Nietzsche günümüz dünyasının muhtemelen en çok okunan ama yanlış anlaşılmaya en çok maruz kalmış filozofudur. Yazdıkları yaşadığı sürece neredeyse bütünüyle yok sayılmış, felsefesi 20. yüzyılın ortalarına kadar göz ardı edilmiş ve tercümeleri de kötü yapılmıştır. Ancak yakın geçmişte bir tür rehabilitasyona tabi tutularak hem içinde bulunduğumuz hem de diğer çağların en büyük, en güçlü kavrayışa sahip ve özgün düşünürlerinden biri olarak hak ettiği kabulü görmüştür.
Nietzsche 15 Ekim 1844 te Almanya da doğdu. Genel olarak mutlu, doyurucu ve dindar bir çocukluk geçirdi; yazılarında dini esaslara göre yetiştirilme tarzına en ufak bir başkaldırıda bulunmadı. Bununla birlikte, 1864 te filoloji ve teoloji eğitimi almak için üniversiteye başladığında Tanrı nın varlığına inanmaktan vazgeçmişti. 24 yaşındaki Nietzsche 1869 da sınava girmeksizin doktora ile ödüllendirildi ve kendisine Basel Üniversitesinin klasik filoloji kürsüsünde öğretim üyeliği teklif edildi. Basel deki on yılında filolojiye ilgisi azalırken felesefeye yönelik daha fazla heyecan duymaya başladı den itibaren hastalığı ağırlaştı.
Çocukluğundan beri baş ağrıları çekse de, bu ağrılar artık ciddi migren krizleri şeklinde kendini gösteriyor, geçmek bilmiyor ve yemek dahi yiyemeyen Nietzsche karanlık bir odadaki yatağından günlerce kalkamıyordu. Hastalığının giderek kötüleşmesi üzerine 1879 da üniversitedeki görevinden istifa ederek on yıl sürecek seyahatlerine başladı. Sadece üzerindeki kıyafetler ve tüm varlığını doldurduğu bir bavulla İtalya, güney Fransa ve İsviçre yi dolaştı. Nietzsche 1889 da aklını yitirdi. Bir daha iyileşmemek üzere delirmişti.
Felsefesindeki yanlış anlaşılmaların en büyük sorumlusu olan kız kardeşi Elisabeth ölümüne kadar onun bakımını üstlendi. Nietzsche’nin eserlerini bir araya getiren Elisabeth, kardeşinin hemfikir olmadığı her türlü felsefi yaklaşımını yok sayacak, Nietzsche tarafından kendisine yazıldığını iddia ettiği övgü dolu birtakım mektuplar uyduracak ve birçok kişi tarafından okunan, yalanlarla dolu bir Nietzsche biyografisi yazacaktı. Nietzsche 25 Ağustos 1900 de öldü. Papazın bulunmadığı bir pagan cenazesi istemiş olmasına rağmen Hıristiyan usullerine göre toprağa verildi. Nietzsche’nin eserleri Nietzsche Tanrı öldü ifadesini ilk kez Şen Bilim de (1882) dile getirir: Tanrı öldü. Ölü olarak kaldı. Ve onu biz öldürdük. Nietzsche bununla Tanrı’nın artık toplum için gerekli olmadığını, inancın türlerin varlığını sürdürmesine katkıda bulunmadığını aksine ket vurduğunu ifade eder. Bunun yansımaları etik alanında önemli olmuş; Tanrı nın ölümü dinsel ahlakın, özellikle de 4. yüzyıldan itibaren Batı kültürünün payandalarından biri olan Hıristiyan ahlakının ölümünü de beraberinde getirmiştir.
Nietzsche insanlığı inanç ya da herhangi bir dogmaya bağlı kalmadan kendi ayakları üzerinde durmaya çağırıyor, sadece dini değil nesnel değer ya da doğrulara duyulan inanca da saldırıyordu. Ona göre kendi değerlerimizi seçmeliyiz.
Nietzsche 1887 de Ahlakın Soykütüğü’nü yazdı. Ona göre ahlak kuralları evrensel ve değişmez değildir, tarihin birer ürünüdür; dolayısıyla belli zamanlarda, belli insanların, belli motivasyonlarla gerçekleştirdiği koşullu yaratımlardır. Burada motivasyonların vurgulanması önemlidir zira Nietzsche’nin bilhassa özgün olduğu nokta, ahlaki değerlerin özleri itibarıyla değerli olduğu varsayımından çok bizleri ahlakın değerini sorgulamaya yöneltmesidir.
Nietzsche nin Ahlakın Soykütüğü’nden bir yıl önce yazdığı İyinin ve Kötünün Ötesinde kitabının adı da bu yaklaşımı gösterir: İyi ve kötü gibi ahlaki kavramlarla ne kastettiğimizi anlamak için onların ötesine geçmeliyiz.
Nietzsche ye göre ahlak, toplumu bir arada tutma işleviyle faydaya hizmet eden durumun bir sonucudur. Ancak bu işlev faydasını yitirdiğinde dahi varlığını devam ettirebilir. Ahlak, artık faydalı bir işlev görmüyor olsa da toplum tarafından muhafaza edilir. Bu da, o toplumun gelişmesinin önünde bir engel oluşturabilir çünkü bizler çağdaş topluma uyarlanamayacak kurallara tabi olarak yaşantımızı sürdürmeye devam ederiz. Nietzsche kendi toplumuna bakmış ve eski değerlere, eski Hıristiyan değerlerine bel bağlamasından ötürü çürümeye yüz tuttuğunu görmüştür. Nietzsche ye göre Tanrı öldü ifadesi insanın kendi kendisinin efendisi, Üstinsan ya da Übermensch olmasına imkân tanır. Bu insanların ahlakı sürü ahlakının reddidir. Nietzsche için en can alıcı değer hayatın olumlanmasıdır. Üstinsan ise insanoğlunun potansiyelinin farkına varan ve bir sonraki hayat inancıyla avunmayandır. Üstinsan kendisinin efendisidir ve kendi değerlerini yaratır. Nietzsche, felsefesinin pratikteki yansımalarını çok da dikkate almamıştır. Kendi tabiriyle ayaktakımı’nın değerlerini savunmadığından demokrat bir filozof değildir. O, kendi bildiğini okuyan yüce insana, kahramana, Üstinsan’a inanmıştır.
Nietzsche ye göre Üstinsan, insanların onun deyimiyle güç istencini nasıl faydalı kılabileceğinin ifadesidir. Genel yorum güç istencinin öznel, psikolojik bir fenomen olduğu yönündedir: Herkesin içinde, her biri üstünlük arayışında olan güdüler vardır. Üstinsan bu güdülere yenik düşmektense onları yönetebilen bireyi temsil eder. Ayrıca Üstinsan’ı diğerlerinden yani sürü den ayıran, aynı hayatı tekrar tekrar yaşaması anlamına gelse bile hayatını kucaklayabilme yeteneğidir. Nietzsche nin bu ebedi dönüş kavramı, bireyin kendini olumlama gönüllülüğü ve arzusunu sınamak üzere tasarlanmış bir düşünce deneyidir. Nietszsche nin etkisi Nietsche nin felsefi yaklaşımı kıta Avrupası nın felsefe geleneğinde, özellikle de onun gibi herhangi bir evrensel öğreti sunmaktan kaçınan ve bireye odaklanan varoluşçuluk üzerinde büyük etki yarattı. Jean Paul Sartre, Albert Camus ve Michel Foucault gibi önde gelen filozoflar onun fikirleri ve metodolojisinden etkilendi. Nietzsche aynı zamanda Bernard Williams, Brian Leiter gibi İngiliz ve Amerikalı çok sayıda filozof arasında da popüler oldu. Felsefenin dışında, Freud un da (her ne kadar Freud bunu reddetse de) Nietzsche nin psikoloji anlayışından etkilendiği öne sürülmüş; ruhbilimci Carl Gustav Jung Böyle Buyurdu Zerdüşt e yakınlık duyduğunu açıklamıştır. Edebiyat dünyasında George Bernard Shaw ve Eugene O Neill gibi oyun yazarları; Milan Kundera, Thomas Mann ve Nikos Kazancakis gibi yazarlar Nietzsche yi bir ilham kaynağı olarak kabul etmiştir. Sanat alanında Yahudi Amerikalı ressam Mark Rothko özellikle Tragedya’nın Doğuşu’ndan etkilenmiştir.
Roy Jackson
Nietzsche Kilit Fikirler
Çeviren: Nevra Yaraç