♦ Hayatın her dakikasının, her saniyesinin, kendisine verdiği mutluluğun değerini bilmek zorundadır insan… zorunludur, kesinlikle zorunludur buna!
Kişioğlu için kendi mutluluğundan çok, bir yerde herkes ve her şey için sakin, kusursuz bir mutluluğun var olduğunu bilmesi gereklidir… İnsanın varoluş nedeni, onun kendisinden çok çok yüce yaratıklar önünde eğilmesini bilmesinden başka bir şey değildir. İnsanları onlardan çok çok yüce yaratıklardan yoksun ederseniz, yaşayamazlar, umutsuzluk içinde ölürler. Ululukla sonsuzluk kişioğlu için, üzerinde yaşadığı o küçücük gezegen kadar gereklidir. Her insan Ulu Düşünce dediğimiz şeyin önünde eğilmek zorundadır.
Lanet bir gece, tek bir iz yok!
Yolumuzu şaşırdık, biliyorum!
Herhalde ecinni bizi kırlarda dolaştıran
Oradan oraya bizi sürükleyip duran
Ne kadar çoklar, nereye gidiyorlar
Neden şarkıları bu kadar dokunaklı
Umacıyı mı gömüyorlar
Cadıya düğün mü yapıyorlar
A. Puşkin
♦ Hayat acı vericidir, hayat korku doludur ve insanoğlu mutsuzdur. İnsanoğlu hayatı seviyor. Acıyı ve korkuyu sevdiği için hayatı seviyor. Yaşamak acı ve korkunun karşılığında verilmiştir bize. En büyük aldanmamız budur. İnsanoğlu benliğini henüz bulamamıştır. Onun için yaşamak ya da ölmek fark etmeyecektir.
♦ İleride, dağda otlayan bir domuz sürüsü vardı. Ecinniler domuzların içine girmek için O’ndan izin istediler. O da izin verdi. Ecinniler insanoğlunun içinden çıkıp domuzların içine girdiler. İçinde ecinni olan domuzlar koşarak kendilerini uçurumdan göle atarak boğuldular. Olan bitene şahit olan çobanlar, gördüklerini köylerde şehirlerde anlatmaya başladılar. İnsanlar onları görmeye koştu. Dağda içinden ecinnilerin çıktığı insanı giyinmiş kuşanmış, aklı başında, İsa’nın ayakları dibinde oturur halde bulunca korkuya kapıldılar. İçine ecinni giren insanoğlunun nasıl kurtulduğunu görenler görmeyenlere anlattılar.
Luka İncili’nden, 8. Bölüm
♦ Kendini feda etmekte bulduğu mutluluğu başka hiç bir yerde bulamaz insan.
♦ Herkes hiç acı çekmeyeceğini bile bile, acı çekeceğinden korkar.
♦ Kişioğlu için yaşamakla ölmek arasında bir fark olmayacağı zaman özgür olacaktır insanlık.
♦ Düşmandan korku, ona duyulan nefreti de yok eder.
♦ İyi konuşmayı bilenler kısa konuşur.
♦ İnsan mutlu olduğunu bilmediği için mutsuzdur.
♦ Sevgi, varoluştan yücedir, varoluşun tacıdır sevgi, öyleyse varoluşun sevgiye tutsak olmaması olacak şey midir?
♦ Tanrı varsa ben de ölmeyeceğim demektir!
♦ Kişioğlunun hayatında günah işlememesi olamaz, ama başkalarının günah işlemesine neden olanların vay haline.”
Virginia Woolf: “Dostoyevski’nin romanları azgın girdaplar, dönerek ilerleyen kum fırtınaları, kaynayıp savrulan hortumlar gibidir; bizi içlerine çekerler. Madde ve ruhun bütünleştiği, katışıksız yapılardır bunlar. İrademiz dışında sürüklenir, etraflarında döner, körleşir ve nefessiz kalırken; sersemletici bir esriklik kaplar tüm benliğimizi.”
Ecinniler
Fiyodor Dostoyevski