Ahmet Aslan’ın ilk Albümü Va u Waxt / Rüzgar ve Zaman’ı online dinle)

Ahmet Aslan’ın  ilk solo albümü “Va u Waxt” (Rüzgar ve Zaman) tanıtım ve dağıtımdaki önemli eksikliklere rağmen,  hem ulaştığı kişi hem de gördüğü ilgi bakımından  iyi bir sonuç verip sanatçının tanınmasını sağladı.  Albümde  dikkat çeken en önemli olgu modern batı enstrümanlarıyla otantik Dersim tınılarının ustaca yorumlanmasıydı. Aslında bu durum  nadir görülen bir şey olmasa bile  müzikal başarı açısından sık rastlanır bir sonuç değildi.  Çalışmadaki derinlik, albümü özelikle Dersimin dışındaki  dinleyici kitlesinine kolaylıkla taşıyabildi. Albüm, sadece Türkiye’de değil, Almanya’da da  büyük bir ilgiyle dinlendi. Öyle ki, kimi Alman radyoları bile sanatçının röportajlarına ve eserlerine yer verdi.

 

Ahmet Aslan – Yarim derdini ver bana

Ahmet Aslanın yeni albümü ‘Veyve milaketu’na buradan ulaşabilirsiniz

1-Qirayis 2-Cirtike 3-Meso 4-Suzarak Özlüyorum 5-Gulbang 6- Tanimadigim Ten 7- Sewda Sayê 8-Birlik Zamani Dersim 9-Xêrib 10-Pervane

Günümüz müzik dünyasında popüler kültürün dışında tanıtımı iyi yapılmış birçok çalışma geniş kitlelere bir şekilde  ulaşsa bile kalıcı bir etki bırakamadığı zaman kendi dinleyecisinide bulamıyor. “Va u Waxt” bu olgunun tam tersini sergiledi. Albümün insanlara ulaşmakta zorluk çektiği noktada, insanlar gidip onu buldu. Haberini alanlar albümü dinlemekle yetinmeyip çevresine yaydı. Albümün bu şekilde duyulup yayılması Bu olay aslında çalışmanın felsefesine hizmet ediyor ve bir yandan da albüme anlam katıyordu.

Ahmet Aslan Dersim/Hozat’ın Taux köyünde doğup, ilkokulu Taux’ta, ortaokulu ve liseyi Hozat’ta okudu. Liseden sonra Diyarbakır resim fakültesini kazanıp altı ay Diyarbakır’da resim öğretmenliği, sonra üç yıl İstanbul Devlet Konservatuarı Müzik Bölümü’nü okudu. Sanatçı on yıldır Almanya’da yaşıyor.

Birçok yerde bana şunu diyorlar: “Yahu senin yaptığın müzik caz’a benziyor?!” Ama adam daha henüz caz kelimesinin türkçe tekabülünü bilmiyor. Caz denilen şey doğaçlamadır. Doğada olan bir olguyu o an çalıp bir sonraki doğada onu unutup başka bir şeyi çalmaktır. Evet doğaçlama var benim yaptığım müzikte. Onların dilinde caz olsun. Ama biz doğaçlama diyoruz çünkü doğaçlama toplumundan geliyoruz. İşi Zerdüşt’e kadar götürdüğün zaman; doğa, naturalizim yaşamın merkezindeymiş. İnsan kendi iç dünyasını doğayla bütünleştirip ibresini bulabiliyordu. İrani kavimler olarak baktığın zaman kendi peygamberlerine inanmadıkları için rotaları hep ters yere gitmiştir. Peki peygamber kimdir? Peygamber insanın kendisidir, kendi kültürüdür, iç dünyasıdır, doğa dengesidir! Dersim halkı olarak baktığın zaman bütün tellere dokunduk. Merak edecek bir tel kalmadı. Artık kendi peygamberlerimizle buluşalım, yani içimize dönelim artık.

Benim müziğim tamamen otantik üzerine kurulu bir müziktir. Yani otantik’ten esinlenerek biraz moderinze ettiğim bir tarzdır. Evet, ben gitar çalıyorum. Ama ben en çok otantik, yani Dersim’e uygun bir gitar çalmanın peşindeyim. Batıya göre değil. Hangi enstrümanı elime alıyorsam o topraklara yönelik, yani kendi müziğimize göre enstrümanı çalıyorum. Sen enstrümanın değil, enstrüman senin esirin, çünkü dokunan sensin. Ben bu konuda çok seçici oldum. Aranje dediniz, düzenleme dediniz. Bağlamaya çok yakın harmoniler seçtim gitarda. Her iki enstrümanı birbirine yakın buluyorum. Ama sonuçta seçtiğin sesler ve fikir çok önemli, enstrüman değil.” *

SUSARAK ÖZLÜYORUM – AHMET ASLAN

Sözcüklerim varmiyor uzaklarına

Birer birer düşüyor bütün öpmelerim

Ağır yenilgiler alarak

Adresinde yoklugunu kıyamet bilerek

Sadece susarak özlüyorum seni

Hiç tanımadan, ne garip

Sadece susarak özlüyorum seni

Hiç tanımadan, ne garip

Sense uzak, çok uzakta

Bir deniz gibisin resimlerde

Dokunsan Dersim olur, göçerim mecburen

Duydum çok sonradan, adın önemli değil

Acın aynı tadı veriyor zaten

Adresinde yokluğunu kıyamet bilerek

Sadece susarak özlüyorum seni

Hiç tanımadan, ne garip

işte buna bıçak çekiyorum

şimdi adı yok, hiç bir sevginin

Zaman zaman değil şimdi

Yalnız benmiyim bu ahir zamanda

Derviş mekanına aşk ile cağıran

Bu ahir zamanda

Yalnizca bir kirintiydin, icime ilk dustugunde

Vakitsiz bir anda…

Bilmedigim bir neden beni alip goturdugunde o yerlere

Keder ve budalaliktan baska yasamin bir anlami varmiydi

Aradigim aski bulduysam, sendedir

ya bu benim icimde dolasanda kimdir

Ya bu benim icimde mekan tutanda kimdir

Adem evvelinden beri bir yanimiz noksandir

eylersin…

Beni bu alemde divane gibi gezdiren sen degilmisin

Geriye kalan yalnizca tanimadigim bu tendir

*) Barlas Beyaztaş Röportajından- 09 Şubat 2004