TOLSTOY VE GANDHİ MEKTUPLAŞMALARI: ZORBALIĞA KARŞI İYİLİKTEN AYRILMAYIN

Şiddet karşıtı görüşleri ve eylemleriyle dünya düşünce tarihine altın harflerle kazınan Rus yazar Lev Nikolayeviç Tolstoy ile Hindistan’ın ruhani lideri Mahatma Gandhi, 20. yüzyılın ilk yıllarında mektuplaşmaya başladı. Kötülük karşısında ahlaki mükemmeliyetçilikten taviz verilmeden nasıl mücadele edilebileceği bu yazışmalarda detaylandırıldı.

Mektuplar aracılığıyla birbirlerine görüşlerini anlatmaya devam eden Tolstoy ile Gandhi’nin konuşmalarının ortak noktasında “sevgi” temel alınıyor. Şiddetin her türlüsüne karşı çıkılarak kötülük karşısında şiddetsiz direniş savunuluyor. Ancak iki fikir adamının üslupları farklı. Kitapta, “Gandhi, Tolstoy’dan hem devlet ve ulusa dair olumlayıcı tavrıyla hem de kötülüğe karşı faal olarak direnilmesi gerektiğine dair inancıyla ayrılıyordu” deniliyor. Gandhi şiddetsiz eylemi devlet politikalarını değiştirmenin bir yolu olarak görüyor. Tolstoy, her açıdan ve her şeye karşı direnilmemesini, cebre dayalı tüm eylemlerin yasaklanması gerektiğini söylüyor, inancın temelinde Sevgi Yasası’nın olduğunu belirtiyor. İki isim de ırkçılık ile zorbalığa, silah satıcılarına, zenginliğe ve sömürü düzenine karşı çıktığını açıkça dile getiriyor. “Tolstoy Gandhi Mektuplaşmaları”nda, düşünce tarihine yön veren iki önemli ismin fikir ayrılıkları ile uzlaşımları mektuplarla ortaya seriliyor.

Kitapta iki fikir adamının mektupları, faaliyetleri, hayatlarından önemli kesitler ve düşünceleri aktarılıyor. Tolstoy’un ‘Bir Hindu’ya Mektup’u, Gandhi’nin kurduğu Tolstoy Çiftliği’nin ayrıntıları ve Tolstoy’un Indian Opinion Gazetesi’nde yayımlanan Vefat İlanı yer alıyor.

Gandhi’nin Tolstoy’a Mektubu

”Sevginin en yüksek ahlakı temsil ettiği kabul edilmedi, ya reddedildi ya da çelişti, ama bu hakikat, her yerde, onu çarpıtan her türlü yalanlarla o kadar iç içe geçmişti ki, sonunda hiçbir şey kalmadı. Bu en yüksek ahlakın sadece özel hayat için geçerli olduğu öğretildi. Fakat kamusal hayatta hapsetme, infazlar ve savaşlar gibi her türlü şiddet, çoğunluğun korunması için kullandı. Her ne kadar sağduyu, bazı kimselerin başkalarının yararına her türlü şiddete maruz kalmaya karar verdiklerini iddia etseler de, şiddet uygulayan bu erkeklerin, kendilerine şiddet uygulayanlara benzer bir sonuca vardılar. Yani kötülükle kötülüğe karşı direnmeksizin her türlü zulüm, hakaret ve her tür şiddete maruz kaldı. İnsanları ileriye götüren her şeye rağmen, uyuşmazlıkları birleştirmeye çalışmak: aşkın erdemi ve sevgiye karşı olan, yani, karşıt olan şiddete göre kötülüktür. Ve böyle bir öğreti, iç çelişkisine rağmen, bir erdem olarak aşkı tanıyanların, aynı zamanda, şiddete dayanan ve yalnızca işkenceye değil, hatta bir kişiyi öldürmeye de izin veren bir yaşam düzenine sahip olduğunu kabul ettiler. Bir diğeri. Ve böyle bir öğreti, iç çelişkisine rağmen, bir erdem olarak aşkı tanıyanların, aynı zamanda, şiddete dayanan ve yalnızca işkenceye değil, hatta bir kişiyi öldürmeye de izin veren bir yaşam düzenine sahip olduğunu kabul ettiler. Ve böyle bir öğreti, iç çelişkisine rağmen, bir erdem olarak aşkı tanıyanların, aynı zamanda, şiddete dayanan ve yalnızca işkenceye değil, hatta bir kişiyi öldürmeye de izin veren bir yaşam düzenine sahip olduğunu kabul ettiler. Kötülüklerle kötülüğe karşı direnmeksizin her türlü zulüm, hakaret ve her türlü şiddete dayanan insanlar, insanı ileriye götüren her şeyden bağımsız olarak, uyumsuzlukları birleştirmeye çalışmayı sürdürdüler. Aşkın erdemi ve sevgiye karşı olan, yani, kötülüğün şiddete maruz kalmasıdır. Ve böyle bir öğreti, iç çelişkisine rağmen, bir erdem olarak aşkı tanıyanların, aynı zamanda, şiddete dayanan ve yalnızca işkenceye değil, hatta bir kişiyi öldürmeye de izin veren bir yaşam düzenine sahip olduğunu kabul ettiler. ”

SUİKASTA KURBAN GİDEN BİR LİDER
“Aklını yitirmiş birinin kurşunlarıyla öleceksem gülümsemeliyim. İçimde öfke olmamalı.”

30 Ocak 1948’de suikasta uğrayarak yaşamını yitiren Gandhi, hayatı boyunca sömürü düzenine karşı başkaldırdı ve vatandaşlık haklarını savundu. Gandhi, düşüncelerinden çok etkilendiği Tolstoy’a ise ilk defa 1909’un Ekim ayında yazdı. Ancak bu mektubu yazmasının nedeni felsefe konuşmak, İngiltere’nin o yıllarda her açıdan etkisi altına aldığı Hindistan’ın durumunu tartışmak veya siyasi herhangi bir gerginliği masaya yatırmak değil! Gandhi’nin mektubunun amacı; o sıralar eserleriyle Avrupa’nın en çok konuştuğu yazar Tolstoy’un Hintli bir devrimciye kaleme aldığı, Hindistan’ın özgürlüğe kavuşması adına tek yolun şiddeti tamamen reddedip sevginin yasasını kabul etmek olduğunu öğütleyen mektubunu tercüme ettirmek. Ve yayımlanması hususunda iznini istemek. Bu mektubun 20 bin kopyasını bastıran Gandhi, sonraki süreçte Tolstoy Çiftliği’ni de kuruyor. Kitapta bu ayrıntılar satırlarda yer ediniyor.

DİRENME YÖNTEMLERİ FARKLI

Mektuplar aracılığıyla birbirlerine görüşlerini anlatmaya devam eden Tolstoy ile Gandhi’nin konuşmalarının ortak noktasında “sevgi” temel alınıyor. Şiddetin her türlüsüne karşı çıkılarak kötülük karşısında şiddetsiz direniş savunuluyor. Ancak iki fikir adamının üslupları farklı. Kitapta, “Gandhi, Tolstoy’dan hem devlet ve ulusa dair olumlayıcı tavrıyla hem de kötülüğe karşı faal olarak direnilmesi gerektiğine dair inancıyla ayrılıyordu” deniliyor. Gandhi şiddetsiz eylemi devlet politikalarını değiştirmenin bir yolu olarak görüyor. Tolstoy, her açıdan ve her şeye karşı direnilmemesini, cebre dayalı tüm eylemlerin yasaklanması gerektiğini söylüyor, inancın temelinde Sevgi Yasası’nın olduğunu belirtiyor. İki isim de ırkçılık ile zorbalığa, silah satıcılarına, zenginliğe ve sömürü düzenine karşı çıktığını açıkça dile getiriyor.

SON MEKTUP

Tolstoy, son nefesini almasından sekiz hafta önce 7 Eylül 1910’da tekrar Gandhi’ye yazdı.

”Yaşıyorum – özellikle şimdi ölüm yaklaşımını açıkça hissettiğimde – ne hissettiğimi ifade etmek için başka bir şeyden daha güçlü hissettiğimi hissediyorum, ve bence bu konudaki son derece önemli bir şey, yani, bizden vazgeçme dediğimiz şey; zorla tüm muhalefet, gerçekten basitçe, sofistike tarafından tersine çevrilmemiş sevgi yasasının doktrini anlamına gelir. Aşk, ya da başka bir deyişle, erkek ruhlarının birliğe doğru itilmesi ve bunlardan kaynaklanan birbirine itaatkâr davranışlar, her insanın kalbinin derinliklerinde bildiği ve hissettiği gibi, en yüksek ve gerçek hayat yasasını temsil eder. Çocuklarda en açık bir şekilde görüyoruz ve dünya düşüncelerinin yalan ağına karışana kadar bilir… Herhangi bir güç kullanımı sevgiyle bağdaşmaz.”

“Tolstoy Gandhi Mektuplaşmaları”, gerek içeriği gerekse de iki düşünce insanının saptamalarını yalın bir dille okura ulaştırması açısından önemli bir eser. Kitabı okurken Tolstoy ile Gandhi’nin yaşadıkları yıllarda hangi zorluklara göğüs gerdiklerini öğrenecek, ahlaki mükemmeliyetçiliğin detaylarına ulaşacaksınız.

Eser Adı: Tolstoy – Gandhi Mektuplaşmaları
Yazar: Lev Nikolayeviç Tolstoy & Mohandas K. Gandhi

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz