Halil Cibran’dan Hayat Üzerine 10 Ders: Geyikler kaplumbağalara çevikliği öğretemezler

60’lı ve 70’li yıllarda Batı Avrupa ve ABD gençliği arasında en yaygın okunan ve tartışılan yazarlardan biridir Halil Cibran. En ünlü kitabı olan Ermiş, 68 kuşağı gençliğinin el kitabı haline gelmiş ve ilham vermiştir. Günümüzde de güncelliğini korumakta, bir çok genç yazar ve şairin yapıtlarına esin kaynağı olmaktadır. Yazılarında Doğu ile Batı felsefelerin güçlü bir sentezini sunan yazar, kuşkusuz doğduğu ve yaşadığı toprakların, uygarlığın beşiği ve üç büyük dinin yeşerip yaygınlaştığı yerler oluşunun etkisi büyüktür.
Rodin, Cibran’ı “20.yüzyılın Blake’i” olarak nitelemektedir. Gerçekten ruhban sınıfını acımasızca eleştirmesi bakımından, 19. yüzyıl şairi Blake ile benzerlik gösterir.

Tüm yaşamı boyunca ruhban sınıfına karşı çıkmış olan Cibran, insanlığı bir bütün olarak düşünmüş, çeşitli dinlere mensup toplulukların yaşadığı ülkesi Lübnan’da birarada yaşamı savunmuştur. Yaşadığı dönemde ve günümüzde, felsefesi ve siyasi görüşleriyle derin izler bırakan Halil Cibran, kuşkusuz çağımızın yetiştirdiği en önemli düşünür ve şairlerden biridir.

Ressam, şair ve filozof Halil Cibran’dan Hayat Üzerine 10 Ders

1- Ermiş bir insana sordum “Hangisi daha önemli? Sevmek mi, sevilmek mi?” O da cevap verdi “Kuş için hangisi önemli, Sağ kanadı mı, sol kanadı mı?”

2- Yardım ettiğin kimsenin mahcubiyetini görmemek için yüzünü çeviriyorsan o zaman gerçekten merhametlisin.
Çünkü gerçekten iyi olan, ne çıplak birine, “Neden elbisen yok?” diye sorar, ne de
evsiz olana “Evine ne oldu?” der.

3- Bir ağaç kuşa nerelisin diye sormaz sadece söylediği şarkıyı dinler.

4- Çirkinlik diye bir şey varsa, o da, gözlerinizdeki önyargılı ölçeklerdir…

5- Her yüreğin rahatlamak, huzur bulmak için çekildiği bir köşesi vardır.

6- Sevgi bir şey istemez, tamamlanmaktan başka. Başınıza tacı oturtacak olan da, sizi çarmıha gerecek olan da sevgidir.

7- Karakter sahibi bir insanın ruhu yaralarla doludur. 

8- Aramızdan birileri mürekkep, birileri de kağıt gibidir. Birilerinin siyahlığı olmasa, öbürleri dilsiz olurdu. Birilerinin de beyazlığı olmasa, öbürleri kör olurdu.

9- Yaşam’ın Gerçekliği Yaşam’ın kendisidir. Onun başlangıcı rahimde, sonu da mezarda değildir.

10- Bu hep böyledir, sevgi kendi derinliğini bilmez ayrılık vakti gelip çatana kadar.

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz