Zeki Demirkubuz’un ‘Kıskanmak’ adlı filmi sinemalarda

İnsan doğasını, özellikle de karanlık yönünü  başarılı bir şekilde ele almasıyla tanınan Zeki Demirkubuz’un ‘Kıskanmak’ adlı filmi gösterime girdi. 2006 yılında ‘Kader’ filmi ile Altın Portakal’da ‘En İyi Film’ ödülünü alan   Demirkubuz, yazar Nahid Sırrı Örik’in 1946 tarihli  aynı adı taşıyan romanını beyaz perdeye aktardı. Film, ailesinin gözdesi, yakışıklı ve başarılı ağabeyi Halit’in gölgesinde büyüyen, çirkin ve sevilmeyen küçük kız kardeş Seniha’nın hikayesini anlatıyor; ama asıl olarak kıskançlık duygusunun  izini sürüyor.

1930lar, Zonguldak… 29 Ekim gecesi Cumhuriyet balosu yapılmaktadır. Bu küçük, sıkıcı kömür kentine iki ay önce taşınan maden mühendisi Halit, eşine az rastlanır güzellikteki karısı Mükerrrem, Halit’in kız kardeşi ve sığıntısı Seniha da davetlilerin arasındadır. Kentin en zengin ailesinin oğlu Nüshet, Mükerrem’i dansa kaldırdığında, oturduğu kuytu köşeden onları gözleyen Seniha, yengesinin güzel çocuğa karşı koyamayacağını hemen farketmiş, Tanrı’nın onu çirkinliğin yazgısına boyun eğen olmaktan, güzelliğin kaderini çizen mertebesine yükseltmeye karar verdiğini o anda anlamıştır.


Demirkubuz: Çirkinlik kavramından etkilendim. Çirkin olmanın nasıl bir şey olduğu üzerine çok kafa patlattım. Çirkin olmaktan güzelliğin nasıl göründüğünü görmeye çalıştım ama çok büyük emek verdim bu konu için. Gündelik hayatta hiç fark etmediğimiz, adam yerine bile koymayacağımız bir insanın sıradan hatta çirkin bir kadının hatta kurumuş bir kadının dünyasında neler olabileceğini hatta bir gün fırsatını bulunca ne gibi trajedilere yol açabileceğini çok merak ettim. Zaten romanı çekmeye karar verince diğer her şeyi unuttum, tamamen buna odaklandım.
Kişilikleri izleyiciye hissettirmek… Genel olarak sevsinler ya da sevmesinler ilişki kursunlar ya da kuramasınlar… Benim istediğim şey de budur zaten. Bir kişiliği hissetmelerini sağlamak. Bir insanla tanışırsınız.

Kıskanmak romanı her ne kadar çirkinlik, güzellik, kıskançlık, tutku gibi insanlık temalarının üzerinde oturan bir öykü gibi görünse de, onu temelde insanın yazgısı ile ilgilenen bir hikaye olduğu için filme almayı düşündüm. Yazgısı, tanrı vergisi çirkinliği tarafından belirlenmiş Seniha’nın,bu yazgıya boyun eğen olmaktan çıkıp, nefret ettiği güzelliğin kaderini yazan olmaya doğru gidişinin öyküsü, insan ruhuna dair çok az anlatılmış öykülerden biri olduğu için ilgimi çekti. Güzelliği çirkinlik tarafından sorgulayarak ve bunu sakınmadan, soyunarak anlatatan bir öykünün ise insanın acılarını anlamak ve anlatmak çabasına bir katkı sunacağını düşündüm.

Nahit Sırrı Örik’in bu romanını ilk okuduğumda yukarıda sözü edilen durumla ilgili içerdiği derin gözlemler, karakterleri oluştururken klişelere başvurmamış oluşu, bunların anlatımında taraf olmaması, en trajik olayları bile sunarken gösterişin, büyüklenmenin tuzaklarına hiç düşmemesi ve basitliği, sadeliği hiç elden bırakmayışı hemen dikkatimi çekmişti. Bir tür öykü anlatma ahlakı olduğuna da inandığım bu yaklaşımlardan, öykünün ve olayların Cumhuriyetin ilk yıllarında geçmesine rağmen, zamanın gerçekliği dışında dönemi nerdeyse yok saymasından ve insan ruhunun evrim geçirmeyen―hiç değişmeyen― varlığını sanat yapıtı üretmek adına bile bozmayan tavrından ayrıca etkilendim. Çünkü bu açıdan bakılınca, insanlığın yazgısının, ruhsal gerçekliğinin hiç değişmediği, değişenin yalnızca fiziksel gerçekliğin olduğu çok açık. Ve Hamlet hâlâ bugünün hikayesini anlatıyorsa, Nahit Sırrı’nın bu bakışı çok doğru.

Senaryo ve Yönetmen: Zeki Demirkubuz (Nahit Sırrı Örik’in aynı adlı romanından)
Kurgu: Zeki Demirkubuz
Görüntü Yönetmeni: Emre Erkmen
Sanat Yönetmeni: Nilüfer Çamur Giritlioğlu
Ses: Murat Şenürkmez
Oyuncular: Nergis Öztürk, Serhat Tutumluer, Berrak Tüzünataç, Bora Cengiz, Hasibe Eren, Nihal Koldaş, Ferdağ Işıl, Mustafa Uzunyılmaz, Reyhan İlhan, Serdar Orçin, Rafi Emeksiz, Birsen Dürülü, Yeşim Gül, Şule Demirel, Can Anamur, Hatice Aslan (Konuk Oyuncu)
Yapım: Türkiye
Yapımcı: Zeki Demirkubuz, Zafer Çelik
Yerli Film, Mavi Film

1 Yorum

  1. Seniha, Seniha hanim..!!!Sayfalar arasinda ufak bir nostalji yaparken gordum 2 kez izlicem…Kiskancligin cok tehlikeli oldugunu hep dusunmusumdur..Sadece dusunmeklede kalmiyorum tabiki bundan eminim hatta..Siz siz olun kiskanc insanlari hayatinizdan uzak tutun…
    Demirkubuz cok iyiii

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz