Yaşam bizi kaldırıp bir yerden bir yere taşırken, yazgı da bir noktadan diğer bir noktaya doğru sürükler. Ve bu ikili arasında sıkışıp kalmış olan bizler, bu nedenledir ki, ancak bizlere ürküntü verecek sesleri duymakta ve yolumuzda bir engel gibi dikilmekte olanları görmekteyizdir.
Güzel, görkemliliğin tahtına oturur oturmaz gösterir kendini bize; ama biz şehvet adına ona yaklaşır, onun saf ve temiz tacını parçalarız, çirkin girişimlerimizle kirletiriz, üstündeki şalı.
Düşünceler ve Tasarımlar
Yaşam bizi kaldırıp bir yerden bir yere taşırken, yazgı da bir noktadan diğer bir noktaya doğru sürükler. Ve bu ikili arasında sıkışıp kalmış olan bizler, bu nedenledir ki, ancak bizlere ürküntü verecek sesleri duymakta ve yolumuzda bir engel gibi dikilmekte olanları görmekteyizdir. .
Güzel, görkemliliğin tahtına oturur oturmaz gösterir kendini bize; ama biz şehvet adına ona yaklaşır, onun saf ve temiz tacını parçalarız, çirkin girişimlerimizle kirletiriz, üstündeki şalı.
Sevgi, alçakgönüllülüğüne bürünmüş olarak geçer yanımızdan; ama biz ya korkulara kapılıp kaçarız ondan, saklanırız kuytuluklara, ya da izleriz onu, adına kötülüklerde bulunabilmek için. En akıllımız bile Sevgi’nin ağır yükü altında ezilir; ama gerçekte Sevgi, okşayıcı meltem kadar hafiftir.
Özgürlük, leziz yemeklerinden ve bereketli şarabından sunmak için çağırır sofrasına bizi; ama biz sofraya oturur oturmaz tıkanırcasına yeriz önümüze konulanları.
Doğa, hoşgeldin diyen kollarıyla uzanır bize ve onun kadınsı güzelliğinden haz almaya çağırır bizi; ama biz onun sükunetinden ürker, kalabalık kentlere akın ederiz ve orada tıpkı vahşi bir kurdun önünden kaçışan koyunlar gibi birbirimizi sıkıştırarak yaşarız.
Gerçek, bir çocuğun en içten gülüşü ya da bir sevgilinin öpüşüyle donanmış olarak seslenir bize;ama biz sevginin kapısını onun suratına çarpar ve sanki düşmanımızmış gibi davranırız ona.
İnsanoğlunun gönlü yardımına koşacak birini arar;ruhu içini dökmeyi diler;ama biz tıkamışızdır kulaklarımızı onların feryatlarına ne duyarız,ne anlarız. Ve deli deriz onlara kulak verip anlamış olanlara, üstelik kaçışırız yanlarından.
İşte böyle geçer geceler ve bizler yaşar gideriz farkında olmadan. Gündüzler bizi karşılar ve basar bağrına. Ama biz görmeyiz ve yaşarız gece gündüz süren bir tedirginlikle.
Açıktır yaratıcının yüreği ardına dek; bizse yapışıp kalmışızdır yeryüzüne. İçimizi kazıdıkça açlık, alırız Yaşam’ın ekmeğini ayaklarımızın altına, çiğneriz. Ah ne iyidir insanoğluna Yaşam, yine de ondan uzaklaşmış, çok uzaklara gitmiştir İnsan…
Halil Cibran
Kaynak: Sözler
Çeviren: Aytunç Altındal