AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA

Yalnız, huzurlu bir akşamda; şiire susadığınızda huzurunuzu zorlayacak bir derleme Üstü Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın gözünden ve uyarmak gerekirse o bu konuda oldukça dobra olacak. İşin komiği, o da en az bizler kadar yalnız. Aramızdaki fark ise onun eline kalemi, bizim ise onun şiirlerini alıyor oluşumuz. Yalnızlık paylaşılır mı bilmiyorum, fakat kelimeleriyle ruhunu aktarmış bize Süreya. Yalnızlığı, bizim yalnızlığımız olmuş; hüznü bizim hüznümüz; aşkı bizim sevdamız.

Biliyorsun ben hangi şehirdeysem
Yalnızlığın başkenti orası (Süreya)

Etrafını yalnızlık sarmışken bile söze aşkla başlamış Süreya. Zaten gece aydınlanıp, elinizdeki kelimeler tükendiğinde geriye sevda kalıyor zihinlerde. Bu adam gerçekten çok sevmiş diyorsunuz. Ellerini sevmiş kadınların; boyunlarını, bembeyaz tenlerini, bakışlarını bile sevmiş. Hepsini ayrı sevmiş, ama birini bile diğerinden az sevmemiş. Hatta o kadar güzel sevmiş ki, elimde olmadan kıskanıyorum tüm o kadınları. Yalnızlığıyla arasına giren de yine o kadınlar olmuş. Önce bir ellerin vardı yalnızlığımla benim aramda Sonra birden kapılar açılıverdi ardına kadar Sonra yüzün onun ardından gözlerin dudakların Sonra her şey çıkıp geldi

O gözler, o dudaklar aşk Süreya için. Kadın bedenini seviyor ve bolca bahsediyor dizelerinde. Sayfaları çevirirken bir an ufak bir tebessüm oluşuyor dudaklarımda. Çünkü karşımda akıllara kazınmış o dizeler var. Bir şairin hasreti, yalnızlığı kabullenişi ve bir kadın var; giden, arkasında koca bir yalnızlık bırakan kadın Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git. Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler. Tank 2 Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin. Nasıl bu kadar sevip de vazgeçebildin? diye sorası geliyor insanın. Sonra onun ne kadar cesur bir adam olduğunu hatırlatıyor bana başka bir şiiri. Öyle ki o, kaybettiği bir iddia sonucu soyadından bir harf eksilten bir adam. Adımın bir harfini atıyorum. Bu cesareti şiirlerinde çokça gördüğümüz erotizmden de anlaşılıyor. Aslında biraz da çıplak romantizm onunki. Cinselliği hayatın bir parçası olarak görüyor ve hayatın parçası olan her şey onun için şiirin de bir parçası haline geliyor. Süreya erotizmi ve aşkı aynı potada eritiyor şiirlerinde ve bunu o kadar olağan şekilde yapıyor ki okurken hiç de rahatsızlık duymuyoruz. Arzularına tanık oluyoruz Süreya nın ve elbette elde ettiği hazza. Onun mısralarında erotizm gerçekte olması gerektiği şekilde yoğruluyor, ne bir eksik ne bir fazla. Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor.

3 Tank 3 Kitabı elinizden bıraktığınızda beyninizi kurcalayan bir diğer konu ise ölüm ve şüphesiz ki Cemal Süreya’nın ölüm kavramını ele alışı. Oldukça genç yaşlarda sırasıyla kardeşinin, annesinin ve babasının vefatına tanıklık eden Süreya, ölümle tüm gerçekliğiyle yüzleşiyor. Bu nedenledir ki şiirlerinde ölüm kavramının ele alınışı oldukça somut. Sen ki gözlerinle görmüştün 57 de Babanın parçalanmış beynini Kâğıt bir paketle koydular mezara İstesen belki elleyebilirdin de Ama ağlamak haramdı sana. Süreya yaşı ilerledikçe ve git gide arkadaşlarının ölümüne tanık olmaya başladıkça ölüm temasını şiirlerinde daha yoğun işlemeye başlamıştır. Ondan korkup kaçmak yerine, ölümü görsel veya işitsel nesneler yardımıyla somutlaştırmış ve hayatın tam anlamıyla bir parçası haline getirmiştir. Ölümden sonrası için de büyük endişeler taşımayan Cemal Süreya, bir şiirinde tanrının da bizim ölümümüzle birlikte öldüğünü ileri sürmüştür. Onun ölüme karşı takındığı dingin tavrı iki minik dizede çok güzel özetlenmiştir. Ölümünden önce yayınlanan son şiirinde ise ölüm teması yine her zamanki gibi gerçekliği yadsınmadan işlenmiştir. Süreya bu sefer okuyucusuna değil, tanrıya seslenir. Ölmek için doğru bir  zaman yoktur belki, ama yaşanmış güzel bir hayat vardır Süreya da.

Ölüyorum tanrım. Bu da oldu işte. Her ölüm erken ölümdür Biliyorum tanrım. Ama, ayrıca, aldığın şu hayat Fena değildir.. Üstü kalsın..  Cemal Süreya aşkıyla ve yalnızlığıyla hemen hemen herkesin sahip olmayı düşleyeceği bir hayat yaşadı. Dizeleri hâlâ bu kadar canlı ve şiirleri hâlâ bu kadar içimize işlerken bir şairi ölü saymanın doğru olduğuna inanmıyorum. Cemal Süreya, şiirleriyle ve içlerinde barındırdıkları o hoş, eskimeyen imgelerle birlikte yaşamaya ve ruhumuza güzellikler katmaya devam ediyor. Umarım ki hayat herkes için bir Cemal Süreya şiiri tadında yaşamaya değer olur.

Irmak Tank
Vedat Yazıcı

Kaynakça Tank 5 Süreya, Cemal. Üstü Kalsın. Haz. Doğan Hızlan. 15. baskı. İstanbul: Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık Ticaret ve Sanayi A.Ş., 2008.

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz