Deniz Feneri ilişkilerini “hayra” yorma(k)

Alman Polisi, YİMPAŞ’tan sonra Almanya’da topladıkları paraları hortumlayan Deniz Feneri adlı yardım derneğini de çökertti. Yöneticilerini kelepçeleyip mahkemeye çıkarırken dernek üyeleri ülkemizde iyilik meleği gibi geziyor.
Frankfurt Eyalet Yüksek Bölgesel Mahkemesi’nde devam Deniz Feneri davasında dernek muhasebecisi Firdevsi Ermiş’in ifadeleri derneğin Türkiye’deki ilişkisini de ortaya çıkardı.  Muhasebe sorumlusu Firdevsi Ermiş mahkemede şöyle diyor: Beyaz Holding ile Almanya’da kurulan Weiss GmbH arasında para transferleri yapıldığını, Zahid Akman ve diğer 5 ortağa ayda 32’şer bin Euro ödendiğini, ayrıca bizzat Akman’a elden ’büyük miktarlarda paralar verildiğini’ söyledi.

Yargıcın sorularını cevaplayan Ermiş, Deniz Feneri ve bağışlardan elde edilen gelirlerle kurulan şirketlerin muhasebesini tuttuğunu belirterek, “Bir resmi muhasebe, bir de gayri resmi muhasebe tutuluyordu. Gayri resmi muhasebe için Mehmet Gürhan’dan talimat alıyor, onun direktiflerinde çalışıyordum” diyen akman bir süre önce bütün görevlerinden resmi olarak ayrıldı. Ancak sadece resmiyette ayrıldı, gayri resmi olarak ortak olmaya devam ediyor. Euro 7 ve Atlas şirketleri için bu beş kişiye 32’şer bin Euro’luk ödeme yapılıyordu. Büyük miktarlarda bazı paralar da bizzat Zahid Akman’a elden teslim edildi” dedi.

Türkiye’de Beyaz Holding, Almaya’da Weiss GmbH
Şirketler arasında bulunan Weiss GmbH (Beyaz GmbH) şirketinin ne iş yaptığını bilmediğini, bu şirketin paravan bir şirket olarak kurulduğunu ifade eden Ermiş,”Türkiye’de Beyaz Holding vardı. Almanya’da da Weiss GmbH kuruldu. Bu iki şirket arasında para transferleri vardı. Ama Beyaz Holding’i bilmem ben. Aralarında ne kadar para alışverişi yapıldığını da bilmiyorum, çünkü oranın muhasebesini ben yapmadım. Resmi olarak Weiss Şirketi bir faaliyette bulunmuyordu. Tek yaptığı faaliyet Almanya’da gayrimenkul satın alarak, bu alanda yatırım yapmaktı” dedi.

“Türkiye’deki Deniz Feneri Derneği reklamları hazırlıyor”
Firdevsi Ermiş, Almanya’daki Deniz Feneri Derneği için reklamların Türkiye’deki Deniz Feneri tarafından hazırlandığını belirtti. Mahkeme heyetinin, “Kayıtlarda 21 bin üzerinde kişinin bağışta bulunduğu belirlendi. Bu rakam doğru mu?” sorusunu da Ermiş, “Daha fazladır. Yardım amacıyla toplanan paraların yüzde 40 ile 60’ı kurulan şirketlerde kullanıldı” şeklinde yanıtladı.

Beyaz Holding’in ihaleleri İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden
Beyaz Holding bünyesinde bulunan şirketler ve yönetim yapısı da oldukça ilginç. Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı Kanal 7’nin de patronu olan Zekeriya Karaman’ın yaptığı Beyaz Holding, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de önemli projelerinin ihalelerini almasıyla biliniyor.

RTÜK Başkanı Akman hissedardı
Eğitim, yayıncılık ve organizasyon alanlarında faaliyet gösteren Beyaz Holding, 23 Eylül 1998’de kurulan ve RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın da kurucusu olduğu Beyaz İletişim A.Ş.’yi de içinde bulunduran şirket. Akman, bir süre sonra hisselerini Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Karahan’a devretmiş. Beyaz İletişim Haber 7 ve İstanbul’un Sesi Radyosu ile faaliyetlerini sürdürüyor. Yine aynı holdingin çatısı altında bulunan Nokta Elektronik Medya, bünyesinde birçok internet sitesi yer alıyor. Haber7.com, rotahaber.com, cafesiyaset.com ve Newstime7.com bu şirkette faaliyet gösteren adreslerden.

Belediye projeleri ve deniz Ampülü
Beyaz Holding tüm bunların yanı sıra belediyelerin birçok önemli projelerini de alıyor. Holdinge bağlı şirketler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitimi Kursları (İSMEK), İstanbul Büyükşehir Belediyesi okuma-yazma kursları ve İstanbul Beyoğlu Belediyesi Semt Konakları Projesi gibi birçok önemli projeyi gerçekleştirmiş.

European Consulting sonrası Yeni Şafak
Ermiş, European Consulting şirketi kurulduğunu ve sonra bu şirketin ’Yeni Şafak’ olduğunu anlatarak, “Yeni Şafak Gazetesi’nin Almanya’da çıkartılabilmesi için kurulan bir şirketti bu. Gazete basıldı ve dağıtıldı. 1 yıl kadar sonra kapatıldı” dedi.

Deniz Feneri Derneği’nin tüzüğünde yer alan bir madde nedeniyle, yöneticilerin ayrı ayrı şirketler kurdukları ortaya çıktı. “Deniz Feneri Derneği’nin kapatılması, feshedilmesi veya yasaklanması halinde, sahip olduğu malvarlığı Alman Kızılhaç Örgütü’ne devredilir” şeklindeki madde eklenerek yöneticilerin “Weiss” şirketini kurduğu belirtildi.

“Biz başka Deniz’in Feneriyiz”
04/09/2008 07:02 Arkadaşına gönder Yazdır
Kime: E-posta adresiniz: Mesajınız:
 RTÜK Başkanı Akman, “İftira!” dedi Almanya’da görülen Deniz Feneri e.V Derneği davasında suçlananlar iddiaları reddederken, RTÜK Başkanı Zahid Akman, “Ergenekon sanıkları kadar saygı görmediği”nden yakındı.

Deniz Feneri e.V Derneği davasında, “kuryelik yaptığı” iddiasıyla adı geçen RTÜK Başkanı Zahid Akman, bir basın açıklaması yaptı.

Henüz süren bir dava olmasına karşın, hakkında kesin hüküm verildiğini söyleyen Akman, kendisine yönelik tüm ithamların iftira olduğunu, bu konuyla ilgili hiçbir yargılamaya tabi tutulmadığını söyledi. Hakkında yapılan haberler için dokuz tekzip kararı alındığını söyleyen Akman, iddia edilenin aksine hiçbir ticari faaliyetinin olmadığını, RTÜK Başkanı olarak görev yaptığı son 3,5 yıldır başka yerden para almadığını ifade etti. İddianamede adı geçtiği için basından gördüğü muamelenin çok ağır olduğunu belirten Akman, Ergenekon sanıklarına gösterilen saygının onda birinin kendisine gösterilmediğinden yakındı.

RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın bu açıklamalarını, televizyon kanalları yayın akışlarını keserek, canlı yayında aktardılar.

“Prosedürler çerçevesinde” bir ilişki
Türkiye’deki Deniz Feneri Derneği, Almanya’da hakkında dava açılan Deniz Feneri e.V Derneği ile İçişleri Bakanlığı’nın izni çerçevesinde ilişkileri bulunduğunu, bunun dışında herhangi bir bağlarının olmadığını iddia etti. Almanya’da bulunan Avrupa Deniz Feneri e.V.’den bağış kabul ettiklerinin, kaynaklarının yetmediği projelerde bilgi paylaştıklarının ve “prosedürler çerçevesinde” destek aldıklarının belirtildiği açıklamada, bu yardımlar dışında söz konusu oluşumla organik ilişkinin söz konusu olmadığı, Deniz Feneri Derneği’nin yurtdışında şube ve temsilciliği bulunmadığı ifade edildi.

“Dava sürüyor, konuşamayız”
Kanal 7 yetkilileri, iddianamenin kanalın finansmanıyla ilgili bölümleri için, “dava süresince suçlamalara ilişkin herhangi bir açıklama yapmayacağız. Ancak dava bittikten sonra gereken açıklamalar yapılacak” dediler.

Onlar başkaymış!

Almanya’daki Kanal 7 bürosuna Alman polisinin düzenlediği baskın sonrası yürütülen geniş çaplı operasyonda tutuklanan dört zanlıdan üçünün, hem Deniz Feneri Derneği, hem paraların aktarıldığı Kanal 7, hem de Yimpaş Grubu şirketlerinde yöneticilik yaptığı açıklandı.
Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman, “iddialar tamamen asılsız” demekle yetindi.

3 Yorumlar

  1. Yeşil sermayenin yüzkaralığı bir kez daha ortaya çıktı.
    Fakat sanırım bunların içinde bir tek Fetullahçı tarikat tüccarlarının olduğu söylenemez…

  2. “Bağlantı çok açık”
    Cumhuriyet Gazetesi, dünkü sayısında iki dernek arasındaki bağı ortaya seren kimi ilişkilere değindi. Bunlardan ilki Deniz Feneri’nin, Kanal 7’de hazırlanan bir programın ardından doğmuş olması. Cumhuriyet Gazetesi’nin haberine göre Almanya’daki Deniz Feneri derneği bu kanalın Almanya’da yayın yapan kuruluşu Kanal 7 INT ile aynı binayı paylaşıyor. Haberde ayrıca Almanya’daki dernekten Türkiye’dekine 7 milyon Avro “bağış” yapıldığı belirtilerek, Almanya’daki bir yardım kuruluşunun Türkiye’deki bir yardım kuruluşuna yüklü miktarda para bağışında bulunmasının ‘organik ilişki”nin kanıtı olduğu söyleniyor.

    “Örnek” dernek
    “Deniz Feneri Derneği” Türkiye’de oldukça ünlü bir dernek olarak tanınıyor. Derneğin ismini öne çıkaran, tanıtan ve örnek gösteren olaylar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Meclis kürsüsünden teşekkür etmesi, dönemin Meclis Başkanı Bülent Arınç’ın üstün hizmet madalyası vermesi, 2004’te AKP hükümetinin kararıyla “kamu yararına çalışan dernek” statüsü kazandırılması (valilik ya da emniyetten izin almadan maddi yardım toplama hakkı) şeklinde sıralanabilir.

    “Başbakan para almış”
    Bu arada, CHP lideri Baykal bir açıklama yaparak Almanya’da devam eden davanın iddianamesinin elinde olduğunu söyledi ve söz konusu dernekten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a da para gönderildiği iddiasının burada yer aldığını belirtti. “Savcılık iddianamesine göre Mehmet Gürhan 02.02.2005 tarihinde Firdevs Ermiş’ten aldığı parayı Türkiye’de Başbakan Erdoğan’a teslim etti. İddiaya göre bu para Başbakan’a Uzak Doğu’da tsunamiden zarar gören insanlara dağıtılmak üzere verildi” diyen Baykal, bu konunun Başbakan’ın beni ilgilendirmiyor diyemeyeceği bir konu olduğunu söyledi.
    (haber:soL)

  3. insanların duygularını kullanarak toplanan yığınla paraların nerelere gittiğini anlamış olur umarım mağdur kimseler Bir de şunu eklemk istiyorum hem hakkında böylesine açık suçlamalar varken insanlardan hala saygı beklemek artık hangi sözcüklerle anlatılır ben bilemiyorum Ama şu tespit malasef doğru adı ergenekona karışmış insanlara kimi basından hala saygıyla bahsediliyor

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz