EFENDİLER! EŞEKLER SUSABİLİRLER/ NE YANİ ÇOCUKLAR HİÇ GÜLMEYECEKLER Mİ?*
Tarihin Kıyısında: Ece Ayhan’ın Mektupları Kardeşim Akif, Ece Ayhan’ın dönemin genç şairlerinden Akif Kurtuluş’a yılları arasında yazmış olduğu 19 mektuptan, bu mektuplara ve döneme ilişkin Akif Kurtuluş ile yapılmış bir söyleşiden oluşuyor. Bu mektupların Ece Ayhan’a ait olmasının yanı sıra dönemin genç bir şairine yazılmış olmasının da ayrı bir anlamı var darbesinden iki yıl sonra yazılmaya başlanmış bu mektuplar, edebiyat ortamını, toplumu ve siyasi atmosferi anlamlandırmak açısından da mütevazı bir belge niteliği taşıyor. Ece Ayhan’ın en yalnız ve öfkeli günlerinden elimize ulaşan mektuplar, onun şiirlerini ve düşüncelerini açıklayan kılavuzlardan birisi. Hem maddi hem manevi açıdan zor durumda olan şairin, yer yer iç burkan ayrıntılarla hayatım dile getirdiği bir döneminin öyküsü. Bu mektuplarla birlikte Ece Ayhan’ın şiirlerini ve düşüncelerini üretme ve yayma aşamasında karşılaştığı engellerin çok daha erken yıllarda vuku bulduğunu görüyoruz.
Yaşananları edebiyat ortamında ve aile ilişkilerinde yaşadığı tartışmalar, çekişmeler ve kavgalardan anlıyoruz. Ece Ayhan, zaman zaman dilini kişiler özelinde küfre varacak kadar sertleştiriyor ve bir ‘toplum düşmanı’ olarak konuşmaya başlıyor. Şairin mektuplarında Ece Ayhan söylediği “unutmak bile unutulur” sözü toplumsal bir bellek olmayışına dair bir hatırlatmadan öteye geçip siyaset yapma biçimlerine bir eleştiri olarak karşımıza çıkıyor. Ece Ayhan mektuplarında 1980 darbesi sonrası düşüncedeki, toplumdaki, edebiyattaki travmanın izlerini kısa, keskin ve çarpıcı belagatıyla bize sunuyor. Ece Ayhan’ın mektuplarını, topluma ve hatta kendisine karşı yazdığı yazılar olarak okumak da mümkün. Mektupların hemen hepsinin yazıldığı Gümüşlük (Gümüşlük-Bodrum-İzmir), Ece Ayhan için Ankara’da ikâmet etmek zorunda kaldığı Mülkiyeliler Birliği Misafirhanesi’nden sonra bir inziva yeri olarak görülebilir. Mektuplar sayesinde Ece Ayhan’ın en son -yetkin- şiir kitabı da diyebileceğimiz Çok Eski Adıyladır’ın yayımlanma aşamasına tanık oluyoruz. Mektuplar, Ece Ayhan’ın tüm zorluklara karşın inatla daha çok araştırmaya, okumaya, yazmaya bağlandığını gösteriyor. Ece Ayhan’ın mektuplarını okurken ’80 sonrası kaybolan güven ve dostluğun yok oluşunu bir kez daha hissediyoruz. Mektuplarda şairin sesli düşünme ve paylaşma isteğinin bir yansıması var. Bu mektuplar, şairin düşünce haritasını yer yer tekrara düşen notlarla izleyebilmek ve bir insanın yaşamının dedikodular, kumpaslar, karaçalmalarla nasıl da zehirlenebileceğim göstermek için de bir yaşam vesikası. Kardeşim Akif, kimisine zehir kimisine panzehir olacak bir şairin iç dünyasına tekinsiz bir yolculuk.
Ece Ayhan’ın yeni mektupları gün yüzüne çıkarken bu kitap için Akif Kurtuluş ile yapılan söyleşi, Ece Ayhan ile Akif Kurtuluş arasındaki dostluktan Ece Ayhan’ın nev’i şahsına münhasır kişiliğine kadar birçok konuya açıklık getiriyor. Ece Ayhan’ın öfkesinden yordama gücüne kat edilen yolda Türkiye toplumunun yaşadığı bunalım da söyleşide sorgulanıyor. Bu söyleşi, Akif Kurtuluş’un hem Ece Ayhan’la hem de ’80 kuşağıyla hesaplaşmasının bir uğrağı olarak da görülebilir. Mektuplarda anılan bazı isimler (isimler-soyisimler), kişilik haklarının korunması amacıyla sadece isimlerinin baş harfleri verilerek yazıya geçirilmiştir. Mektupların içeriğine sadık kalınmıştır.
Tanıştığımız ilk günden bugüne ilgisi ve güveni için Akif Kurtuluş’a, kitabın kapağından içeriğine kadar heyecanını ve emeğini paylaşan Barış Çetinkol’e, 1980’lerin siyasi atmosferini ve mücadelesini anlamamda bana yardımcı olan, dostluğunu esirgemeyen Yavuz Yıldırım, Tansu Açık ve Ragıp Duran’a, Ece Ayhan fotoğrafları için Doğan Kemancıya, kitabın çalışmalarının bir bölümüne imkan tanıdığı için Latife Tekin ve Gümüşlük Akademisi’ne, eleştirisi kadar sevgisiyle de yanımda olan Tuba Emiroğlu’na müteşekkirim.
Eren Barış
Kaynak: Ece Ayhan Kardeşim Akif / Akif Kurtuluş’a Mektuplar
Hazırlayan: Eren Barış | Dipnot Kitabevi | Basım Tarihi : 2011
*Ece Ayhan’ın Açık Atlas adlı şiirinden