Dostoyevski’nin ilk romanı İnsancıklar: “Mutsuzluk bulaşıcı bir hastalıktır”

Dostoyevski’nin 24 yaşındayken yazdığı ve ilk romanı olan “İnsancıklar” (1845), onun yazın yaşamına çok başarılı bir giriş yapmasını sağladı. Aynı zamanda İlk Rus toplumsal romanı sayılan İnsancıklar’ın ana teması diğer Dostoyevski romanlarında olduğu gibi “acıma” dır. Eserin ortaya çıkışı ilginçtir: Yazar eseri bitirir bitirmez bir arkadaşına okutur, o da eserden o kadar etkilenir ki romanı hemen gecenin bir yarısı döneminin önemli şairlerinden Nikolay Nekrasov’a götütür. Romanı “başyapıt” olarak tanımlayan Nikolay Nekrasov, ertesi gün romanın el yazmalarını yakın arkadaşı ve döneminin saygın eleştirmenlerinden Belinski’ye götürür. Belinski de romanı kısa sürede okur ve roman hakkında şunları yazar:

“İki gündür kendimi bu kitaptan uzaklaştıramıyorum. Yeni bir yazar, yeni bir yeteneğin kalemi bu; onu tanımıyorum, kimdir, neye benzer bilmiyorum ama bu roman Rusya`da hayatın sınırlarını öyle kahramanlara veriyor ki bize, bundan önce hiçbir yazar bu kadarını düşlerinde bile göremezdi…Rusya yeni bir Gogol kazandı”

Olaylar o kadar hızlı gelişir ki Dostoyevski bile buna şaşırır. Roman Dostoyevski’nin büyük umutlarıyla yayımlanır ve Dostoyevski bir anda tanınan bir yazar durumuna gelir. Böylece daha ilk eserinde başarıyı yakalar.

İnsancıklar, mektup-roman tarzında kaleme alınmış kısa ve toplumsal içerikli bir romandır. Dostoyevski’nin acıma duygusu daha bu ilk eserinde bile belirgindir. Roman, yaşlı bir katibin kendinden yaş olarak küçük öksüz bir kıza olan aşkını ve bu kıza karşı gösterdiği saygınlık çabalarını konu alır. İnsancıklar Dostoyevski’nin ilk yapıtı olmasına rağmen en önemli romanlarından biri sayılır.

Kitaptan bir mektup

Sevgili Makar Alekseyevich,

Son olaylar ve mektuplarınız beni korkuttu, şaşırttı ve hayrete düşürdü ama Fedora’nın anlattığı her şeyi açıkladı. Bu kadar ümitsiz olmanızın ve böylesine bir uçuruma düşmenizin sebebi ne, Makar Alekseyevich? Açıklamalarınız beni hiç tatmin etmedi. Bana önerilen o avantajlı işi kabul etmek için ısrarlı davranmakta haklı değil miydim? Üstelik son macera beni ciddi ciddi korkuttu. Bana olan sevginiz yüzünden benden kaçtığınızı yazıyorsunuz. Herhangi bir durumda gerekebilir düşüncesiyle sakladığınız tasarruflarınızı benim için harcadığınızı duyunca kendimi size karşı borçlu hissettim. Ama artık birikmiş paranızın kalmadığını biliyorum. Darlık içinde olduğumu duyduğunuz için maaşınızdan avans çekip benim için harcamaya başlamış¬sınız. Hatta hastalandığım zaman giysilerinizi satmışsınız. Şimdi bütün bunları öğrenince kendimi öyle güç bir durumda hissettim ki artık ne yapacağımı, hatta ne düşüneceğimi bile bi¬lemiyorum. Ah Makar Alekseyevich! Merhametten ve arkabalık sevgisinden doğan bu iyiliklerle yetinin, artık gereksiz şeyler için paranızı harcamayın. Bana açık davranmamakla dostluğu¬muza ihanet ettiniz Makar Alekseyevich. Son paranızı da giysilere, şekerlemelere, yürüyüşlere, tiyatroya ve kitaplara harcadı-ğınızı görünce affedilmez havailiğim için -çünkü bütün bunları hiçbir şey düşünmeden kabul ettim- pişmanlık duyuyorum. Beni sevindirmek için yaptığınız her şey şimdi üzüntüye dö¬nüştü ve boş bir pişmanlıktan başka bir şey bırakmadı bende. Son günlerdeki karamsarlığınızı fark ettim. Ben de bazı so¬runların yaklaşmakta olduğu endişesini hep taşıdığım halde bu kadarını hiç düşünmemiştim. Nasıl olur? Nasıl olur da cesare¬tinizi kaybedersiniz Makar Alekseyevich? İnsanlar sizin için ne düşünür? Tanıdıklarınız neler söyler sonra? Benim ve herkesin saygı duyduğu sevecenliğiniz, alçak gönüllülüğünüz ve bilgeli¬ğiniz ne oldu? Daha önce hiç yaşamadığınız bir duruma nasıl düştünüz? Polisin sizi sokakta sarhoş bir halde bulup eve getir¬diğini duyunca neler hissettiğimi düşünebiliyor musunuz? Dört gündür sizden haber alamayınca garip bir şeyler olduğunu düşünmüştüm ama bunları duyunca hayretler içinde kaldım. Ortalıktan kayboluşunuzun asıl sebebini öğrendiklerinde amirleri¬nizin neler diyeceklerini düşündünüz mü hiç? Herkesin size güldüğünü, arkadaşlığımızı öğrendiğini, komşularınızın benim hakkımda şakalar yaptığını söylüyorsunuz. Lütfen bunlara al-dırmayın Makar Alekseyevich ve Tanrı aşkına kendinize hâkim olun. Zaten bu memurlarla olan ilişkileriniz de beni korkutuyor. Bu konuda konuşulanları duyuyorum. Lütfen bütün bunların ne demek olduğunu bana açıklar mısınız? Eğer anlatacak olursanız arkadaşlığımı kaybedeceğinizden korktuğunuzu yazıyorsunuz. Hasta olduğumda bana nasıl yardım edeceğinizi bilemediğinizi, hastaneye düşmemi önlemek için her şeyi sattığınızı ve büyük borçlara girdiğinizi, her gün ev sahibinizle hoş şeyler yaşamadığınızı söylüyorsunuz ama böyle yapmakla yanlış bir yolu seçtiğinizi söylemeliyim. Şimdi her şeyi öğrendim. Mutsuzluğunuzun sebebinin ben olduğumu fark ettiğim için sıkılıyorsunuz ama bu davranışınızla beni iki kat fazla üzdünüz. Bütün bunlar beni çok şaşırttı Makar Alekseyevich. Ah dostum! Mutsuzluk bulaşıcı bir hastalıktır. Zavalı ve mutsuz insanlar daha kötü olmamak için birbirlerinden uzak durmalıdırlar. Ben sizin daha önce sürdüğünüz sakin ve alçakgönüllü yaşamınıza hiç yaşamadığınız bir mutsuzluk getirdim. Bütün bunlar bana acı veriyor ve beni tüketiyor.
Size neler olduğunu, nasıl böyle düşünmeye başladığınızı açık açık yazın bana lütfen. Eğer mümkünse beni rahatlatın. Size yazmam için beni zorlayan şey onurum konusundaki bencilliğim değil, kalbimden hiçbir zaman silemediğim sevgi ve dostluk. Hoşça kalın. Mektubunuzu sabırsızlıkla bekliyorum. Siz daha beni doğru dürüst tanımamışsınız Makar Alekseyevich.

Sizi seven ..,.,: Varvara Dobroselova
28 Temmuz

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz