Kafka, yok sayılacak kadar az olan arkadaşlarının içinde, en çok sevdiği Max Brod’tan* ölümünden sonra okumadan bütün yazdıklarını yakması vasiyetinde bulunmuştu. 1917’de Verem (Tüberkiloz) hastalığına yakanıp yedi yıl boyunca kan tükürerek öksüren yazar, Viyana yakınlarında bir sanatoryumda 1924 yılında öldü. Dostu Max, karmakarışık bir halde olan binlerce metni vasiyetinine uyarak yakarak yok etmek yerine düzenleyerek yayınlamayı seçti. 1925 yılından itibaren Kafka’nın roman parçalarını yayımlamaya başladı. İleriki 30 yıl içinde bu büyük yazarın yaşamını ve edebi eserlerini bütün dünya tarafından tanınmasını sağladı.
Geçtiğimiz günlerde Kafka adına İsviçre’de bir bankada bazı kasalar olduğunu ortaya çıkmış. Kasaların içinde ne olduğunu bilinmemekle beraber bazı tüzel kişiler, devlet kurumları ve ticari şirketler, bu kasaların içindekiler üzerinde kıyasıya bir hukuk savaşı ile yasal hak iddia etmeye başlayor.
Kulağa hayli Kafkaesk bir roman gibi gelen bu olay örgüsünün odağında bizzat Franz Kafka’nın kendisi ve Zürih’teki bir bankada tutulan dört kasa var. Bu kasalarda Kafka’nın el yazması metin ve çizimlerinin olduğu sanılıyor. Ve bu belgelerin kendilerine annelerinden miras kaldığını söyleyen yetmişlerindeki iki kadın ile kasadakilerin kültürel mirasının bir parçası olduğunu iddia eden İsrail hükümeti arasında yıllardır çetin bir yasal mücadele sürüyor. Kasalar önceki gün bir Kafka uzmanı tarafından açıldı, içindekiler incelendi. Peki kasalardan acaba Kafka’ya ait basılmamış bir eser çıkmış olabilir mi?
*Max Brod (27 Mayıs 1884 Prag – 20 Aralık 1968 Tel Aviv), Yahudi kökenli Alman yazar, bestekar ve gazetecidir. Şu anda Çek Cumhuriyetinin başkenti olan, fakat o zamanlar Avusturya-Macaristan’ın Bohemya bölgesine bağlı olan Prag’da doğmuştur. Üretken bir yazar olmasına rağmen daha çok Franz Kafka’nın yakın arkadaşı, biyograficisi ve kitaplarını yayınlayan kişi olarak tanınmaktadır.
Ölünce Prag Yahudi mezarlığında kafka’nın mezarının hemen karşında gömülmüştür.