Direnişin Gür Sesi Mahmud Derviş Şiirleri 30 Dilden Sonra Türkçe’de

Mahmut DervişÖlümlerden geliyorum şarkı söyleyerekten,
geliyorum yaşamak için.
Bırak, ışıldayan bir yara
bağışlasın bana sesini,
bırak da kinler büyüsün,
kafeslerin içimde ektiği,
bırak, uzlaşmazlık çıksın ortaya,
yıkımların doğurduğu.
Yaramın üstünde yürümeyi öğretti
bana celladın bıçağı.
Yürümeyi, hem de yorulmadan yürümeyi.
Direnmeyi öğretti.
Direnmeyi.

Geçtiğimiz yıl yaşamını yitiren çağdaş Arap edebiyatının tanınmış ismi Filistinli şair Mahmud Derviş’in şiirlerinden örnekler, Türkçe’ye tercüme edilerek “Biz Kaybettik Aşk da Kazanmadı” adıyla Türkiye’de yayımlandı.
Kitabevi Yayınları tarafından yayımlanan şiir kitabı için şairin 8 eserinden seçilen 26 şiiri Arapça’dan Türkçe’ye çeviren Lütfullah Göktaş, Filistinli Şair Derviş ve şiiri hakkında bilgi verdi.

“Mahmud Derviş, şiiri vatan bellemiş biriydi. O, Filistin davasının sesi olmasından öte, eserleriyle dünya edebiyatındaki yerini de perçinlemiş bir şairdir” diyen Göktaş, kendisi henüz hayattayken şiirlerinin yaklaşık otuz dile çevrilmiş olmasının bunun en somut göstergesi olduğunu ifade etti.
Filistinlilerin yaşadığı dram, onun şiirlerine de yansımıştır. Ama bu, onun belirli bir coğrafyaya hapis olup kalması anlamında değildir. Ona göre, şiirin ufku açıktır, şiirde son durak diye bir şey olmayacağına inanır. Bu, onun sürekli yenilik arayışında olmasını da beraberinde getirmiştir.”
Lütfullah Göktaş tarafından, “Biz Kaybettik Aşk da Kazanmadı” adıyla Türkçe’ye kazandırılan 157 sayfalık eserde, Derviş’in 8 eserinden seçilmiş toplam 26 şiir yer alıyor.

Henüz 7 yaşındayken Nakba’yı (İsrail’in kuruluşuyla meydana gelen “Felaket”) yaşayan Mahmud Derviş, ömrü boyunca halkının yaşadığı derin acıları duyarlı şair yüreğinde hissettiği halde, acının değil isyanın, karamsarlığın değil umudun, teslimiyetin değil onurlu direnişin şairi olmuşdu. Dizelerine yansıyan acı ise, hüzünden çok isyana davet etti. Bu yönüyle Mahmud Derviş’in şiirinde direnişin evrensel izini sürmek mümkündür.

1941 yılında (şu an İsrail işgali altında bulunan) Celile kentine bağlı bir köyde doğan Mahmud Derviş, 1948’de ırkçı-siyonistler köylerini yerle bir edince, ailesiyle birlikte Lübnan dağlarını aşarak Beyrut’a gitmek zorunda kaldı. Çocuk yaşta şiir yazmaya başlayan Derviş’in daha ilk şiirlerinde siyonistlerin yağmaları, kitlesel göç, İsrail baskı ve zulmünün izi görülür.

Siyonist güçlerin Filistin halkına reva gördüğü zulmün çocuk yaştayken tanığı olmakla kalmayan, aynı zamanda kurbanı da olan Derviş, şiir yazmakla yetinmemiş gazeteci, yayıncı ve eylem insanı kimliği ile de Filistin direnişinin saflarında yer almıştır. Şiirlerinden yayılan direnişin bu kadar çarpıcı olması, her şeyiyle o direnişin içinde olmasından bağımsız düşünülemez. Henüz lise öğrencisi iken İsrail Komünist Partisi’ne katılan şair, dünyadaki gelişmelere de uzak durmaz.

Slogancı söyleme düşmeden, estetik kaygıyı bir kenara itmeden direnişi dizeleriyle dünyaya yayan  Mahmud Derviş’in şiiri direnen bir halkın yaşamının tüm dokularından esinlenir. Bu yönüyle Mahmud Derviş’i Mahmud Derviş yapan Filistin direnişidir. Ancak direnişten esinlendiği kadar o, hem direnişi hem direnişçileri de esinler. Filistinli gerillaların heybelerinde ekmeğin yanısıra Mahmud Derviş’in şiir kitaplarını taşımaları ise bir tesadüf değildir.

Mahmud Derviş şiirleri çok yakında cafrande.org’ta

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz