Ana Sayfa Bilim ve İnsan Einstein’a göre uluslararası dostluğun temellerini atma yolunda aydınlar ne yapabilir

Einstein’a göre uluslararası dostluğun temellerini atma yolunda aydınlar ne yapabilir

Kırallar gidince halkı yalan söyleyerek kandıran politikacılar onların yerlerini ustaca doldurdular

Gençlik yıllarımda, biz aydınlar, «Tanrının buyruğu ile» saltanat süren kırallar ve imparatorların sonu gelince, insanlık için daha mutlu bir çağın başlıyacağına inanıyorduk.
Bunların büyük bir kötülük kaynağı olabilecekleri açıkça ortada.
Eh, artık köklerinin kazındığı söylenebilir, ama insanlığın durumu çok daha iyi değil.
Halkı kandıran politika cambazları gidenlerin yerlerini ustaca doldurdular.

Barış için

1920 yılının Eylül ayında, New York’taki Toplumsal ve Bilimsel Bağları Geliştirme amaçlı Alman Derneğinin uluslararası dostluğun gerçek temellerini atma yolunda aydınların ne gibi yararlıklar gösterebileceği sorusuna Einsıtein şu karşılığı veriyor:

Kanımca, uluslararası bir anlayışın ve insanlar arasında kardeşliğin gerçekleşmesinde aydınların en büyük yararlığı bilim ve sanat alanlarında sağlanabilir. İnsanın kişisel, bencil ulusal amaçları aşmasına yardım eder yaratıcılık. Bütün düşünen insanların paylaştığı sorunlar, ülküler üzerinde durmak, giderek, bütün ulusların bilginlerinin ve sanatçılarının birleşmelerini zorunlu kılar. Ne var ki, zaman zaman, siyasal tutkular yüzünden hoşgörü ve bağımsız düşünme yeteneğinden yoksun aydınlar arasında bir bölünme olması önlenemez. Bu yüzden, aydınlar tarihten insanlığa kalan uygarlıkların uluslararası niteliğini belirtmekten hiçbir zaman bıkmamak, toplumsal yaşayışlarında söz ve eylem yolu ile siyasal tutkuların kendilerini sömürmele-rine hiçbir zaman izin vermemelidirler.
Einstein hayatı boyunca devlet ve birey ilişkileri üzerinde durmuş, 1931 yılında İtalyan Adalet Bakanı Alfredo Rocco’ya bir mektup yazarak İtalyan bilim adamlarının rejime bağlılık andı içmeğe zorlanmamaları için Rocco’nun Mussolini ile görüşmesini istemiştir.

Siyasal inançlarımız birbirinden ne denli ayrı olursa olsun, bir temel noktada anlaştığımızı sanıyorum: Avrupa düşünüşünün göz kamaştırıcı yapıtları karşısında ikimiz de hayranlık duyuyoruz; üzerine en çok titrediğimiz değerlerin yansıdığını görüyoruz bu yapıtlarda. Böyle bir uygarlık ancak vicdan ve öğretim özgürlüğünün egemen olduğu bir toplumda, gerçeği araştırmanın her kaygıdan önce geldiği bir ortamda gelişebilir
Devletin çıkarı için insan özgürlüğü sınırlanmak mı, sınırlanmak ise nereye kadar sınırlanmak sorununu sizinle tartışacak değilim. Bununla birlikte, gerçeğin araştırılması ve bilimsel aydınlanma konularının her yö-netimce kutsal sayılması gerektiğine, bilimsel araştırmalar yolu ile gerçeği tam bir içtenlikle bulmağa çalışanlara saygı göstermenin bir bütün olarak toplumun en yüksek çıkarlarına yardım etmek olacağına kuş-kusuzca inanıyorum. …

Bilim Adamı, Savaş ve Barış

Beni, bilimi savaş amaçları uğrunda kötüye kullanan bilim adamlarının bir önderi saymakla yanılıyorsunuz. Değil savaş amacı için, uygulamalı bilim alanında bile hiç çalışmadım.

Günümüzün savaş anlayışını sizin gibi ben de suçluyorum. Aslında, hayatım boyunca bir barışsever olmayı seçtim ve Gandhi’yi çağımızı en önemli siyasal önderi saydım.
Adımın atom bombası ile iki yoldan ilintisi var. Elli yıl kadar önce fizikte kitle ile erkenin eşitliğini bulmuştum, bu ilişki giderek atom gücünden yararlanma olanağını yarattı, ikincisi de, atom bombası konusundaki araştırmaların geliştirilmesi gerektiğini Başkan Roosevelt’e bildiren bir mektuba imza attım. Nazi yönetiminin atom bombasını daha önce kullanma tehlikesinin söz konusu olması yüzünden bunun gerekliliğine inanıyordum.
Böylece, sizin de göreceğiniz gibi, mektubumuz bir takım yanlış bilgilere dayanıyor.
Ben de, sizin gibi, yalnız bir insanım. Sizden çok daha yaşlı, ama belki daha akıllı olmayan bir insan. Ortak yanımız, basının, radyonun bize her konuda yaymağa çalıştığı şeylere karşı köklü bir şüphecilik – üstelik bu araçlar Birleşik Amerika Devletlerinde Eski îngilterede olduklarından çok daha kötü.
Bir dünya devleti kurmanın tehlikeleri konusunda düşüncelerinize katılıyorum. Ama, bence,, bu dünyayı sürekli bir savaş tehlikesiyle karşı karşıya bırakan uluslararası kargaşalıktan çok daha önemsiz. Hükümetlerin insanları bir çeşit tutsaklık altında tut-maları için bu kargaşalığın çok daha elverişli bir ortam olduğu kanısındayım. Bu yüzden, açıkça bir dünya devletinin kurulması düşüncesini savunuyorum.
Rusya ile ilgili haberlerin bize gelenleri elbet tek yanlı ve kötüleyici. Gene de, bütün toplumsal ve iktisadî başarılarına karşılık, Rusya’nın siyasal düzeni şimdilik bizimkinden çok daha sert görünüyor. Ne var ki, savaş sonrası dünyasmda uluslar arasındaki kuvvetler dengesinin geçirdiği değişimler bence Batının Komünist Dünyasından çok daha saldırgan olması ile sonuçlandı. Sağduyusu olan herkes aşırılığın giderilmesi ve tarafsız bir yargıya varmak için elinden geleni esirgememeli.

Albert Einstein
Dünyamıza Bakış
Seçme Denemeler 

Yorum Yok

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Exit mobile version