Mükemmel Bir Çılgınlık Anı
Sistem alçaklığı alkışlıyor, eğer başarılıysa; başarısızlığa uğrarsa da onu cezalandırıyor. Çok çalanı ödüllendiriyor, az çalanı mahkum ediyor. Barış çağrısı yapıyor, şiddet uyguluyor. Sana komşunu sevmeni vaaz ediyor ama aynı zamanda seni onu yiyerek hayatta kalmaya zorluyor.
Şizofrenik dil paranın özgürlüğünü insanların özgürlüğüyle karıştırdığı zaman en mükemmel çılgınlık anlarından birine ulaşıyor: Böylelikle içine düştüğü çelişkiyi, yalnızca sağduyunun bile fark etmeye yettiği bu çok açık çelişkiyi ortaya çıkarıyor; herhangi biri bu çılgınlığın masum olmadığının farkına varabilir. Bununla beraber, tuzağa düşmeye hazır olan entelektüeller eksik değil; yakın zamanda, Peru’daki özel bankanın kamulaştırılmasının hemen ardından ortaya çıktığı gibi. Şairlerin ifade özgürlüğüyle bankerlerin spekülasyon özgürlüğünü aynı kefeye koyanlar var. Ama bütün üçüncü dünya ülkelerinde olduğu gibi Latin Amerika’da da, ticaret özgürlüğü ile insanların özgürlüğü yalnızca ilgisiz olmakla kalmaz, birbiriyle bağdaşmazlar da. Paraya sınırsız özgürlük vermek için askeri diktatörlükler insanları cezaevine atıyor. Bunun hiçbir gözden kaçmayan ayan beyan bir hakikat olabilmesi için yüzyıllar boyunca çok fazla, ziyadesiyle fazla kan akıtıldı.
Bizi görmemek üzere eğitiyorlar. Eğitim eğitimsizleştiriyor, iletişim araçları iletişimsizleştiriyor. Eğitim sistemi ve iletişim araçları bizi tavşanı kedi saymaya zorluyorlar.
Eduardo Galeano
Kaynak: Biz Hayır Diyoruz (Metis Seçkileri)