Orhan Veli ve Sait Faik’in birbirine yazdığı mektuplar

Orhan Veli’nin Sait Faik’e gönderdiği mektuplarından biri

Orhan Veli: “Bir şair ilkin okunmaz. Sonra yalan yanlış okunur. Daha sonra klasik olur, klasik olanı okumak adettir. Yalnız, ilk günlerden kalma birkaç hayranı vardır. Ömrünün sonuna kadar da görüp göreceği rahmet budur.”

Aziz ve kıymetli dostum Sait Faik,

Ankara’dan ayrıldığın günlerde senden haber bekliyordum. Daha sonra mahkeme kararını öğrenince haber yollamak bana düştü. Aynı günde Sabri Esat’ı gördüm ve sana yıldırım telgraf çektiğini öğrendim. bunun üzerine bir mektup yazmak, hiç olmazsa tebrik etmek istedim. Bugüne kadar o da nasip olmadı. Mamafih bu arada, Çelme hikayesini buldum ve okudum ve başına bu işi açanlara küfrettim. Harika hikaye azizim. Bana bir de ‘Sarnıç’ nam şaheserden gönderecektin.  Tariz yapmıyorum. Tahattura vesile olur ümidiyle. Ama şahidimsin ki mezkur şaheser Ankara’da mevcut değil. Her neyse, gecikmiş bir işi yapmak vesilesiyle hatırını sormuş oluyorum. Bundan dolayı memnunum. Senden bir ricam daha var, bana Aleko şiirini göndermeni istiyorum. ‘Bir Aleko şiiri için de dünyanın zahmetine girilir mi’ deme. Benim için ehemmiyeti büyük. Birkaç ay sonra  geleceğim. Ya Balıkpazarı’na yahut da Rıhtım’a gider şarap içeriz. Abidin’i görüyor musun? Bugün ona da bir mektup göndereceğim. Bu itibarla selam filan yazmıyorum. Hasret ve muhabbetle gözlerinden öper, cevabını beklerim.

Ankara, 29.2.1941
Orhan Veli”

Bu mektuba Sait Faik’in verdiği yanıt da Papirüs Dergisi’nin Orhan Veli özel sayısında, Ocak 1967’de yayımlanır:

“Sevgili Kardeşim,

Yazıhaneyi bıraktığım için mektubunu bugün alabildim. Sarnıç nam eserle birlikte Semaver’i de gönderiyorum. Sarnıç’tan su çekip Semaver’i kaynata kaynata oturursun. Buraya geldiğin zaman ise herhalde bir ‘fıçı’ da verirler. Aleko’ya yazılan şiir, Semaver’in kapağına da yazılmıştır, okuyacaksın: Bir ikinci defa yazıyorum. Burada eski tas eski hamam. Cumartesi günleri Nisuaz’da üdeba toplanır. Kararlar verilir. Ben ise bir birahane köşesi bulur üdeba meclislerinin, ediplerinin, kötü şairlerin dinlerini…. bira içerim. Öteki işten elhamdülillah yakayı sıyırdık. Ama epeyi üzüldüm doğrusu. Boku bokuna yanacaktık. Gözlerinden öper, o fevkalade şiirlerini ara sıra bir iki satırla beraber gönderirsen ihya edersin kardeşim.

Yeni adresim: Şişli Bomonti Kazancı Sok. İkbal Apt. No:4

14 Mart 1941
Sait Faik”

Kısa bir süre önce yapılan bir müzayededeki kitabı alabilmeyi çok istemiştim. Cemal Nadir’e imzalanan kitabın adı Vazgeçemediğim, şairi de Orhan Veli idi. İmzalı kitap koleksiyonu yapan Ömer Koç’un aldığı kitabın imzasızı kalmıştı müzayedede benim payıma. “Bir gün dedim, bir gün benim de Orhan Veli’ye ait özel bir parçam olacak.” İşte o parça, bu kitap oldu sanırım. Kapağında ikimizin isminin bir arada bulunduğu bu kitap…

Sait Faik, Vatan-Sanat Yaprağı adlı dergiye 15 Kasım 1953 tarihinde yazdığı yazıda şunları söyler:

“Onu her yıl anmaktan bir fayda çıkmaz gibi geliyor bana. Genç şair ve eleştirmeciler onun için bir kaç kitap yazsalar çok yerinde olur. Aradan bir on sene geçsin, kıymeti daha çok anlaşılacak gibime geliyor. Her sene anmak, onu biraz aktüel yapıyor ve yaşayan şairlerin kıymeti ile kıymetlendiriyoruz. Halbuki aramızdan ayrılan şairi başka türlü kıymetlendirmek gerekir. Düşmanlıkları ve kıskançlıkları üstüne çekmek lazım. O, kavgaların ve kıskançlıkların ötesindedir. Bir genç şair eleştirmecinin onu uzun uzun, seve seve bize anlatmasını bekliyorum.”

Orhan Veli’nin ölümünün üzerinden tam elli yıl geçti. Bu süre içinde Asım Bezirci’nin hazırladığı kitaptan başka kayda değer bir çalışma yapılmadı. Üniversite tezleri hariç diğer eserler şunlardır: Orhan Veli İçin – Adnan Veli Kanık, Yeditepe Yayınları, 1953 / Orhan Veli Kanık – Muzaffer Uyguner, Varlık Yayınları, 1967 / Cumhuriyet Dönemi Türk Şiirinde Garip Hareketi – Hakan Sazyek, T. İş Bankası Yayını / Orhan Veli Kanık – Bilge Ercilasun, MEB / Garipçiler (1. Yeniler) – Hüseyin Tuncer, İzmir, 1997.

Her ne kadar biz her sene O’nun için, ölüm yıldönümünde Taksim’den mezarı başına kadar yürüyerek Sait Faik’in “her sene anmak, onu biraz aktüel yapıyor” deyişine katılmadığımızı göstersek de bu kitapla sanırım biraz da olsa O’nun istediği gibi bir çalışma ortaya çıkardım. “Keşke Sait Faik de görebilseydi” demekten başka bir şey gelmiyor elden. Benim için şüphe götürmez bir gerçek de şu ki “KANIK’sadığım BİRİ daha uzun bir kitap olabilirdi ama, seve seve anlattım her öğrendiğimi.”

Ömer Faruk Toprak ise Duman ve Alev adlı günlük – anı kitabında şöyle bir tespit yapmıştır:

“Bugün Abdülhak Hamit, Ahmet Haşim, Yahya Kemal edebiyat tarihlerinin eksik tanıtmalarının sınırı içinde bilinmektedir. Monografileri ya da şiir değerleri geniş açıklamalarla yazılmamıştır. Orhan Veli’yi içinde bulunduğu sosyal koşullarla inceleyen, şiirlerinin yanı başındaki yaşamını ayrıntıları ile tahlil eden hacimli bir kitap ya da etüt bulamazsınız.”

KANIK’sadığım BİRİ bu eksiği giderecek mi? Sanmıyorum. Sadece ölümünün ellinci yılı için bir anı derlemesi yapmış oluyorum. Gerisi mi? Gerisi doğumunun 100. yılına…

Orhan Veli’nin 19 Mart 1946 tarihli Tercüme dergisinde Jean Cocteau’dan yaptığı şu çeviri kendisi için de gerçektir:

“Bir şair ilkin okunmaz. Sonra yalan yanlış okunur. Daha sonra klasik olur, klasik olanı okumak adettir. Yalnız, ilk günlerden kalma birkaç hayranı vardır. Ömrünün sonuna kadar da görüp göreceği rahmet budur.”

Küçük bir de beklentim var; bu kitapta okuyacağınız yazılar hakkında düşüncelerini içeren mektubunu bekliyorum Orhan Veli’den… Kendisi 16 Nisan 1946 tarihli Ülkü gazetesinde şunları yazıyor:

“Yazıları hakkında neler düşündüğümü merak eden genç arkadaşlarım benden bu sütunda cevap beklemezlerse büyük bir üzüntüden kurtulacağım. Kendilerine, isterlerse, mektupla cevap verebilirim. Bilmem, bu iş onların hoşuna gider mi, ama buna razı olurlarsa, görecekleri hayırlı iş sadece beni bir dertten kurtarmış olmaktan ibaret kalmayacaktır. İçindeki parçalardan sorumlu olduğum böyle bir sayfanın, öteki gazetelerle mecmualarda gördüğünüz ‘Hanım Teyze, Kadın Nine, Akıl Hocası…’ falan gibi sütunlara dönmesine de mani olacaklar. Darılmasınlar, gücenmesinler…”

Not: Bu isteğim gerçekleşti:

“ORHAN VELİ’DEN MEKTUP VAR..” derleyen: Seda ARUN

4 Yorumlar

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz