Hokkabazın Çağrısı – Leyla Erbil

Ooool… Tanrım, tanrım, şu gördüğünüz ben. Ben ağla. Ben ağla. Olmaz tanrım. Ulusların bir bayrağı vardır. Tutarlar üfleyerek ve taze tavuk yumurtaları yedirirler yavrularına, o yavrular ki, olsun diye besili sakatsız aksın savaşlara ülkemizi yükseltsin diye bir emekle böbrekleri ve ciğerleri sağlamlasın diye…

İşte o yavrulardan biri de benimdir ve hatta üç tanesi ve o yavrunun annesi ve onun bir kardeşi ki, ilk karımdan olup, ilk karım ekmek parası için o yavruyla üç aylıkken o bebek anasının, o hain ve gaddar kadının ooo! Ağla ben. Ağla. Memesinden süt emerdi ve koyup giderdi geceleri beni o bebekle ve döndüğünde göğüsleri hiç değilse 125 kuruşluk balonlar şişkinliğinde olup puf puftu. Geldiği gece âlemlerinden edindiği içkiler ki, bunlar Türkiye’nin en önemli şahıslarını bağrında tutan ve barındıran ve besleyen bizim yani büyük polisler ve en büyük şirket üyelerinin ve başyargıç beylerin ısmarladığı genel olarak börekli kıymalar, kılçıksız beyaz balık etleri ve 300-400 hatta bilakis 3000-4000 yıllık şaraplarla karımın başını döndürüp. Ağla, ağla. Memeleri o balonlar kadar şişmesine yeterli ve yavrumun hakkı olan o balonlardan ileride sizlere sunulacaktır, işte tanrım. Ağla. Ağla. O bebek 3000 – 4000 yıllık şarap hatta bilakis şampanya ile dolu memelerine saldırıp emer ve tanrım, ağla, ben. Ağla. Sarhoş olup sızar ve yavru karaciğeri kurtulamıyarak öldü ve tabutunu sardığımız bayrak ki uluslar üfleyerek tutar ve ben sakladım, ileride sizlere sunulacaktır ve balon ve 500 yumurta ve 100 şarap şişesi işte şu gördüğünüz ve benim, ilkokulun dördünden sonra okuyamayarak, sürünerek ve çok geceler aç ve çıplak biriktirdiğim hayata atıldığım ilk melon şapkamın içinde çıkacaktır. Kimse köpekleri kıskandığım o günlerdeki çocuklarımın, baba ekmek açız, diye çırpınan dilleri, neyim varsa satarak ekmek parası yapıp ve gene sonradan Tanrının ve Amerika Halk Cumhuriyetleri Birliği Birleşik Devletleri Başkam yardımıyla yaptığım gecekondu ki asıl benim üstün başarıma, 43 yıl didinmemle ve sivri bir şişenin üstünde uyuyup, fındık kabuğunda yatarak gösterdiğim uluslararası madalyalar ve barem kanunundaki değişikliklerle olup ki, bunları çıkarmakta canını dişine takan, tek dirsekle yürüyen Melahat Hanıma ve bir de “Büyük Profesör Emekli General Tümen Komutam Haksever Fakir Babası Şifayettin Kusumet’e sonsuz saygılarımı anar ve emeklerime göz dikip gecekondumu yıkan ki onlar benim sihrim altında eriyip yanacaklardır ve onlara cennet yoktur ve bir kopyası ben şahsen ve bizzat Tanrıma ve dostumuz Amerika Birleşmişler başkanı sayın baya gönderilmiştir ve bir ses üzülme ve inim inim inleme, sen aralarına gireceksin ve dolaşacaksın ve Türk ulusunu yükseltmek sana verilmiştir diye üç kez seslenip ve iç dış Avrupa ve Hint fakirizminle donatıldığım halde, dört dil, Latince ve Rumca ve sihir dili ve Türk dili ve Tanrının dilini görüp, öğrenip gene de bir gecekonduyu ve ilk yavrumun hain anasını bile çok gören Türk dilini bilerek ve göreceksiniz ki, hepsi çıktıktan sonra, Türk bayrağı çıkar ve herkes ayağa kalkıp İstiklal Marşı söyler, 9 ampullu radyo, 200 yumurta ki, yavrularımızı onlarla besleyeceğiz ve benim yavrumun canisi en büyük işadamları, büyük polisler ve yargıçların ilk karıma ısmarladığı şişeler boş olarak ve iki zalim balon, bir köpek hiçbiri şapkamı ki, melondur, bozmadan, içine hiç konmamışça çıkarlar. İşte ben Tanrının sesiyle ve Amerika Birleşik başkanı yardımıyla aranıza indim ve dolaçacağım ve sizi yükseltecek, ulusunuzu kaldıracak sanatımı 350 kuruş karşılığında görecek ve alkışlayacaksınız.

Leyla Erbil
Kaynak: Gecede

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz