İbnu Sina (Avrupalılar Avicenna derler) 980 yılında doğmuş, yaşantısını sadece şiir için düşünülmesine alışılan saraylarda geçirmiş, 1037 yılında ölmüştür. İbnu Sina, doğduğu yer olan Buhara’dan, 24 yaşındayken Hive’ye («çölde tek başına kalmış Hive»ye), sonra Horasan’a (kimsesiz Harizni kıyısı’na) gitmiş, İsfahan’da tıp öğretmiş, en sonra Tahran’a yerleşmişti. Tıpta, Galenos’un yazdıklarına eklediği pek az nen olduğu halde, felsefede olduğundan daha çok ün kazanmıştı.
XII. yüzyıldan XVII. yüzyıla değin, Avrupa’da bir tıp kılavuzu olarak görülmüş olan İbnu Sina, bir aziz karakterine sahip değildi. Şaraba ve kadına düşkündü. Sünnilikte kuşkuluydu. Fakat tıptaki hüneri dolayısıyla Emîrlerle dostluk kurdu. Zaman zaman, paralı Türk askerlerinin düşmanlığını çekti. Bazen saklandı, bazen hapse girdi. Doğuda teologların düşmanlığı dolayısıyla bilinmeyen, fakat batıda Latince çevirileri dolayısıyla etkili olan bir ansiklopedinin yazarıydı. Psikolojisi empirikti onun.
İbnu Sina felseesi Aristoteles felsefesine kendinden önce geçen İslâm filozoflarından daha yakın ve daha az Yeni-Platoncuydu. Daha sonra Hıristiyan skolastiklerinin yaptığı gibi tümeller sorununu ele almıştı. Platon, onların nesnelerden önce olduğu kanısındaydı. Aristoteles’in iki görüşü vardı. Onlardan birincisi Platon’u düşündüğü, ikincisi tartıştığı zaman ortaya çıkan görüştü. Böyle bir durum, Aristoteles’i esaslı bir yorum gereci durumuna getirmekteydi.
İbnu Sina, İbnu Rüşd ve Büyük Albertus’un tekrar ettiği bir formül bulmuştu: «Düşünce genel biçimler durumundaki genelliği doğurur.» Bundan, onun düşünceden ayrı tümellerin varlığına inanmadığı varsayılabilir, fakat yine de böylesi basit bir görüş olacaktır. Genellikler (yani tümeller) İbnu Sina’ya göre aynı zamanda nesnelerden önce ve nesnelerden sonradır. O, bunu şöyle açıklar: Nesneler Tanrı’nın anlığında en öncedir. (Sözgelimi, kedileri yaratmaya Tanrı karar verir. Bu, Tanrı’nın «kedi» idea’sına sahip olmasını gerektirir. Dolayısıyla «kedi» ideası tek tek kedilerden öncedir.) Genellikler doğal nesnelerde adlarda, nesnelerin içindedir. (Kediler yaratıldığında onların her birinde kedilik bulunmaktadır). Bizim düşüncemizdeyse genellikler nesnelerden sonradır. (Pek çok kedi gördüğümüzde onların birbirlerine benzediklerini fark eder ve «kedi» ideasına varırız.) Bu görüş, açıkça, değişik kuramları uyuşturmak için sürülmüştür ileri.
Bertrand Russell
Batı Felsefesi Tarihi 2 (Ortaçağ)
Türkçesi: Muammer Sencer – Bilgi Yayınevi
İbn-i Sina veya Ebu Ali Sina, İslam’ın Altın Çağı’nın en önemli doktorlarından, astronomlarından, düşünürlerinden ve yazarlarından biri olarak kabul edilen Fars polimat ve polimerik erken tıbbın babası