Okuma yazma bilmeyen paralı asker sürüleri… Maskeler ve Savaş – Pablo Neruda

…Benim evim iki cephe arasındaydı… Bir yanda Kuzey Afrikalılar ve İtalyanlar… Öteki yanda ise ilerleyen, geri çekilen, duran, Madrid’i savunanlar… Top ateşi duvarları yıkmıştı… Pencereler bin bir parçaya ayrılmıştı sanki…

Kitaplarımın arasında kurşunlar buldum… Fakat maskelerim yok olmuştu… Siyam, Bali, Sumatra ve öteki adalardan topladığım maskeler… Altın kaplama, kül grisi, domates kırmızısı, gümüşi, mavi, şeytani, çatılmış kaşlarla düşüncelere dalmış maskelerim, çay, esrar, ter, baştan çıkarıcı yasemin, tütün ve sokaklarında çürüyen meyvelerin kokularıyla beni kabul etmiş olan Doğu’da geçirdiğim yalnız yılların anısıydı… Bu maskeler, eşsiz dans figürlerinin, tapınaklar önündeki dansların anısıydı… Tahtadan gözyaşları, efsane renginde, havayı hayallerle süsleyen o çiçek mitolojisi ve gelenekler, esrarengiz şeytanlar, sır dolu şekiller, benim, bir Amerikalının anlamadığı şeyler… Ve şimdi… Belki milis askerleri, suratlarına tuttukları maskelerle, iki ateş arasında pencerede görünüp, saldıranları korkutmuştu… Birçoğu ölmüştü, kanla lekelenmişti… Bazıları isabet eden kurşunla beşinci kattan sokağa yuvarlanmıştı… Fakat onların karşısında Franco’nun adamları durmak zorunda kalmıştı… Okuma yazma bilmeyen paralı asker sürüleri haykırmıştı… Benim evimden Asya tanrılarının otuz maskesi ayaklanmıştı, son dansı yapmak için; ölüm dansıydı bu… O anda bütün silahlar susmuştu… Geriye kalanları seyrediyordum şimdi ben… Şiltenin üstündeki kan lekelerini… Makineli tüfeklerin açtığı deliklerden uzakları görüyorum, üniversiteyi, eski sarayları, ötelerdeki çayırları… Bomboş geliyor bana İspanya… Sanki son davetliler de gitmiş gibi, ebediyen… Maskeli ya da maskesiz, vızıldayan kurşunlar savaş şarkıları arasında benim için her şey sona erdi… Delice neşeler, inanılmaz savunma, ölüm ya da hayat… Bitti… Törenden sonra son sessizlik… Son törenden sonraki… Kaybolmuş maskelerle, hiç davet etmediğim askerlerle birlikte şehit olmuş maskelerle İspanya benim için geçmişe karışmıştı.

Pablo Neruda
Yaşadığımı İtiraf Ediyorum

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz