Güvercinler eşlerine ömür boyu bağlı kalır ve bu, yetiştiriciler için büyük kolaylıktır, çünkü aynı güvercinlikte birçok ırkın bozulmadan kalmasını ve iyileştirilmesini sağlar; bu olgu, yeni ırkların türetilmesini de büyük ölçüde kolaylaştırır. Güvercinlerin çok çabuk ve çok sayıda üretilebildiğini, kötü kuşların hiç kaygısız ayıklanabildiğini, kesilip yendiğini de eklemeliyim.
Bir Thomas Mann Portresine Doğru – Theodor W. Adorno
Sanatçının yapabileceği en iyi şey, dahilik oyununu oynamak ve çağının malzemesinde bulunmayan metafizik anlama, bir usta olarak kendisi sahipmiş gibi yapmaktır. Thomas Mann’ın direnç gösterdiği Proust’un silindir şapka ve bastonuyla operet züppesini, Kafka’nın ise her şeyden çok patronunun iyi niyetine önem veren sigorta şirketi memurunu oynamasının nedeni budur.
Bir idam mahkumunun son günü – Victor Hugo
Tezer Özlü: Ve sonra kendimi onunla birlikte gömeceğim
Fikret Başkaya: Yapılanlar Adnan Menderes dönemini hatırlatıyor
“Şark cephesinde yeni bir şey yok!” 1960 yılında Mülkiye’de (SBF) birinci sınıf öğrencisiydim. Adnan Menderes’in Demokrat Partisi 1950’den beri üç dönemdir iktidardaydı. Muhalefete ve basına yönelik baskı ve şiddet almış başını giriyordu. O kadar ki, muhalif gazeteler yasaklanmadığı günlerde bazı sayfaları beyaz çıkardı ve gazeteyi koynumuzda saklardık…
Sigmund Freud: Kitleler tembel ve bilinçsizdirler
Her şey bir yana, insan faaliyetini tüm genişliğiyle değerlendirebilecek pek az sayıda insan vardır. Çoğu kişi, kendisini bu faaliyetin bir tek veya az sayıda alanıyla kısıtlamaya zorlamıştır. Ama insan, geçmiş ve şimdiki durum hakkında ne kadar az şey bilirse, gelecek hakkındaki yargısı da o derecede önemsiz olur.
Hangisinin karnını doyurmak için ötekinin üstüne atladığı bilinmiyor – Italo Calvino
Türklerle savaş vardı. Dayım, Terralbalı Medardo vikontu Bohemya Ovası’nda Hıristiyanların ordugâhına doğru at sürüyordu. Peşinden de emir eri Curzio gidiyordu. Leylekler alçaktan uçuyor, beyaz sürüler oluşturarak, donuk, dingin havayı yarıyorlardı. — Niye bu kadar çok leylek var, diye sordu Medardo, Curzio’ya. Nereye gidiyorlar?
Francis Bacon: Mutluluk sıkıntıdan, mutsuzluk da umuttan uzak değildir
“Günler su gibi geçer; her şey birdenbire olur” Garip’çilerin İlk Şiirleri – Cemal Süreya
Amin Maalouf: Kolayına kaçıp birbirinden farklı insanları aynı kefeye koyuyoruz
Dünya bugün dahi eziyet çeken ya da eski çilelerin anısını içinde saklayan ve intikam anını düşleyen yaralı toplumlarla doludur. Onların çektiklerine duyarsız kalamayız, ama onların kendi dillerini özgürce konuşma, dini vecibelerini korkusuzca yerine getirme ya da geleneklerini koruma arzularını paylaşabiliriz.
Hürriyet nereden gelir, nasıl gider, veren mi alır elimizden? – A. Hamdi Tanpınar
Bertrand Russell: Acı çektiğimiz zaman nefret edecek birilerini arıyoruz
17. ve 18. Yüzyıllarda İtalya’da Opera ve Osmanlı Etkisi – Filiz Ali
1600 yılının 6 Ekim günü Floransa’da Pitti Sarayı’nda Medici ailesi, Fransa tahtına ikinci gelinini göndermek üzere göz kamaştırıcı bir düğün töreni düzenlemişti. Floransa Gran Dükü I. Ferdinando’nun yeğeni, I. Francesco’nun kızı Maria de’Medici, Fransa Kralı IV. Henri ile evleniyordu. Kral düğüne gelmemiş, elçilerini vekâleten yollamıştı.
Bukowski: Cezanın yerini anlayış aldığında her şey değişecektir
Tarihsel Bakımdan Denetim Toplumları Nedir? – Gilles Deleuze
Foucault “disiplin toplumları”nı 18. ve 19. yüzyıllara yerleştirmişti. Bu toplumlar doruk noktalarına Yirminci Yüzyıl başlarında varmışlardı. Bu toplumlar, geniş ve yaygın kapatıp-kuşatma mekânları düzenlemeleriyle ayırdedilirler. Birey hiç durmadan, her biri kendi yasalarına sahip olan bir kuşatma mekânından öbürüne geçer;
“Milli egemenlik” ilkesi, demokratik bir niyetin ifadesi midir? – Sevan Nişanyan
“Millet” soyut bir kavramdır. “Millet egemenliği” deyimiyle kastedilen eğer ulusun özgürce kendi siyasi kaderini belirlemesi ise, bunun için önce a. milli iradenin, serbest tartışmalar, partiler, basın vb. yoluyla oluşması, sonra b. böyle oluşan iradenin, serbest seçimler yoluyla ifade edilmesi gerekir.
Dostoyevski: “Affedersiniz babacığım, bir daha yapmam” demekten nefret ettim
Bütün işinde gücünde olanlar ahmak, dar kafalı oldukları için faal kimselerdir. Nasıl açıklamalı? Bakın şöyle: Bu çeşit insanlar, akılları kıt olduğu için herhangi bir konuda ana sebepleri araştırmadan hemen el altındaki ikinci derece sebeplere bağlanıverir ve doğru hareket ettiklerinden emin oldukları için de rahatlarlar; en önemlisi de budur zaten.