Şivan Perwer & Gülistan’ın “Zembilfroş” albümü; Bir dönemin en çok sevilen çalışması

Zembilfroş, 1992 yılı öncesinde yaptığı albümlerin yasaklanması ve çeşitli baskılar sonrasında Şivan Perwer’in o zaman eşi olan Gülistan ile beraber yaptığı, siyasi mesaj içermeyen ender albümlerinden biridir. Şivan Perwer’in 14. çalışması olan albüm ağırlıklı olarak sevgi, aşk ve ayrılık konulu Kürt halk müziği şarkılarından oluşur. İsmini bir kürt halk destanı olan Zembilfroş’tan alır.

Çok sesli farklı bir düzenleme anlayışına sahip olan çalışma zamanında çok kişiyi etkilemiştir. Zembilfiroş’ta Gülistan’ın Soranice seslendirdiği “Zara” parçası Mahsun Kırmızıgul tarafından türkçeye “Öleyim” adıyla çevrilerek çalınmış, “Lawo deste min berde” şarkısı Makaram Sarı Baglar adıyla, “Xımxımê” ise “Ağrı Dağı’ndan uçtum” olarak Türkçe’ye çevrilmiş bir çok kişi  tarafından söylenmiştir. [dailymotion]http://www.dailymotion.com/video/xb5e7a_sivan-perwer-gulistan-hoy-nare_music[/dailymotion] 1 Bejna Zırav (Şivan Perwer & Gulistan) 2 Ez Nexwes im (Şivan Perwer) 3 Gule Mehrume (ŞivanPerwer ) 4 Hoy Nare (Şivan Perwer & Gülistan) 5 Lawo Deste min berde (Şivan Perwer & Gulistan) 6 Narine (Şivan Perwer) 7 Qumrike (Gulistan) 8 Sinane Kiriv (Gulistan) 9 Zara (Gulistan) 10 Zembilfroş (Şivan & Gulistan)

Destandan bir bölüm Xatun’un Zembilfroş’a seslenişi:

‘Zembilfroş zembila tine/ Dikan bi dikan digerine/ Hiş le xatžnê namine/ Serî le zeman digerine/ Gazi dike ku bibine/ Were ser doşeka mire/ Le te helal, herama mire/ Bidime te zulfi herire/ Çavê min e xezalan e/ Singamin wek zozana ne/ Bejna min wek rihan e/ Ciqa beji hejane…’

(Zembilfroş zembil getirir/ Dükkanları dolaştırır/ Hatun’un aklı başından gider/ Başında zamanı dolaştırır… Çağırır onu, der: Beni gör ve gel/ Gel Mir’in döşeğine otur/ Mir’e haram olan sana helaldir/ Zulfi heriri vereyim sana/ Gözlerim ceylanların gözündendir / Göğsüm yaylaya benzer / Reyhan gibi uzundur boyum/ Ne dersen kabulümdür)

Zembilfroş’un Xatun’a verdiği cevap:

‘Xatûnê ez tobedarim/ Delalê ez tobedarim/ Zarok birçîne li malin/ Ji rebbe jorî nikarim

‘Hatun ben tövbekar biriyim/ Güzel ben tövbekar biriyim/ çocuklarım evde ve açtır/ Yukarıdakinin hatırına, yapamam

Mohammad Reza Lotfi & Sheyda Ensemble ‘Vatanam Iran’ Albümü

Fars müziğinde önemli bir yere ve saygınlığa sahip olan Mohammad Reza Lotfi & Sheyda Ensemble  “Vatanam Iran” albümünü aşağıdan online dinleyebilirsiniz. 1947 yılında Gorgan’da (kuzey İran) doğan Ohammad Reza abisinin desteği ile müzikle ilgilenmeye başladı. İranın ünlü bir çok müzisyeninden ders aldı. 1964’te İran’ın genç müzisyenler festivalinde ilk ödülü kazanarak yeteneğini gösterdi. Sonraki yıl çeşitli orkestralarla işbirliğine batı klasik müzik ve kemanı çalıştı. Abdollah Davamiydi’den Hormozi ve Radif öğrendi.

Kafka: toplum tarafından örselenmiş ve çürütülmüş yanlarımızı keşfettiren bir yazar

“Ah!” dedi fare. “Dünya her gün daha da küçülüyor. Başlangıçta o kadar büyüktü ki korkuyordum. Devam ettim yürümeye. Sonunda, uzaklarda sağda ve solda duvarlar gördüğümde mutluydum. Fakat bu uzun duvarlar o kadar hızlı birbirine yaklaşıyor ki son odadayım ve odanın köşesinde içine doğru yürüdüğüm kapan var.” “Sadece gidiş yönünü değiştirmelisin” dedi kedi ve onu yedi. Kleine Fable – Franz Kafka

Thomas Münzer, Şeyh Bedreddin ve Nazım Hikmet – Nedim Gürsel

0

Tarihsel maddecilik açısından ele alındığında, Şeyh Bedreddin ayaklanmasının dinsel-ideolojik niteliği sınıf savaşımının özgül biçimlerinden biri olarak yorumlanmalıdır. Belli bir tarihsel dönemdeki ekonomik ve toplumsal koşulların doğal sonucudur bu (1). Anadolu, hatta tüm İslâm tarihi boyunca, yoksul halk kitlelerinin eşitlik özlemi Mehdî inancında ifadesini bulmuştur. “Nâzım Hikmet’in Kıyamet Sureleri” adlı yazımda bu sorun üstünde ayrıntılarıyla durmuş, Şeyh Bedreddin hareketinin Batınî’likle ilişkisine de ayrıca değinmiştim. [Gürsel, 1976, s. 17) Burada aynı görüşleri yeniden ele alacak değilim. Nâzım Hikmet’in Bedreddin yorumuna büyük ölçüde kaynak olduğunu sandığım bir yapıttan, Engels’in Almanya’da Köylü Savaşları [1974) adlı kitabından sözedeceğim yalnızca. Çünkü Nâzım, dinsel-ideolojik bir köylü ayaklanması biçiminde gerçekleşen Bedreddin hareketinin sınıfsal çözümlemesini yaparken Engels’in görüşlerinden yola çıkıyor.

“Mutlu Aşk’ın yazılı tarihi yoktur” | Aşk üzerine marazi bir deneme daha – Enis Batur

Aragon’un ünlü sözü “Mutlu Aşk Yoktur”, bütün ünlü sözlerin yazgısını tekrarlar: Bu düşünce, daha çok, yanlış anlaşılmıştır. Aragon, hiçbir aşkın mutluluk getirmediğini, getiremeyeceğini mi ifade etmeye çalışmıştı? Şairler böyledir, şiirler haydi haydi böyle: Ayrıca bir şey söylemezler: Bu’durlar, bu kadar’dırlar. Onun için de tek bir doğru yorumdan söz etmek boşuna çaba olur; herkesin ufkuna ve derinliğine göre bir yorum, birden fazla yorum olasılığı yaratır bu türden altın sözler.

Einstein’ın hataları – Steven Weinberg | Bilim en büyük bilim adamlarının bile hata yapabileceği gerçeğini kabul eder

Şüphesiz Albert Einstein yirminci yüzyılın en büyük fizikçisi, tüm zamanların ise en büyük fizikçilerinden biridir. Böyle önde gelen bir şahsiyetin özelliklede yüzüncü anma yıldönümünde hataları hakkında konuşmak ukalaca gelebilir. Fakat önde gelen bilim adamlarının başarılarından ziyade yaptıkları hatalar, o zamanlardaki varsayımların iç yüzünü daha iyi anlamamızı sağlar. Ayrıca Einstein’ ın bile hata yapmış olması bilimsel hataları yapan bizler için bir avuntu kaynağı olmuştur. Amacımız büyük bilim adamları tarafından yapılan hatalarla ilgili olarak iyi bir örnek vermektir. Sonuç olarak bilimin temelini oluşturan ve bugünkü bilgi seviyesine ulaşmamızı sağlayan bilim öncülerinin hiç hata yapmayan kişiler olarak düşünülmesi yanlıştır.

Psikanalizin Tarihçesi (1) – Sigmund Freud | “On yıl gibi bir süre tek başıma Psikanaliz üzerine çalıştım”

Freud, psikanalizin görüşlerinden sapma gösterip psikanalizin ilkeleriyle bağdaşmayan düşüncelerin kendisinin bulguladığı psikanaliz adı altında sunulmasından aleyhindeki kimselerin yararlanacağını düşünmekte ve psikanalizin, psikanalizle uğraşanların bile üzerinde anlaşamadığı keyfi ve bilimsellikten uzak bir nesne olduğunu kanıtlamaya kalkacaklarından çekinmekteydi. Dolayısıyla, bilimsel polemiklere girmekten hoşlanmadığı için, istemeye istemeye Psikanalizin Tarihçesi’ni yazmaya karar vermiş, psikanalizin gelişim tarihçesinde ki güçlü mantığa dayanarak kurduğu öğretinin ana kavramlarını bir kez daha açık seçik ortaya koymak, beri yandan Adler ve Jung’un öğretilerini ele atıp özleri bakımından psikanalize aykırı düştüğünü, bu yüzden psikanaliz adının bunlar için söz konusu edilemeyeceğini göstermek istemiştir.

“Yani, biz kendi çocuklarımızı da bir yandan öldürüyoruz” diyen Sinan Çetin’i nereye koymalı

Marlon Brando, 1972 yapımı The Godfather (Baba) filminden dolayı aldığı Oscar ödülünü reddetti. Gerekçe olarak, ABD’nin yaptığı Kızılderili katliamını gösterdi. Oyuncu Jean Seberg, ABD’deki siyahi direnişin örgütü ‘Kara Panterler’e açıktan destek verdi. İngiliz oyuncu Vanessa Redgrave, İngiltere’deki işçi sınıfının ve göçmenlerin sorunları ile bire bir ilgilendi, hala ilgileniyor. Fransız düşünür J. Paul Sartre, Cezayir bağımsızlık mücadelesinin aktif militanı oldu. Bildiğiniz gibi Cezayirliler, Fransızlara karşı mücadele veriyordu ve Sartre bir Fransız’dı.Oyun yazarı Harold Pinter, yasaklanan dil Kürtçe’nin üzerine ‘Dağ Dili’ adlı eseri yarattı. İngiliz müzik grubu Beatles, dünya barışı için şarkılarını seslendirdi. Akademisyen Edward Said, elleriyle İsrail askerlerini taşladı. Sinema oyuncusu Sean Penn, işgal altındaki Irak’ta ‘savaşa hayır’ diye bağırdı. Aktör Yves Montand, Fransız kapitalizminin en büyük karşıtlarından biriydi. İtalyan yönetmen Vittorio De Sica, faşizmin hüküm sürdüğü İtalya’da, direnişçi ruhu ölüm pahasına beyaz perdeye taşıdı.

Polis gazlı ve coplu müdahalelere gelen tepkiler üzerine ölüme sebep olan plastik mermi kullanacak

Polisin uzunca bir dönemdir eylemlere ve protestolara müdahaleleri kamuoyunda tepki yaratırken, yetkililer sorunun kaynağını polisin müdahale araçlarında buldu! Cop ve gazla ‘toplumsal olaylara’ müdahaleye eleştirileri azaltmak için polisin ‘plastik mermi atar tabanca’ kullanmasına karar verildi. “Zararsız müdahale aracı” olarak sunulan mermilerin bilançosu ise oldukça kabarık. Plastik merminin 75’ten fazla değişik türde ‘öldürücü olmayan’ mermi çeşidi arasında geçmesinin nedeni insan derisinden içeri girmemesi. Ancak mermiler yakın mesafeden ya da vücudun üst kısmına sıkıldıklarında öldürücü olabiliyorlar. Plastik mermi kullanımından ölenlerin, ağır yaralananların, sakat kalanların sayısı da oldukça yüksek.

Türk Basınından Türk Medyasına: Hakim Medya Gruplarının Kısa Tarihi – Gülseren Adaklı

Günümüz Türk medyası esas itibarıyla 1940’lı yılların sonlarında temelleri atılmış olan Türk basınının bir ölçüde devamı niteliğindedir. Hakim Türk basınının öncüleri (Hürriyet, Milliyet), 2. Dünya Savaşı sonrasında Türkiye kapitalizminin içine girdiği yeni evrede, Demokrat Parti iktidarı ile pekişen bir stratejik ittifak zemininde yeni bir dinamik kazanmıştır. Genel olarak Türkiye Cumhuriyetinin inşa sürecinde Yunus Nadi Abalıoğlu’nun kurduğu Cumhuriyet Gazetesince temsil edilen “resmi” basını bu alandaki ilksel kurucu yapı olarak belirtmek gerekirse de kapitalist girişim olarak günümüz basınının temsilcisi olarak en başta Sedat Simavi’nin Hürriyet’ini ve daha sonra Ali Naci Karacan’ın Milliyet’ini göstermek uygun olur.

Varlık ve İnsan – Montaigne (Denemeler)

0

montaigne_denemelerNesnelerden algıladığımız görüntüleri yargılamak için doğruyu eğriden ayırdedecek bir aracımız olması gerek; bu aracı doğrulamak için bir ispatlama yapmamız gerek; ispatlamayı doğrulamak için bir araç; alın size bir kısır dönge. Kendileri kararsızlıklarla dolu olan duyularımız tartışmamıza son veremiyeceğine göre akla başvurmak zorundayız diyelim: Hiç bir akıl bir başka akla dayanmazlık edemez, öyle olunca da akıldan akıla gider dururuz. Hayal gücümüz bilinmedik şeylere ulaşmaz, çünkü duyuların aracılığıyla işler; duyularsa kendi dışlanndakî nesneyi değil sadece kendi duyuşlarını kapsarlar; böyle olunca hayal ve görüntü nesneyi değil, duyuların algısını verir; bu algı ve nesneyse ayrı ayrı şeylerdir: Öyleyse görüntülerle düşünen, nesneden, gerçek olandan başka bir şeyle düşünüyor demektir.

Arthur Schopenhauer: “ne mutlu ona ki bilinçsiz!”

0

Schopenhauerİnsanın yavaş yavaş, hiç durmadan mükemmeliyete doğru ilerlediği tasavvurunun geçmişi belki de iki yüzyılı bile bulmaz. Schopenhauer bunun bir yanılsama olduğunu düşünür. O durağan diyebileceğimiz bir insan görüşüne sahipti. Nesiller birbirini takip eder, fakat büyük ölçüde aynıdırlar. İnsan belli değişmez niteliklere sahip olduğu için, büyük ölçüde diğerleri—maymun, aslan, herhangi bir ağaç yahut bitki—gibi bir türdür. Gittikçe daha mükemmel meşe ağaçlarına ya da daha mükemmel aslanlara doğru bir ilerleme yoktur; giderek daha mükemmelleşen insan diye bir şey de olamaz.

Merhum İvan Petroviç Byelkin’in Öyküleri; ATEŞ – Aleksandr Sergeyeviç Puşkin

Gençlerin en bağışlamayacağı şey korkaklıktır. Yiğitliği insan erdemlerinin en yücesi sayar, her türlü ayıbı bağışlatabilecek bir şey gibi görür onlar. Ama, yavaş yavaş her şey unutuldu, Silvio yeniden eski etkisini kazandı. Sadece ben ona eskisi kadar yakınlık göstermiyordum artık. Düş kurmaya yatkın bir yaratılışa sahip olduğumdan, hayatı bir esrar perdesiyle örtülü olan, bana gizemli bir roman kahramanı gibi görünen bu adama önceleri herkesten çok bağlıydım. O da severdi beni. Hiç olmazsa sadece benimleyken acı dilliliğini bırakır, az görülür bir tatlılık ve içtenlikle konuşurdu. Fakat o uğursuz akşamdan sonra şerefinin lekelendiği, bu lekenin temizlenmeyişinde yine kendisinin sorumlu olduğu düşüncesi aklımdan bir türlü çıkmıyor, ona eskisi gibi davranmamı önlüyordu.

Zaman’dan Sansürlü Le Monde Çevirisi ve Sansürlü Bazı Bölümler – Ragıp Duran

Paris’deki Gülen Okulu hakkında Le Monde’un Istanbul muhabiri bir yazı yazmış. Orijinal metin iyi bir gazetecilik çalışması sayılır. Zaman gazetesi ise, Le Monde’daki haberi aktarırken, orijinal metinde Gülen Cemaati hakkındaki tüm eleştirel, olumsuz ve sorgulayıcı bölüm, cümle ve deyimleri temizlemiş.  Fetullah Gülen cemaati hakkında ne kadar kuşku uyandıran cümle varsa ya olduğu gibi es geçilmiş ya da tahrifatlı bir şekilde çevrilmiş. Ne gerek var?

Mesele, teknik bir çeviri hatası ya da çeviride özensizlik değil. Le Monde’da çıkan bir yazıyı tahrif etmek…Bunu yapanlar kendilerini çok uyanık sanıyorlar. Çünkü hiç kimse, özellikle Fransa’da yaşayan Türkiyeliler ya da Fransızca bilen Türkiyeliler, hem Zaman’ı hem de Le Monde’u okumayacaklar değil mi?

Ali Asker: 12 Eylül öyle bir süreç yaşattı ki tırpanla biçildi toplum, tüm genleriyle oynandı

Türkiye’de çok ciddi sorunlardan biri 12 Eylül anayasasının değişmemesi, bu Türkiye’de faşizmin devam ettiği anlamına geliyor. Bugün, her şeyde ambargo var; öğrenci, işçi, memurun en küçük demokratik talebinin karşısında joplu, panzerli, dipçikli devlet görevlilerini görüyoruz. O gaz sıkanlar da aslında mağdurlardan… Askere gidip de bize zorunlu dipçik vuranlar da halk çocukları… Geçmişte değerleri için uğruna seve seve yürüyüşler, gösteriler yapan aileler bugün sessiz, suskun bireyler haline geldiler. Kapitalizm sistemin yürümesi için toplumların birey olmasını istiyor, kesinlikle örgütlü insan istemiyorlar.

Latin Amerika ve sosyal-liberalizmin sonu – James Petras

Kuralsızlaştırılmış mali sistem ve 2000-2001 dünya ekonomik durgunluğu, ekonominin ve kamu hazinesinin serbest piyasa uygulayıcıları tarafından ve devasa yolsuzluk nedeniyle talan edilişi, işçilerin, köylülerin ve kamu çalışanlarının vahşi sömürüsü bölge çapında ayaklanmalar üretti. Seçimlerle bir dizi ABD destekli rejim devrildi ya da başarısızlığa uğratıldı. Ekvador, Arjantin, Bolivya, Brezilya, Uruguay ve Paraguay, seçim kampanyaları sırasında iktidarın yapısında, ‘derin yapısal değişimleri’ vaat eden merkez-sol rejimlerin iktidara gelişine tanıklık etti.

Afganistan ve Pakistan’da Kadın Olmak | Şeriatın Gölgesindeki Kadın 2 – Zülal Kalkandelelen

Afganistan’da 1992’de köktendincilerin iktidara gelmesiyle darbe yiyen kadınlar Taliban’la birlikte tarihinin kadınların sahip olduğu sosyal, ekonomik ve kültürel haklar bakımından en kötü günlerini yaşadı.  1996-2001 arasında iktidarda kalan aşırı dinci Taliban döneminde kadınlar tarihinin en kötü günlerini yaşadı.  Tecavüzün yasalarda açık bir şekilde suç olarak tarif edilmeyen ülkede; hiçbir kadın yanında erkek olmadan evden çıkamıyor, erkek doktora muayene olamıyor, hatta erkek bir doktorun olduğu bir ekip tarafından ameliyat edilemiyordu… Tüm kadınlar, başlarından ayak uçlarına kadar bedenlerini bütünüyle örten burka giymek ve gözlerini de kapamak zorundaydı…

Sorgulayan Denemeler; Düşler ve Gerçekler – Bertrand Russell

0

1. Arzularımızın inanışlarımız üzerindeki etkisi herkesçe bilinen ve gözlenen bir olgudur; ancak bu etkinin niteliği çoğu zaman yanlış algılanır. İnançlarımızın büyük bölümünün bazı rasyonel temellere dayandığını; arzunun ise yalnız arada bir işi karıştırdığını varsaymak alışkanlık haline gelmiştir. Bunun tam karşıtı gerçeğe daha yakın olsa gerek. Günlük yaşamla ilgili inançlarımızın büyük bir bölümü arzularımızın şekilleşmesinden ibarettir; ancak orada burada bazı izole noktalarda, gerçeğin sert darbesiyle doğru yola yöneltilirler.

Rus şiirinin güneşi Aleksandr Sergeyeviç Puşkin’in Erzurum Yolculuğu (3) Erzurum’un alınması

Ordumuz bir gün önce ele geçirilen Türk ordugâhı bölgesindeydi. Kont Paskeviç’in çadırıyla, Kazaklara tutsak düşen Türk paşasının yeşil çadırı yan yanaydı. Paşayı görmeye gittim. Çevresinde bizim subaylar kümelenmişti. Paşa bağdaş kurup oturmuş, çubuğunu tüttürüyordu. Kırk yaşlarında gösteriyordu. Güzel yüzünde derin bir düzgünlük ve gurur ifadesi vardı. Teslim olduğunda kendisine soru sorulmamasını, bir fincan kahve getirilmesini rica etmişti. Ovaya inmiştik. Karlı, ormanlı Soğanlı Sıradağları arkada kalmıştı artık. Hiçbir yerde düşmanla karşılaşmaksızın durmadan ilerliyorduk. Köyler bomboştu. Çevrenin hüzün verici bir görünümü vardı.

Ölüm Emirlerini “Demokrasilerde Çare Tükenmez” Diyen Süleyman Demirel Vermiş

Hollanda’da tutuklu bulunan Hüseyin Baybaşin, 1994’te Tansu Çiller’in açıklamasıyla başlayan Kürt işadamlarına yönelik seri cinayetlerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. İnfaz kararını Süleyman Demirel’in verdiğini, öldürülecek kişilerle ilgili listeyi gördükten sonra durumu eski Askerî Yargıtay Başkanı İlhan Şenel’e aktardığını söyledi. Baybaşin, infaz listesinde ismi yer alan ancak daha sonra öldürülen Kürt işadamlarından Behçet Cantürk, Savaş Buldan ve Adnan Yıldırım’ı tedbir almaları yönünde uyardığını belirterek, “Behçet Cantürk’e ‘Türkiye’den çık yoksa seni öldürecekler’ dedim. Kendisi Süleyman Demirel’e güvendi ve Türkiye’den kaçmadı. Demirel’le ortaklığı vardı, Kıbrıs Yatırım Bankası’nda da ortaktılar. Behçet’le listede adı olanlara haber verdik, ölüm listesi hakkında birçok yetkiliyle konuştuk” dedi.