek, Taha Akyol, Yaşar Okuyan, Agah Oktay Güner, Doğu Perinçek gibi çok sayıda tanınmış isim kaldı.
Ben de bir siyasi partinin yöneticisi olarak 1981 Mart’ından 1982 Temmuz ayına kadar bu tutukevindeydim. Bu süre içinde bütün parti liderleriyle iç içe yaşadık. Tek bir televizyonun karşısında oturduk, aynı karavanadan aynı salonda birlikte yemek yedik.
Dışarıda ölümüne tartışan kavga eden insanlar cezaevinin dar mekânlarında yaşamı paylaşmak zorunda kaldılar.
Ben siyasi kimliğimin yanı sıra gazeteciyim. 16 ay kaldığım bu tutukevinde günlük tuttum. Liderlerle konuşmalarımı öğlen ve akşam olmak üzere defterlere yazdım. O defterler o günlerin anısı olarak hâlâ arşivimde duruyor.

Tartışma 7. baskıdan sonra başladı
Tahliye olduktan sonra bu günlükleri bir kitap olarak hazırladım. Anıları Milliyet gazetesine bir yazı dizisi olarak önerdim. O dönemde gazetenin genel yayın koordinatörü Altan Öymen’di. Anıları ona teslim ettim. Altan Öymen de anıları cezaevinde birlikte kaldığımız Milliyet gazetesi yazarı İlhami Soysal ağabeye dizi yapması için verdi.
İlhami Soysal benim notlarımdan 14 günlük bir yazı dizisi hazırladı. 2 Mart 1986 tarihli Milliyet gazetesinin 11 sayfasında yer alan dizinin birinci günkü bölümüne bir önsöz yazdı ve son paragrafında dizi ile ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Çalışlar’ın bizim de aralarında bulunduğumuz döneme ilişkin yazdıkları için eksiği olabilir, ama fazlası yok demek tanıklığını yapmak durumundayız. Bunu Milliyet okuyucularına açıklamak isteriz.”
Bu dizinin üçüncü gününde ise yine Milliyet gazetesinin 11.sayfasında 4 Mart 1986 tarihindeki manşeti şöyleydi: ‘Gençliğe Hitabe’yi İnönü Kaleme Almış…’ Şu anda kitapta yer alan Ecevit’in anlatımları aynen o gün yayımlandı. Ecevit yine Milliyet’te de yer alan anlatımında İnönü’nün aynı olayı Necdet Uğur’a anlattığını kendisine söylediğini de ifade etmişti.

Ecevit hayattaydı
Bu dizi daha sonra “Liderler Hapishanesi” adıyla kitap olarak yayımlandı. Bu güne kadar 7 baskı yaptı. Ecevit’in “Gençliğe Hitabe”nin İsmet İnönü tarafından yazıldığı şeklindeki anlatımı hiç değişmeksizin bu 7 baskıda da aynen yer aldı.
Dizi yayımlandığında Bülent Ecevit ve Necdet Uğur hayattaydı. Dizi, o dönemde çok önemli tartışmalara neden oldu. Bülent Ecevit dizi nedeniyle açıklama yapan Deniz Baykal, Ali Topuz, Yüksel Çakmur gibi politikacılara yine aynı dizinin içinde cevap verdi. Ecevit’in cevapları zaman zaman Milliyet gazetesinin manşetine taşındı. O dönemde Hasan Pulur, Teoman Erel gibi meslektaşlarımız da bu anıları değerlendiren yazılar kaleme aldılar.
Melih Aşık bu konunun Radikal gazetesinde haber olarak yer almasından sonra bir eleştiri kaleme aldı. Melih Aşık 1 Temmuz 2008 tarihinde köşesinde şunları yazdı: “Yılların gazetecisi Oral Çalışlar böylesine inandırıcı olmayan bir iddiayı başka kanıtlarla doğrulamadan neden yazar? Bununla Atatürk’ü yıpratma kampanyasına alet olacağını bilemez mi?”
Aşık gazetedeki haberi okumakla yetinmek yerine kitabı okusaydı, bu satırları yazmazdı. Çünkü bu kitapta ‘Gençliğe Hitabe’ konusunun 22 yıl önce kendi gazetesinde yayımlandığını görürdü. Ecevit’in bu iddiasına o dönemde kimsenin itiraz etmediğini de fark ederdi.
Ecevit, inanılır bir insandır. Ben bana anlattıklarını onun ifadesine sadık kalarak aynen aktardım. Bir gazeteci olarak görevimi yaptım. Tarihçi değilim, bu konuyu tarihçiler tartışabilir. Bunun böyle anlatılmasının ‘Atatürk’ü yıpratacağı’ iddiasını da anlamakta zorlanıyorum.
Atatürk bir lider olarak en yakın çalışma arkadaşına böyle bir metin yazdıramaz mı? Dünyanın her yerinde liderler birçok metni danışmalarına hazırlatmazlar mı? Ecevit neden böyle bir olayı uydursun ki?
Tarihçiler konuyu tartışmaya devam etsinler. Benim bu konuda söyleyeceğim bir şey olamaz. Ancak, bir gazeteci olarak güvendiğim bir siyasetçiden öğrendiğim bir bilgiyi neden saklayayım ki?
***
Ecevit’in ağzından…

“Atatürk, hazırladığı Büyük Nutku, yakın arkadaşı İsmet İnönü’ye okuması ve fikirlerini söylemesi için vermiş. İsmet Paşa uzun konuşmayı okuyup bitirdikten sonra Atatürk’e iade etmiş. Atatürk’ün nasıl buldun sorusuna, ‘Paşam çok güzel, ancak, sonunu gençliğe hitap ederek bitirmek sanırım faydalı olur,’ cevabını vermiş. Atatürk de bunun üzerine, ‘O zaman sen yaz böyle bir bölüm; bakalım, iyi olursa dediğin gibi yaparız,’ deyince İsmet İnönü Nutuk’un sonundaki ünlü ‘Gençliğe Hitabe’ bölümünü kaleme almış.”

Ecevit, İnönü ile ilgili anılarını anlatırken şunları söyledi: “Kendisi bana bir keresinde böyle anlatmıştı. Aynı anısını Necdet Uğur’a da anlatmış, o da bu olayı biliyormuş.” Bülent Ecevit yanında siyaset dersi aldığı ve daha sonra karşı karşıya gelip bir seçim zaferiyle yerine geçtiği İsmet İnönü’den hep saygı ve sevgiyle söz ediyordu. Onun örnek niteliklerini belirtmeye özen gösteriyordu.
Liderler Hapishanesi kitabından…

Oral Çalışlar – Radikal

Yorum Yok

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Exit mobile version