“Bütün soğuk canavarların en soğuğuna devlet denir” Böyle Buyurdu Zerdüst – Friedrich Nietzsche

friedrich-nietzscheNietzsche, Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabında zamanındaki kulaklara göre ağız olmadığını kendisinin daha sonraki kuşaklar tarafından anlaşılacağını söyler. Özellikle yüzyıl sonra anlaşılacağını yazmış olması gerçekleşen bir kehanet olarak görülebilir. Elbette tek tek filozoflarda Nietsche’nin çalışmalarını değerlendirenler olmuştur. Fakat asıl olarak Nietzsche 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren genel bir ilginin konusu olur ve  felsefeciler tarafından her anlamda değerlendirilmeye başlanır. Onun perspektivizmi, tarihselciliği, bilgi/iktidar düşüncesi, dil’i kavrayış biçimi yeniden farklı anlam katmanlarıyla değerlendirilmeye başlanmıştır. Günümüzde ise Nietzsche en derin teorik tartışmalardan en sıradan sohbetlere kadar herkesin dilindeki isimlerden biri haline gelmiş bulunmaktadır. Nietzsche’nin kendi istediği anlamda anlaşılıp anlaşılmadığı tartışmalı olmakla birlikte belirttiği zamanda kendisine pek çok kulak verenin ortaya çıktığı kesindir. Ancak devlet ve bayrak ile ilgi “Benim için bayrağın tuvalet kâğıdı kadar değeri yok. Tuvalet kâğıdı hiç değilse bir işe yarıyor…” gibi sözlerinin anlaşılması için yüz değil ikiyüz yıla ihtiyaç olduğunu söylememiz gerekiyor.

Yeni Put Üstüne

“Ne gereği vardı birbirimizin gırtlağına basmanın?”

Bazı yerlerde uluslar ve süreler vardır, ama bizde yoktur kardeşlerim: burda devletler vardır. Devlet mi? O da ne? Peki! Şimdi bana kulak verin, size ulusların ölümünden söz açacağım. Bütün soğuk canavarların en soğuğuna devlet denir. Soğuk soğuk yalan söyler o ve ağzından şu yalan sürüne sürüne çıkar: “Ben devlet – ulusum ben.” Yalan Yaratıcılardı ulusları yaratanlar ve onların üstüne bir inanç ve sevgi asanlar: böylece hayata hizmet ettiler. Yıkıcıdırlar, nicelere tuzak kuranlar ve buna devlet diyenler: onların üstüne bir kılıç ve yüz arzu asarlar. Nerde daha ulus varsa, orda devlet anlaşılmaz; kem göz ve yasalara, törelere karşı işlenmiş bir günah sayılarak ondan nefret edilir.(…)

“Genç insanların dramını, vatan hizmeti olarak alkışlamadık mı?”

Fakat devlet bütün iyilik ve kötülük dilleriyle yalan söyler ve ne söylese yalandır – ve nesi varsa hepsi çalıntıdır. Düzmedir onda her şey; çalınmış dişlerle ısırır bu ısırgan. Barsakları bile düzmedir onun.
(Ne güzel bir anlatım! Kalemine sağlık Nietzsche! Devlet adına hepimiz insanlığımıza kıymadık mı? Biz insanları, kendilerine devlet diyenler, devletin temsilcisi diyenler en olmadık yalanlara, en hain tuzaklara alıştırmadılar mı? Bir sürü şehit verdik, değil mi? Elinde tüfek, kahramanlık şiirleri okuyan genç insanların dramını, vatan hizmeti olarak alkışlamadık mı? Ne gereği vardı birbirimizin gırtlağına basmanın? Ama olmaz! Olamaz! Aksi şekilde düşünmek vatana ihanettir. Böyleleri aşağılanır, horgörülür.

“Benim için bayrağın tuvalet kâğıdı kadar değeri yok”

Kısacık hayatımda ne yazık ki övünebileceğim fazla bir şey yok; ne bir eser üretebildim, ne de insanlığa hizmetim dokundu. Ama tek bir şeyle övünebiliyorum. Vatan ve devlet hainiyim ben. Bunun gururu bana yeter. Nerede bir bayrak, bir şehit mezarı, bir ulusal anıt görsem, bir marş işitsem hemen kusma isteği duyuyorum! Bayrağına ve devletine bağlı olan kardeşlerim. Sizlerle asla anlaşamam. Benim için bayrağın tuvalet kâğıdı kadar değeri yok. Tuvalet kâğıdı hiç değilse bir işe yarıyor; pisliğimi arıtıyor benim. Diğeri ise tek bir işe yarıyor: İnsanlığımıza kıymanın sembolü, üretmek, paylaşmak, sevmek ve kendinden bir şeyler vermek yerine parçalamanın, ırza geçmenin, hayatı ve sevgiyi öldürmenin sembolü.)

Friedrich Nietzsche
Böyle buyurdu zerdüst

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz