Bizim Adımıza Konuşma Ahmet Altan – Ahmet Nesin

79

Önceki gün Ahmet Altan Taraf Gazetesi’nde bir yazı yazdı ve gerçekten çok üzüldüm. Yazılarında Ahmet Altan’ı benim kadar sık eleştiren başkası var mıdır bilemiyorum, çok da önemli değil ama bu kez çok üzüldüm, çünkü Ahmet Altan artık inanmasa da bildiği bir konuda bilerek yanlış yazıyor… Üzüldüm çünkü Altan bildiği bir konuda cahilce konuşuyor, o konudan da rant sağlıyor. Altan Marksizmi biliyor ama saptırıyor yada Marksizmi bilmeyen halka “Marksistler esasında böyle olmalıdır!” diye yalan yanlış yazıyor… Gelelim Altan’ın önceki gün yazdığı yazıdaki bölüme:

“Geçen gün Yıldıray Oğur, AKP’nin çeşitli konularda attığı bunca demokratik ve cesur adıma rağmen hâlâ bu iktidarı desteklemekten, onun yaptığı “ilerici” hamleleri alkışlamaktan kaçınan ama CHP’nin en küçük jestlerinden bile bir ümit yaratmaya çalışan “solcuları” eleştiren muhteşem bir yazı yazdı. Yazısını ve analizlerindeki hakkaniyeti hayranlıkla okudum. Sanırım bir tek “sözcükte” Oğur’un analizlerine itirazım var. AKP’nin değişimini ve başarılarını görmeyip sürekli CHP’den bir şeyler bekleyenlerin “solcular” olduğu görüşünün tam gerçeğe oturmadığını düşünüyorum. Marksist kökenden gelen gerçek solcuların çoğu AKP’nin demokratik adımlarını destekliyor.”

Yıldıray Oğur’u ciddiye almıyorum, zaten “AKP’nin çeşitli konularda attığı bunca demokratik ve cesur adıma rağmen” diye yazı yazan birini sol adına ciddiye almam olası değil. Hep söyledim, yapılan kimi şeyler var ve bunlar Avrupa Birliği kriterlerine uyum sağlamak için yapılan şeyler ama uygulamaya geldiğimizde denizanasının güneşte eridiği gibi yok olan şeyler. Esasında sevdim bu tümcemi, sizlerin inandığı demokrasinin adı “Denizanası demokrasisi”, sadece 5-10 dakika izleyebiliyorsunuz, sonra birden bakmışınız ki güneş onu eritmiş…

“Marksist kökenden gelen gerçek solcuların çoğu AKP’nin demokratik adımlarını destekliyor.” Kim bu Marksist kökenden gelen gerçek solcular acaba? Ben de dilim döndüğünce anlatmaya çalışayım. En sonundan başlayayım isterseniz, gerçek bir Marksist CHP’yi desteklemez, seçilemeyeceğini bilse bile kendi savunduğu Marksist partiye yada bir adaya oy verir. CHP yada sosyal demokrat bir parti önünde sonunda kapitalist bir partidir ve Marksizmin inancına, doktirinine terstir. İstediğiniz kadar Devletçilik neyim deyin, Marksist ekonomiye terstir. Bunu söylediğiniz zaman devlet kapitalizmiyle Marksist devletçiliği birbirine karıştırıyorsunuz demektir ki, bu birinci yanlıştır. Belki biliyorsunuz ama ben bilmediğinizi varsayarak söyleyeyim Marksizmin esasında baş düşmanı Sosyal Demokratlardır. Çünkü Sosyal Demokratlar aynı şeyleri söylüyormuş gibi yaparar, işçi sınıfını destekler gibi dururlar ama nedense özünde kapitalisttirler…

Şimdi Ahmet Altan savunmasa da bana göre bildiği Marksizmi burada çarpıtıyor. Sosyal Demokrasiyi bile savunmayan Marksistler nasıl olur da AKP gibi bir partiyi yada onun yapmaya çalıştığı kimi kandırıkçı girişimleri destekler. Bir Marksist dine yada dindara saygı duyabilir ama saygı duyuyor diye Kur’an’daki bir ayeti demokrasi adına ülke anayasasına taşımaz, bunu demokrasi zannetmez. Zannediyorsa Marksist neyim değildir. Türban, İmam Hatip Liseleri’nde kız öğrencilerin okuması, içki tartışmaları, Kürtlerin dilini konuşup konuşmaması, Alevilerin sorunları, din dersi mecburiyeti, din derslerinin anaokullarına yayılmaya çalışılması, imam nikahı, kız-erkek öğrencilerin ayrı sınıf ve hatta okullarda okutulmaya çalışılması, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Başbakanlığa bağlı olması yani devletin dinle iç içe geçmiş olması, seçimlerde yüzde 10 barajı, YÖK ve daha da yazabileceğim onlarca konu Marksistlerin demokrasi adına tartışacağı konular değildir. Doğal olarak da bir Marksist bu konuları savunan bir partiyi bazı konularda demokrat neyim zannedemez.

O yüzden Marksistler adına yazarken yada onlar adına ahkam keserken biraz dikkatli olmak gerekir, Marksizmi fazla bilmeyen halka Marksistleri yanlış tanıtma hakkı kimseye ait değildir. Ve en önemlisi gerçek bir Marksist Amerikalı bir spekülatör olan Soros’u kurtarıcı sanıp paralarıyla demokratlık yapmaz, seminer düzenlemez, ajans yada radyo çalıştırmaz. Yumurtayla darbeyi karıştırıp omlet yapıp abuk sabuk hiç mi hiç konuşmaz

Yada “Marksist kökenden gelen” derken artık Marksist olmayanları yada Marksizmi bir türlü öğrenemeyen ve anlayamayanları mı kastediyor Altan? Onlardan ülkemizde bol, hatta Marksist bir partiye başkanlık yapıp daha sonra milletvekili seçildiğinde memurlara grev hakkı verilmeyen bir anayasaya demokrat diye “Evet” oyu verenler bile var.

ahmetnesin.wordpress.com

2 Yorumlar

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz