Leylâ Usta,
Ellerinden öperem, nasılsan? Bir mektubuna, sen kokan bir habere nelerimi bağışlamam ki!
Karakış uyutmuş, sarmıştır seni. Böyledir herhal. Başkaca düşünemiyorum. Bir Fransa düşü, bir Paris dalgası varsa da sanmam. Döviz koparabilecek kadar “sosyete” olamazsın!
Gene de cehennemin hangi zulasında olsan, bana bir el, bir “cık!” edersin diye umutlandım. Hattâ umudum gurura kadar varır ara sıra. Senin olmak, böyle korkunç-güzel ve kendi kendine yeter bir iştir. Budala mıyım, de bana. Yüzünü, sesini bir özledim ki sorma. En çok da burnunu. Şaka değil. Nezleysen bir kâğıda silin de gönder ben de olayım. Hasretim soğuklara, belâlarına… Bak hele, elin hanımına, âlemin “aile kadını”na neler yazıyorum! Duyan, “zırdeli” diycek, öyledir. Delinim. Hemi bütün belalar, hemi de bütün sevdalar, bilir. (Galiba mısrâ düşürdüm!) Delin, divâ-nenim işte. “Ulan madara herif, ulan hergele, madem halin bu, çek gel!” dersin belki. Yakın, o boku da yiy-cem… Yokum. Varsam, sensin ya da… Hiçbir kararım yok. Düşünlerim, duyularım önünde bir barikatsın ki, hiç âmân vermez. Ne olucaksam seninle ya da senden sonra olucam, anlatabildim mi ki? Örneğin boğazımdaki lokmada, yudumladığım suda, arşınladığım kalındırımdasm. Allah gibisin, şıp diye bitiverirsin içimde. Zevkli mi bilmem, sen söyle. Hep senin anlamın, varlığın, hayalin peşinde sürüklenmek. Bildiğim bir şey, gerçekten yaşadığımı seninle duymamdır. Kimine göre kahraman, kimine göre âsinin biriyim. Bunlar yanlış ya da göreci yargılar… Neyim ben Leylâ? İlgilendirdiğim olur mu seni? (Sende bir kucak mal – Benim mülküm yalnız sakal – Kollarında bilezik – Benimkiler kelepçelik.) Nerden de aklıma düşürdün bunu. Bizim Çingene Nail’in şiiri. On yıldır aklımda yoktu. Yanlış ama. Sen öyle değilsin. Dostuz şenlen.
Biliyorum içerledin. Haklısın da. Hiçbir sebep, sana yazmamayı gerektiremez. Bir ruh hali de canım ve affet.
Bana şiirlerinin yayın müsaadesini verir misin? Hem tez elden imzanı da belirt. “Leylâ”sı Leylâ ama, Bilgin mi, Erbil mi, şey mi (!) ne? Kızdırayım biraz seni! Yanında olsam bununla da yetinmezdim, saçını boynuna dolar, biraz nefesini keserdim. Kim bilir, kısacıktır belki de! O karayel havalı, karanlık rüzgârlı saçlarını kestirip oğlan çocuklara dönmüşsündür. Gina mı ne? İşte o. Yahut EXİSTENTİALİST tıraş! Ankara’da çok di mi onlardan?
Candan aziz, iki gözüm, Leylâcım, UY HAV AR çıktı. Kaynak’ta. İki mısrâı yanlış. S..mişler anasını şiirin. Sende var ya, önemli değil ötesi. Şubat sayısında yayınlandı. Dergilerde dedikodusu olursa haber et bana.
Şairler Yaprağı’na yazmak ister misin? Yahut ben böyle bir ricada bulunayım senden. Müsaade et de bendekileri göndereyim. Sonra kendin göndermek istemezsen gene benim yolumdan iletirsin. Bu bahsi hemen cevapla. Naz maz istemem. Ben seviyorum. Sevince de aldanmam, güzel şiirler hepsi de.
Ha, Varlık’ın yarışma sonunu gördün mü? Aman Âmân Hey’le UNUTAMADIĞIM’ı katmıştım. Tabii küçük jürinin insaf (daha doğrusu insafsızlık ve namussuzluk) barajını bile aşamadık. Türk şiirini,
edebiyatını bu fikir p lerinin, bu o karıdan beter heriflerin tekelinden çekip almalıyız. Borç bize bu. Ha, beraber yazarız o dergide istersen. Hani beğenmezsin belki diye söylüyorum bunu. Benim birkaç tanem orda zaten. “Fırsatını bulunca dayamcam seninkilere” diyor çocuk. Eksik olmasın, iyidir, dosttur. Hem okuyucu biraz ŞİİR görsün be!
Anladın mı sevgili ustam, ömrümün sebebi, bu mektubumu al eline, soruların hepsini cevaplandır. Böylelikle beni de eli ayağı düzgün bir mektuba kavuşturmuş olursun! Ama öyle yarı sayfası abstrait resim olmasın! Çanaklarına, çömleklerine eyvallah. Ve fırçana, onu tutan ellere canım kurban. Ama o Salvador Dali puştunu sevemiyorum. Olunca Picasso gibi olmalı. Allah gibi herif. Olunca senin gibi olmalı, Leylâ gibi. Korkarım, Memed’in piyanosunu da resimlerle donattın! Sahi ne âlemdesiniz Sayın Erbiller? Sana ne ulan hırpo de! Ne üstüne vazife, senin de! De oğlu de. De kızım. Canım dostum. Şu an, yanında olmayı dünyaya bin yıllığına yeniden gelmeğe değişmem. Gözlerinden öperim. İmdat!
Fermân senin elbette.
P.K. 111 [İmza]
Leylim Leylim
Ahmed Arif’ten Leylâ Erbil’e Mektuplar
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2011