Tezer Özlü: Tüm kentler, ülkeler, günler, geceler, her gökyüzü de yabancı kaldı bana

Tezer ÖzlüO bana anlayışla bakarken ben onun (annemin) dünyasına ne kadar yabancı olduğunu düşündüm. (…)
Yaşamımın annemin ve babamın yaşamıyla bir ilintisi olmadığını düşünüyorum. Bir ana ve babadan olma değilim. Bir yaban otu gibi Anadolu yaylasında bittim. Doğumum bile bir kökünden kopma idi. Köklerimi hiç aramadım. İçerisinde severek yaşayabileceğim arka dünyalardan kopma köklerim olabilirdi. Annem ve babam gibi, tüm kentler, ülkeler, günler, geceler, her gökyüzü de yabancı kaldı bana. İnsanlara daha fazla yaklaştıkça bu saydıklarımdan daha fazla uzaklaşıyorum.
Gökyüzünden, onun ışıklarından, gün hatunlarından, karanlıklardan ve bulutlardan, kendi çıktığım karanlığa ulaşıncaya kadar onlardan uzaklaşacağım.

(…)
Kırk yaşındayım. On yaşına kadar, çevremi, özellikle çevremdeki sessizliği kavramaya çalıştım. Bugün, gecenin bazı saatlerinde kitlenin anlamsız gürültüsü içinde boğuluyorum. Çocukken nasıl karın beyaz rengini ya da ağustos rüzgârını ya da yaz öğlen saatlerinin göz kamaştıran ışıklarını sözcüklere, anlamlara aktarmaya çalıştığımı anımsıyorum. Çocuk kendi çevresine bakıyordu. Ne çocuk ne de büyükler, içimdeki ne canlı, ne de cansız bir varlık, bunun dışında bir şeye anlam vermeye çalışıyordu. Ahşap eve, geceye. Korkuya. Yalnızlığa. Çocuğun içindeki çocukluğa.

***
Bugün kırkıncı yaşımda, tıpkı dört yaşındayken olduğu gibi bir çocuk ve büyükler eşliğindeyim. Yalnız çok, ama çok yorgunum. (19.1.1983)
Aradaki fark, belki benim ahşap evi, geceyi, korku ve yalnızlığı kabullenmiş olmam. Ya da kendimin, ahşap ev, geniş caddeler, Berlin’in geniş bulvarları, ağaçlar, zamanın sessizliği durumuna gelmem.

Berlin, 31 Ekim 1982
Tezer Özlü – Kalanlar

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz