‘Kaplumbağa Terbiyecisi’ Resminin Ressamı Osman Hamdi Bey ve Resimleri

Osman Hamdi, dönemin sadrazamı İbrahim Edhem Paşa’nın oğludur. Çok sayıda resmi görevde bulunmuş olan babası tarafından hukuk öğrenimi görmek üzere 1860 yılında Paris’e gönderilmiştir. Batı kültürüyle yetiştiği bir aile ortamından çıkan Osman Hamdi, Paris’te bir yandan hukuk öğrenimini sürdürmüş diğer yandan Paris Güzel Sanatlar Yüksekokulu’nda ve özel atölyelerde resim dersleri almıştır.

Sanat alanındaki gelişmelerin merkezi konumundaki Paris’te, oryantalist ressam Jean- Leon Gerome’un atölyesinde çalışmıştır. Osman Hamdi Bey, kendi kuşağının diğer sanatçıları arasında bir kültür adamı kimliğiyle sivrilmiş ve ayrıcalıklı bir yere sahip olmuştur.

Batının, doğuya ve Osmanlı’ya yönelik tutumunun ön yargılı ve bir anlamda küçümseyici olduğu, Osmanlı topraklarını bir sömürge alanı olarak görmeye başladığı bir dönemde Avrupa’da oryantalist resimler özel bir ilgi alanı oluşturmaktadır. Bu resimler bir yandan farklı bir kültürün kapılarını aralarken öte yandan da bu kültüre batının bakış açısını ortaya koymakta, doğu insanını hiçbir şey yapmayan, tembel ve yabanıl yönleriyle yansıtmaktadır. Bu dünyanın kadını ise, daha çok harem sahnelerinde çıplak olarak ve cinsel obje kimliğiyle ön plana çıkartılmıştır.

[srizonfbalbum id=7]

Üslup açısından akademik anlayışa bağlı olan ve bir yenilik getirmeyen oryantalist resmin en önemli temsilcilerinden Gerome’un Paris’teki atölyesi, aynı zamanda doğuya ait çok sayıda objenin bulunduğu küçük bir müze gibidir. Ancak Osman Hamdi Bey, içinden çıktığı kültürün gerçeklerini bilmektedir ve resimlerinde hocasının anlayışına karşı çıkan bir yaklaşımı benimseyecektir. 1867’de Paris Dünya Sergisi’nin hazırlık çalışmalarına da katılmış olan Osman Hamdi’nin resim kariyeri ve sanat görüşü büyük ölçüde Paris döneminde biçimlenmeye başlamıştır.

Sanatçı 1869 yılında Paris’ten ayrılmış ve çeşitli resmi görevlerde bulunmuştur. Yaptığı arkeolojik kazılar, ülkenin topraklarına ait kültürel değerleri sahiplenme bilinciyle çıkardığı Eski Eserler Kanunu, kurduğu Arkeoloji Müzesi ve güzel sanatlar alanında eğitim veren ilk kurum olan Sanayi-i Nefise Mektebi Alisi ile, bu süreçte bir kültür adamı olarak çok önemli etkinliklere imza atmıştır. Müzenin ve Sanayi-i Nefise’nin müdürlüklerini de üstlenmiş olan bu çok yönlü kişilik, bir yandan da sanatsal üretimini sürdürmüş, düzenlenen az sayıdaki sergiye eserleriyle katılmıştır.

1 Yorum

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz