Sol Anayasa Mahkemesi Kararına ve AKP Paketine Nasıl Bakıyor? Referanduma Ne Diyecek?

Anayasa Mahkemesi’nin de hukuki değil siyasi bir karar aldığı yönünde görüş belirten Sol Parti ve kurumlar, genel olarak hükümetin anayasa değişikliği paketinin demokratik, eşitlikçi, özgürlükçü bir anayasa oluşturmak için yetersiz olduğu, asıl amacın hükümetin yargı üzerindeki vesayetini güçlendirmek olduğunu belirtiyor. Peki Sol 12 Eylülde yapılacak olan referanduma  EMEP, ÖDP,   BDP , SDP, TKP, EDP ve EDP  gibi  sol partiler ve  ESP, Halkevleri sol kurumlar ne diyecek?

EMEP: HAYIR

EMEP Başkanı Levent Tüzel: Demokratikleşme için hayır

Anayasa Mahkemesi’nin kararı yargıya seçileceklerin niteliklerine dair. AKP’nin hazırladığı anayasa değişikliğinin esasını etkilemekten uzak. Anayasa değişikliği antidemokratik sistemi meşrulaştırma ve güçlendirmeyi gözetiyor, demokratik içerikli bir yargı reformu olmayıp yüksek yargıyı yürütmenin kontrol ve etkisine alan bir düzenleme.
İçinde Kürt sorununun çözümünü de barındıran, emekçilerin sosyal hak ve kazanımlarını koruyan yeni bir anayasa gerçek ihtiyacımız.
Partimiz mevcut anayasayı tutuculukla savunan ve bağlılığını ifade ederek hayır diyen muhalefet güçlerinden farklı olarak bu demokratikleşme aldatmacasına hayır diyerek yanıt verecek.

Özgürlük ve Dayanışma Partisi: HAYIR
ÖDP Başkanı Alper Taş: AKP anayasasına hayır

12 Eylül Anayasası’nın bütünüyle ortadan kaldırılmasını; yüzde 10 seçim barajının kaldırılmasını, bütün siyasi fikirlerin parlamentoda temsiline olanak verecek bir kurucu meclisle eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik bir anayasa hazırlanmasını istiyoruz. Hükümetinki halkın ihtiyaçlarını karşılayabilecek, Türkiye’nin sorunlarını giderebilecek bir paket değil. Biz  “ne 12 Eylül hukuku ne AKP anayasası; eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik bir anayasa” talep ediyoruz. AKP anayasasına hayır diyeceğiz.

Barış ve Demokrasi Partisi: BOYKOT
BDP
Genel Başkanı Selahattin Demirtaş: Boykot edenlerin Türkiye’de ‘evet’ ve ‘hayır’diyenlerden fazla olduğunu göstermek istiyoruz

Bizler referandumda ne ‘evet’ diyip AK Parti’nin yanında olacağız ne de ‘hayır’ diyip MHP ve CHP ırkçılığının yanında olacağız. Biz sandığa gitmeyerek, oyumuzu kullanmayarak, oy kullanmayanların sayısının Türkiye’de ‘evet’ ve ‘hayır’dan fazla olduğunu, bu insanların bu sistemi boykot ettiğini, rejimin bu anlayışını boykot ettiğini, kendini tanımayanı, kendisinin de tanımayacağını göstermek istiyoruz. Yeni bir anayasayı kaç kişi istiyor, bunu göstermek istiyoruz. İddia ediyoruz ki 12 Eylül Günü boykot oyları ‘evet’ ve ‘hayır’ oylarından fazla olacak. 12 Eylül’ün galibi boykotçular, bu rejimi boykot edenler olacak.
Neredeyse tüm Kürt halkı partimiz nezdinde terörist ilan edilmiş durumda. Böyle bir anlayış, böyle bir devlet yaklaşımı dünyanın hiçbir yerinde olamaz. Bir halkı neredeyse topyekun düşman gibi gören, partimizi destekleyen herkesi düşman gibi gören ve davranan bir bakış açısı, demokratik bir devlet anlayışı olamaz. Biz bu anlayışı kırmaya çalışıyoruz. Bu bakış Açısı ile bizlere ve halkımıza bakanlar, en büyük bölücülüğü yapıyorlar. Buna rağmen biz ısrarla birlik, beraberlik ve kardeşlikten yana olduğumuzu anlatmaya çalışıyoruz. Bugün MHP ve CHP’nin milliyetçi, ırkçı politikalarına kalsaydı, AKP’nin aldatan, kandıran politikalarına kalsaydı, bugün bu ülke 50 defa bölünmüştü. Eğer bu ülke bölünmemişse, bölünmüyorsa Kürt halkının kardeşlik ve beraber yaşam iradesi sayesindedir.

Türkiye Komünist Partisi: HAYIR
TKP Siyasi Büro Üyesi Kemal Okuyan: Değişikliğin reddi için çalışacağız

Anayasa Mahkemesi’nin kararı bu Meclis’in 12 Eylül Anayasası’nı değiştiremeyeceği anlamına da geliyor. Mahkeme, yaptığı değişikliklerle yeni bir metin yazmış oluyor. Hiçbir hukuki yanı yok. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ciddi bir kurumsa bu süreci durduracaktır. Referandum sürecinde paketin topyekûn reddi için çalışacağız. Arkasında durabileceğimiz bazı maddeler var ama paketin bütünü oylanacak. Dolayısıyla, tartışmasız, net bir tavır almamız gerekiyor.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi: BOYKOT
ESP  Genel Başkanı Figen Yüksekdağ:Demokratik, halkçı bir anayasa için mücadeleye

Anayasa Mahkemesi, anayasada kısmi düzenlemeler içeren bir paket üzerinde kısmi değişiklikler yaptı. Bu konuda süregiden tartışmalar gerçekçi bir zeminde yürümüyor, halkın anayasa konusunda gerçekten fikir sahibi ve taraf olmasını da engelliyor.
Bu, halktan yana bir değişiklik paketi değil. Önümüze demokrasi adına birtakım kırıntılar atıyor ve bu kırıntılarla oyalanmamızı istiyorlar. Bizim kısmi düzenlemelere değil 12 Eylül anayasasının toptan reddine ihtiyacımız var. Bunu da mevcut iktidar ve düzen partileri yapamaz.
Demokratik, halkçı bir anayasanın yapılması için halkın emek, mücadele, özgürlük, demokrasi taleplerine yanıt verebilecek bir mücadele zemini oluşturmaya çalışıyoruz. Anayasanın bütününün değiştirilmesini talep ediyoruz. Bu nedenle halkımızı boykota çağırıyoruz.

Halkevleri: HAYIR
Halkevleri  Genel Başkanı İlknur Birol: 12 Eylül 1980 , 12 Eylül 2010 AKP anayasasına da hayır

– AKP’nin anayasa değişikliği ve bir demokratikleşme adıyla yaptığı iş, aslında devlette AKP’ zihniyetinin, gerici ve neoliberal zihniyetin tahkim edilmesidir.
– “12 Eylül 1980 anayasasını revize ederek demokratikleştiriyoruz ve ülke demokratikleşiyor” söylemi doğru değil. Sloganımız o nedenle “12 Eylül 1980 Anayasasına da 12 Eylül 2010 AKP Anayasasına da hayır”.
– AKP’nin taslağı bahsettikleri kadar özgürlükçü ve eşitlikçi olsa ide Türkiye’de 30 yıldır devam eden Kürt sorununa çözüm üretecek, savaş halini sona erdirecek, Kürtlere eşitlik sağlayacak bir düzenleme içermeliydi.
– Taslakta, kadın erkek eşitliğine ilişkin göstermelik bir düzenleme yerine kadın ve erkeklerin eşit yurttaşlığını öngören bir madde yer almalıydı.
– Halkın hayat hakkını, toplumun yaşam güvencesini sağlama alacak eğitim, sağlık, barınma, çalışma gibi en temel haklarını güvence altına alacak düzenlemeler görmeliydik.
– Emeğin ve toplumun bütün kesimlerinin örgütlenme haklarının önünde hiçbir engel bırakmayacak bir özgürlük tanımlamalı idi.
– Bütün bunların olmadığı bir anayasal düzenleme, bir demokratikleşme içermez. Bizim anayasa anlayışımız ve bir anayasanın içeriği toplum kesimlerine verilmiş haklarla dolu olmalıdır.

Ekmek ve Özgürlük: BOYKOT
Ekmek ve Özgürlük’ten Ertuğrul Kürkçü: Anayasanız da, ‘değişikliği’ de sizin olsun!

Emekçilerin, kadınların, Kürtlerin yoksulların, dışlananların ezilenlerin yurttaşlara İslam dinini ve Türk kimliğini dayatan, milliyetçiliği ve devlete taparlığı resmi ideoloji olarak kurumsallaştıran; kuvvetler ayrılığı ilkesini lafta tanırken pratikte yürütmenin gücünü en çoğa çıkartan, yasama ve yargıyı yürütmenin bir fonksiyonuna indiren mevcut anayasayı koruma  ekseninde sürüp giden bu tartışmada Kılıçdaroğlu’dan ya da Erdoğan’dan yana olmaktan hiçbir çıkarının olmadığı apaçık.

Sosyalist Parti: HAYIR
SP  Başkan Yardımcısı Mustafa Kahya: Demokratik anayasa talebiyle ortaya çıkmak gerek

Anayasa Mahkemesi üyeleri, hem iktidarı hem de muhalefeti gözeten bir yerden yaptıkları hesapla mahkemeyi redaksiyon görevi yapan bir kuruma dönüştürdü. Paket, Türkiye’yi demokratikleştirmek, halkın beklentilerini karşılamak yerine darbe anayasasını meşrulaştıracak düzenlemeler içeriyor. Demokratikleşme isteyen bütün güçlerin, demokratik anayasa talebiyle ortaya çıkması gerekiyor.

Sosyalist Demorasi Partisi: BOYKOT
SDP Genel Başkan Yardımcısı Günay Kubilay: “Kırk katır mı kırk satır mı?”ya karşı boykot çağrısı

Parlamentoda CHP ve AKP’nin sözcülüklerini yaptığı güçler arasında, yargı üzerinde hangi güç merkezinin belirleyici bir rol oynayacağı konusunda bir gerilim yaşanıyordu.
Anayasa Mahkemesi, politik dengeleri gözeten ama tarafların beklentilerini karşılamayan bir karar verdi. Ayrıca, yasama organı meclis olsa da Anayasa tekelinin kendisinde olduğunu, 12 Eylül Anayasası’nın “değiştirilmesi teklif edilemez” diye nitelenen ilk üç maddesine dair hiçbir düzenleme yapılamayacağını gösterdi.
Emekçilerin ve ezilenlerin temel taleplerini içeren özgürlükçü, eşitlikçi, katılımcı, demokratik bir anayasa ancak gücünü sokaktaki kitle mücadelesinden alacak, 12 Eylül Anayasası’nı “yok” sayan politik iradeyi gösterebilecek ve “kurucu meclis” işlevi görebilecek bir demokratik meclis bileşimiyle yapılabilir.
Emekçilere ve ezilenlere “referandum” adı altında “kırk katır mı, kırk satır mı?” tercihi dayatılıyor. Buna karşı referandumu boykot etmek gerekiyor.
Emekçiler ve ezilenler kendi özgüçlerine dayalı, devletten ve sermayeden bağımsız bir seçenek yaratıp önümüzdeki seçim döneminde bağımsız üçüncü cephenin inşası için çalışırlarsa, anayasa da hepimizin bağımsız çıkarları doğrultusunda şekillenebilir.

Emekçi Hareket Partisi: BOYKOT
EHP Genel Başkanı Sibel Uzun: Hükümet süreci iyi planlasaydı BDP’nin de görüşünü alırdı

Anayasa değişikliği sürecine halkın ve emekçilerin dahil edilmemesi son derece yanlış. Hükümet iyi bir anayasa süreci iyi planlasaydı Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) de görüşünü alırdı.
Kürt meselesinin çözümü için demokratik anayasanın ele alınması ve sürecin işletilmesi zorunlu. BDP’nin bu konudaki görüşleri çok olumluydu ve hiç dikkate alınmadı. Bu, son derece antidemokratik bir tutuma işaret ediyor.
Anayasa Mahkemesi aldığı tutumla klasik bürokratik yüksek yargı olarak konumunu korumuş ve sağlamlaştırmış oldu. Anayasa süreci işleyecekse demokratik; emekçilerin ve halkın içinde olduğu bir sürecin işletilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Süreci boykot edeceğiz.

Eşitlik ve Demokrasi Partisi:
EDP  Başkanı Ziya Halis: Tavrımızı MYK’de belirleyeceğiz

Anayasa değişikliği paketi, Türkiye’nin demokratikleşmesine çok kısıtlı katkı sunabilir ama olumlu karşıladığımız düzenlemeler de var. Anayasa Mahkemesi’nin karar verirken esasa girmesi de doğru görünmüyor. Referandumda partimizin tavrını Merkez Yürütme Kurulu ve Parti Meclisi toplantılarımızın ardından netleştireceğiz.

Bu haber başta bianet olmak üzere çeşitli kaynaklara verilen demeçlerden derlenmiştir.

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz