“Kürt halkı, gördüğünüzü biliyor…” Türk’ün haysiyetle imtihanı – Yıldırım Türker

Yıldırım TürkerKendini hayatının efendisi zanneden bu taraf insanları. Hayattaki yegane şiarı ‘şiddetin her türüne karşıyım’ olanlar. Bütün dünyaya karşı ezberi kısıtlı oy verenler. Okulları, işleri, sabit gelirleri, yatırımlı gelecekleri olan, oturduğu yerden, hiç bulaşmadan televizyonunun kanallarına, marketinin gazetelerine inanan güruh.
Her sabah ant içerek beslenmiş insanlar, sahiden doğru ve çalışkan mısınız?
Kendi hayatınız üzerine bir tek söz hakkınız var mı?
… Kürt halkı, gördüğünüzü biliyor. Görüp de başınızı çevirdiğinizi kayda düşüyor. 

Bünyesinde hala birkaç gazeteci geçmişinin bulunduğunu varsaydığım a haber’de ‘nakledilen’ iki PKK’li gerillanın telsiz konuşması mutlaka size kadar ulaşmıştır. Propaganda savaşında iktidar yancılarının ne kadar özensiz olduklarının, artık küçük prodüksiyon masraflarını dahi göze almadan işe koyulduklarının kanıtı. Elindeki metni deşifre etmekten aciz, provasız mahalle yiğitlerinin seslendirdiği, arada telefon tuşlarına basarak telsiz intibaı uyandırmaya çalıştığı ‘gerilla muhaveresi’, kanımca bu dönemin özeti olarak ileride anılacaktır. İşte artık şehirli orta sınıflara layık görülen ikna çabası bu seviyeye inmiştir. ‘Adam olana çok bile’ durumu.

Gölge propaganda bakanlığı olarak iş gören havuz basını, bu değerli çalışmasıyla izleyicilerine bilgi verme amacı güdüyor olamaz. Kısacası, diğer bütün yayınlar gibi bu da malumat değil, talimat amaçlı. Tehdidi, kendinden. İnanmayıp da ne yapacaksın? Terörist misin?

Başından söyleyiverelim: Kürtdistan’da uygulanan zulüm, fütursuz katliamlar aynı zamanda Türkiye halklarının haysiyetini yerle bir etmeye yöneliktir. Korku duvarlarıyla tahkim edilmiş şehir güvenliği, zoraki bir körlüğü şart koşmakta, kitlesel tanıklıktan suçortaklığı üretmenin alanına dönüştürülmektedir. Kürtlerin tanıklığının geçersiz sayılacağını yıllar önce ilan etmişti müstakbel başkanımız. Bu düsturdan yola çıkarak kimi basın gazisi, Kürt illerinde polis helikopterlerinin pervanesi olmuş, bu tarafa haber geçiyorlar. “Terörist” direnişi karşısında milliyetçiliğin ılık kucağına bir kez daha terk etmişler kendilerini.

Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde iktidara, zulme, tek tipleştirmeye direnen yegane nüfus, Kürt nüfusudur.

Şimdi bir de hızla yükselmiş Artvin direnişi var ki iktidarın dağlarla işinin hiç bitmeyeceğini gösteriyor. Türk ağırlıklı-kimlikli orta sınıf demokratların bu çevreci direnişe bel bağlayıp destekleriyle son haysiyet kırıntılarını kurtarma gayretine girecekleri aşikar.

Gözü karartıp başına nur topu gibi bir Artvin belası açarak cepheleri çoğaltan iktidar Kürtlere kullandığı sopayı Artvin halkına da kullanmaya kalkınca bakalım neler olacak?

Batının büyük şehirlerinin, zaten toplasan bir milyonu geçmeyecek inatçı muhalif kesimi şiddetle bastırılıyor. Sokağa çıkmayı dağa çıkmakla bir tutan ezik orta sınıflarsa Kürt düşmanlığının ortak paydasında kendilerine güvenli bir saçakaltı bulmuş görünüyor. Ece Ayhan’ın tanımıyla “Her yakın zulmün küçük hisseli uzak ortağı” onlar. Kendini hayatının efendisi zanneden bu taraf insanları.

Hayattaki yegane şiarı ‘şiddetin her türüne karşıyım’ olanlar. Bütün dünyaya karşı ezberi kısıtlı oy verenler. Okulları, işleri, sabit gelirleri, yatırımlı gelecekleri olan, oturduğu yerden, hiç bulaşmadan televizyonunun kanallarına, marketinin gazetelerine inanan güruh.

Her sabah ant içerek beslenmiş insanlar, sahiden doğru ve çalışkan mısınız?

Kendi hayatınız üzerine bir tek söz hakkınız var mı?

Hakikatin paralel evreninde mutlu ve güvenli bir hayatın teminatı olacak mı milli hassasiyetleriniz?

Kürt halkı, gördüğünüzü biliyor. Görüp de başınızı çevirdiğinizi kayda düşüyor. Bundan yüz yıl sonra torunlarınız, Dersim katliamıyla olduğu gibi Cizre’yi, Sur’u, Silopi’yi, bütün Kürdistan’ı kana bulayan atalarını hayırla yad etmeyecek. Size layık bulanan patlak propagandalara tav olmuşluğunuz lanetle anılacak. İşte bu yüzden, PKK’lilerin telsiz konuşması olarak size dinletilen o kayıt; artık size doğru dürüst yalan söylemeye bile tenezzül etmeyen devlet aygıtlarının haysiyetinize attığı balgamlı bir tükürüktür.

24/şubat /2014 Gündem

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz