Erich Fromm: İnsanların değişmeleri ekonomik açıdan da gereklidir

Şimdiye kadar sosyo-ekonomik sistem, yani yaşam biçimimiz tarafından belirlenen karakter özelliklerimizin patolojik nitelikler taşıdığından ve böylece önce bireylerin, sonra da toplumun giderek hasta hale geldiğinden söz ettik. Bunun yanı sıra, insanların ekonomik ve ekolojik bir felâketten kurtulabilmeleri için, psikolojik bir değişim içine girmeleri gerekliliğini destekleyen, bir ikinci görüş açısı daha vardır. Bu ikinci yaklaşımı Roma Kulübü’nün fayınlarında, özellikle Dennis H. Mesarovic ve E. Pestel’in birlikte hazırladıkları bir raporda bulmak mümkün. Her iki yapıt da dünyanın teknolojik, ekonomik ve demografik gelişimini temel alarak, konuya genel almamda yaklasıyorlar. Mesarovic ve E. Pestel dünyanın büyük bir felâketle tümden yok olmasını önleyebilmenin tek yolunu, dünya çapında yapılacak bir plâna göre gerçekleştirilmesi gereken, ekonomik ve teknolojik değişikliklere bağlı görüyorlar. Tezlerini savunmak için ortaya sürdükleri kanıtlar ise, en gelişmiş bilimsel aygıtlarla toplanıp, sistematik bir biçimde değerlendirilen ve inandırıcılıkları şüphe götürmeyen verilerdir. İki düşünür sonuçta şu yargıya varıyorlar: Gerekli ekonomik değişmelerin sağlanabilmesi, insanların temel değer kavramlarında ve düşünce biçimlerinde (benim, “insanı yönlendiren karakter yapısı” dediğim şeylerde) gerçekleştirilecek köklü değişiklikleri gerektirmektedir. Bu ise, yeni bir ahlâkın doğmasına ve doğaya karşı yeni bir tavır alınma-sına bağlıdır. Mesarovic ve Pestel’in bu açıklamaları onlardan önce de yazılıp, söylenmiş olan bir gerçegi başka bir biçimde dile getirilişinden ibarettir. Yeni bir tutumun doğuşu, ancak kendi gelişmesi ile birlikte yeni bir insanı geliştirdiği zaman gerçeklik kazanabilir. Ya da daha mütevazi biçimde söylemek istersek, bugünün insanlarında rastlanılan karakter yapısının tümden değişmesi, tek çıkar yoldur.

Çağımızın tipik özellikleri olan sınıflandırma, soyutlama ve bireysel kişiliklerden uzak olma çabasıyla yazılmış bu yapıtlar, politik ve sosyal öğeleri konuları dışında bırakmışlardır. Yine de değerli bazı bilgileri sunup, tüm insanlığın ekonomik durumu ile ilgilenmeleri ve çözüm imkânlarını araştırmaları, bu çalışmaları önemli kılmaktadır. Hele kurtulmanın tek yolunun, yeni bir ahlâk anlayışı ile doğaya karşı yeni bir tutum takınmaktan geçtiğini söylemeleri, bu öneriler kendi filozofik varsayımları ile taban tabana zıt olduğu için, ayrı bir anlam taşımaktadır.

Bu konuda dikkati çeken bir kişi de, ekonomist, ama aynı anda radikal hümaniter bir insan olan, E.F. Schumacher’dir. Schumacher de, çağdaş sosyal düzenin insanları hasta ettiğini ve sosyal sistemimizi temelden değiştiremezsek, ekonomik bir felâkete doğru sürüklendiğimizi farkedenler arasında yer alıyor Onun önerisi, insanın kendini ve dünyaya bakış biçimini tümden değiştirmesi gerektiği yönünde.

Bütün bu söylenenlerden şu sonuç çıkıyor: İnsan değişmelidir ve bu zorunluluk ahlâkî, dinsel ve psikolojik bir gereklilikten de öte, insan soyunun sürebilmesinin tek çaresidir. Doğru yaşamak, yalnızca bazı ahlaki ve dinsel yasalara uymak demek değildir. İnsanlık tarihinde ilk kez, insanlığın, fiziksel olarak varlığını sürdürebilmesi, kendi kalbindeki köklü değişikliklere bağlıdır. Bunun gerçekleşebilmesi için de, ekonomik ve sosyal düzenlerin, bireylere kendilerini değiştirebilme şansını ve cesaretini verecek biçimde değişmeleri gerekmektedir.

Erich Fromm
Sahip Olmak Ya Da Olmak

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz