Bu ülkede hesap kitap bilen kimse kalmadı mı?
YSK son verilerine göre Katılım oranı %73,71 Katılmayanlar %27,29. Katılanlar “100” kabul edildiğinde Evet %57,88; Hayır %42,12 olarak gösterilmesi hem abartılı hemde aslında gerçek olmayan veriler üzerinden Evet/ Hayır yüksek gösteriliyor. Oysa Boykot eden seçmeni, yani %27’yi bu yüzdeye kattığımızda gerçek sonuç: “Evet” = % 42,66, “Hayır” = %31,4, “Boykot/ katılmayan” = %27’ye karşılık geliyor. Bu durumda %58 evet değil, tam tersine %31+ %27 = %58 eder bu da AKP anayasasını kabul etmeyen yüzdedir.
Aksi durumda bu akıldışı hesaplamayla örneğin tüm seçmen içerisinde yüzde 90.4 ile boykot eden Hakkari bile “en çok “Evet” oyu veren illerden birisi oluyor. Hergün “Boykot” ile ilgili yüzlerce yalan haber yazan, başarışız olacağını, kimsenin katılmayacağını konusunda ihale almış işadamlarını, STK adı altında cemaat müridlerini konuşturan medya ve köşe kapmış yazarımsı liberal lavuklar hiçbir özeleştiride bulunmuyor.
Kamuoyu araştırmacısı Ahmet Kardam’ın konuyla ilgili araştırması:
Boykot Çağrısı “Çekirdek İller”de Yüzde Yüz Başarılı Oldu*
12 Eylül 2010 Referandumu
Kayıtlı Gitmeyen Geçersiz Boykot Evet Hayır
Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) 12 Eylül 2010 günü yapılan referandum oylamasına yönelik olarak yürüttüğü boykot hareketinin başarı oranı nedir?
Bu sorunun yanıtı aşağıda verdiğim tabloda görülmektedir.
Analizi nasıl yaptığımı ve bu tabloyu nasıl hazırladığımı açıklayayım:
Geçen yıl, Mart 2009 il genel meclisi seçim sonuçlarına ilişkin bir çalışma yapmıştım. O çalışmada, Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) 2007 milletvekili seçimlerinde aldığı sonuçları, DTP’nin gösterdiği bağımsız adaylarlın aldıkları oyları hesaplayarak her ilde elde ettiği sonuçları çıkarmış, sonra da çıkan sonuçlara göre partinin oylarını üç il grubuna ayırmıştım.
Bu üç il grubu, Kürt bölgesindeki “Çekirdek iller”; Kürt bölgesindeki “Çeper iller” ve Kürtlerin yoğunlukla göç ettikleri “Göç illeri”nden oluşuyordu. Üç gruptan her biri altındaki illeri aşağıdaki tablodan görebilirsiniz.
Aşağıdaki tablonun sol bölümünde, 2009 İl Genel Meclisi Seçim sonuçları görülüyor. Bu tablonun “Kayıtlı” başlıklı sütununda, her ildeki kayıtlı seçmenlerin tamamının oranı yer alıyor ki, bu rakam her il için doğal olarak 100,0’dür. “Gitmeyen” başlıklı sütun, sandığa gitmeyenlerin oranını; “Geçersiz” başlıklı sütun, geçersiz oyların oranını, “DTP” başlıklı sütun, partinin o seçimlerde aldığı oy oranını; “Boykot” başlıklı sütun, Sandığa gitmeyen, geçersiz ve DTP oylarının toplam oranını; “Diğer parti ve bağımsızlar” başlıklı sütun ise diğer bütün oyların toplam oranını göstermektedir.
“Boykot” sütunu ile “Diğer parti ve bağımsızlar” sütunlarının toplamı, toplam kayıtlı seçmen oranına (yani 100,0’e) eşittir. Tablonun bu şekilde hazırlanmasının nedeni, 12 Eylül 2010 günü yapılan referandum oylamasının sonuçlarıyla kıyaslama yapmayı mümkün kılabilmek içindir.
Aşağıdaki tablonun sağ bölümünde ise. 12 Eylül 2010 Refarandum oylamasının geçici sonuçları görülmektedir. Bu tablonun düzenlemesinin de diğeriyle aynı olduğu görülecektir.
“Sandığa gitmeyenler” ile “Geçersiz” oyların toplamı toplam “Boykot” oranını vermektetir. Boykot + Evet + Hayır = 100,00 (yani toplam kayıtlı seçmen oranı).
Bu tablodaki iki “Boykot” sütunu birbiriyle kıyaslandığında, Boykot hareketinin her ildeki ve il grubundaki başarı oranı görülecektir. Bu başarı oranı bazı illerde aşağı yukarı yüzde 100, bazı illerde yüzde 100’ün altında, bazı illerde ise yüzde 100’ün üstündedir.
Üç il grubunun toplamlarına baktığımızda, sonuç şöyledir:
Çekirdek iller: “Boykot” oranı 2009’da yüzde 52,4; 2010 Referandumunda yüzde 52,0’dır. Başarı oranı yüzde 100.
Çeper iller: “Boykot” oranı 2009’da yüzde 21,0; 2010 Referandumunda yüzde 21,8’dir. Başarı oranı yüzde 100.
Göç illeri: “Boykot” oranı 2009’da yüzde 21,4; 2010 Referandumunda yüzde 25,3’dür. Başarı oranı yüzde 118.
Son olarak, dikkat çekmek istediğim nokta ise şudur:
Bazı yorumcular son referandum sonuçlarını daha eski tarihli referandum sonuçlarıyla ya da 2007 milletvekili seçimlerinin sonuçlarıyla kıyaslayıp, BDP’nin boykot hareketinin başarılı olmadığını söylemeye çalışıyorlar. Burada ayrıntılarına girmeme imkan yok, ama 1950 seçimlerinden bu yana yaptığım “Türkiye’de seçmen davranışları”na ilişkin çalışmalarımdan ve bir zamanlar kamuoyu araştırmaları konusundaki deneyimimden hareketle söyleyebilirim ki, en doğru ve gerçekçi analiz, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandum sonuçları ancak 2009 İl Genel Meclisi sonuçlarıyla kıyaslanarak yapılabilir. (AK/EÜ)
* Bianet