Duvar
Soğuk anların ivmeli geçişinde
Yabanıl gözlerin senin,
Kendi suskunluğunda
Çevreme duvar örüyor
Kaçıyorum senden yol sapaklarında
Kırları ay ışığı tozunda göreyim diye
Yıkanayım diye ışık pınarlarında
Sıcak yaz sabahının alaca sisinde
Eteklerimi kır çiçekleriyle doldurayım diye
Köy kulübeleri damından horoz sesleri duyayım diye
Kaçıyorum senden, çöl ortasında ölesiye
Yeşilliklere basayım diye
Otların soğuk çiyini içeyim diye
Kaçıyorum senden, terk edilmiş bir kıyıda
Karanlığın bulutunda yiten kayalar üstünden
Deniz fırtınalarının dönen danslını göreyim diye.
Uzak bir günbatımında
Yaban güvercinler gibi kanatlarımın altına alayım diye
Gökyüzünü, dağları, kırları,
Kuru çalılar arasından
Çöl kuşlarının sevinç şarkılarını
Duyayım diye
Kaçıyorum senden, senden uzak, açayım diye
İstek kentinin yolunu
Ve kentin içinde
Düş sarayının ağır altın kilidini
Ancak senin gözlerin suskun çığlıklarıyla
Yolları gözlerimde bulandırıyor
Gizinin karanlığında durmadan
Çevremde duvar örüyor
Sonunda bir gün…
Kuşku gözünün büyüsünden kaçarım
Saçılırım alaca düş çiçeklerinden saçılır gibi
Gece esintisi saçlarının dalgasından süzülürüm
Giderim güneş kıyılarına değin
Sonsuz dinginliğinde uyuyan bir dünyada
Usulca kayarım altın renkli bir bulut yatağına
Dökülür ışık sevinçli gökyüzüne
Dökülür yığınla şarkının tarhı
Ben oradan, esrik ve özgür
Bakarım dünyaya, senin büyülü gözlerinin
Yollarını gözümde bulandırdığı
Bakarım dünyaya, senin büyülü gözlerinin
Gizemli karanlığında durmadan
Çevresinde duvar ördüğü.
Furuğ Ferruhzad
‘Ses, Ses, Yalnız Ses..’ Çeviri : Haşim Hüsrevşahi, Kavis Yayınevi Kar Kitaplığı, Şubat 2011, 116 Sayfa..