Sabahattin Ali (1907-1948)
Nâzım Hikmet, 1929’da, “Resimli Ay” dergisi çevresinde solcu bir kadro oluşturmaya çalışırken Sabahattin Ali’yle nasıl tanıştığını şöyle anlatır :
“Sabahattin’in ‘Bir Orman Hikâyesi’ ‘Resimli Ay’da yayımlandı. Bu, onun ilk hikâyesiydi. ‘Resimli Ay’ idarehanesinde başlayan dostluğumuzdan bahsediyorsam, bunun da Sabahattin’in edebiyat ve politika hayatında dokunaklı olduğunu sandığımdandır. Sabahattin’in ilk hikâyesini ‘Resimli Ay’ dergisinde yayımlaması, o zamanki edebiyat, dolayısıyla politika cereyanları arasında belirli bir safta yer alması demekti. İlk yazısını bize getirişi Sabahattin’in antiemperyalist, demokratik temayülünü gösteriyordu. Gerek dostluğumuz, gerek ‘Resimli Ay’ın o zamanki çevresine girişi, gerekse sonraları, Sinop Cezaevi’nde toplumculardan bazılarıyla tanışması, Sabahattin Ali’nin toplumcu idealleri benimsemesinde tesirli oldu. (…)
“Sabahattin Ali Türk edebiyatının ilk inkılapçı-gerçekçi hikâyecisi ve romancısıdır. (…)
“Türkiye orta sınıflarının, köylüsünün, fukarasının hayatlarını bizde anlatan ilk yazar Sabahattin Ali değildir. Fakat bunu büyük bir ustalık ve inkılapçı, halkçı, gerçekçi bir görüşle yazan ilk hikâyecimiz, romancımız odur…”
A’dan Z’ye Nâzım Hikmet