Djivan Gasparyan; Ermenistan’ın en çok sevilen halk sanatçısı

Djivan Gasparyan (Soyadını Muş’un eski adı Gaspar’dan alan Djivan soyu Muş’a daynmaktadır) 12 Ekim 1928 tarihinde Ermenistan’ın Ahta bölgesinin Solag köyünde doğdu. Müzikle küçük yaşlardan itibaren ilgilenmeye başladı. Babasının iyi şarkı söylemesi bu anamda kendisini etkiledi. 6 yaşlarında topladığı boş şişeleri satarak bir duduk satın alıp çalmayı öğrenmeye başladı. Küçük yaşta evin geçimine katkıda bulunmak için çalıştı.
Önce yöredeki bir çocuk grubunda çaldı. Daha sonra Komitas Konservatuarında öğrenim gördü. Master ve pedagoji eğitimi alarak konservatuarda eğitim görevlisi oldu.
1946’dan 1982’ye dek Tatul Altunyan Halk Müziği ve Oyunları Topluluğu bünyesinde solist olarak görev yaptı.

[youlist search=”Djivan Gasparyan” width=”482″ height=”230″]
 Oynatma listesi seçeneğinden dinlemek istediğiniz şarkıyı seçebilirsiniz.

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinde en çok bilinen sanatçılardan biri olan Gasparyan, aralarında Stalin de olmak üzere hemen her dönem toplumun tüm kesimlerine konserler verdi.

[youtube]http://www.youtube.com/watch?v=1ue80BPQfnc[/youtube]
Nune Yesayan & Jivan Gasparyan – Dle Yaman

1989 yılında İngiliz müzisyen ve yapımcı Brian Eno’nla karşılaşması Gasparyan’ın Batı dünyasında tanınmasını sağladı. Bu dönemden sonra Londra’da »I will not be sad in this world« adlı ilk albümünü çıkardı.

Gasparyan bu albümden sonra dünyanın en ünlü senfoni orkestralarının yanında Peter Gabriel, Lionel Ritchie, Michael Brook, Hans Zimmer gibi tanınmış müzisyenlerle çalıştı. Avrupa ve Amerika’da pek çok albüm yayınlandı. »Ronin«, »Gladyatör« gibi pek çok filmde müzikleriyle yeraldı.

Sovyetler Birliği ve dünyanın değişik ülkelerinde birçok ödül ve World Music alanında verilenlerin en önemlisi sayılan WOMEX 2002 yılı ödülünü aldı.

Erivan Devlet Konservatuarında profesör olarak görev yapan Gasparyan, aynı zamanda Ermenistan’ın ilk ve tek “halk sanatçısı” unvanını taşımaktadır.

[youtube]http://www.youtube.com/watch?v=jxxraB8yoJk[/youtube]
Djivan Gasparyan and Russian National Orchestra

Djivan Gasparyan:”Markaryan’dan duduğu aldıktan sonra altı ay gece gündüz tek başıma çalıştım. Sonra ustamın yanına gittim, bak dedim, ona biraz çaldım. Şöyle bir baktı bana, sonra sarıldı ve kafamdan öptü. Duduğu elimden aldı, cebine soktu, başka bir duduk çıkarttı, onu verdi. “Senden iyi bir usta çıkacak, bunu hiç bırakma” dedi. Sanırım 10 yaşında filandım. Yıllarca böyle kendi kendime çaldım. Ünlü kompozitör Tatul Altunyan’ın bir grubu vardı. Orkestrası, dans grubu olan, geleneksel müziğimizle ilgili bir yapıydı. Altunyan öldü, ama hâlâ aynı isimle devam ediyor bu çalışmalar. 16 yaşımdayken oraya gittim. Şimdi yapılan çalışmalar hep o günlerin kopyasıdır. O orkestrada 25 sene aralıksız duduk çaldım. Duduk dışında kanun, ud, saz, zurna, şivi, kamança, tar vardı orkestrada.”
[youtube]http://www.youtube.com/watch?v=qDmeeGXip6U[/youtube]
Jivan Gasparyan – Eshkhemed (Armenian)

“Çok küçük yaşlarımda Ermenistan’da sessiz filmler vardı. Bu filmlerin hepsine giderdim. Sinema salonunun ilk sırasında hep müzisyenler, duduk çalanlar otururdu. Filmin hüzünlü yerlerinde hüzünlü melodiler, mutlu anlarında mutlu melodiler üflerlerdi. 0 heyecan bana duduğu sevdirdi. Orada ilk tanıştığım ustalardan biri Markar Markaryan’dı. Sanırım 1943 yılıydı. Bana bir duduk vermesini rica ettim. Şöyle bir boyuma baktı, “senin boyun ne posun ne, sen önce okula git. Anan baban yok mu senin?” dedi. Annem o yıllarda vefat etmişti. Babamsa ordudaydı. Ben tek başımaydım. Baktı ki çok ısrar ediyorum, çıkardı cebinden bir duduk verdi bana.”

3 Yorumlar

  1. Burnumuzun dibinde bir ülke Azerbaycandan petrol getireceğiz,Ermenistanı pas geçiyoruz.Demiryolu yapıyoruz öyle..Azerbaycanla ticaret yapıyoruz Gürcistan üzerinden…Hem bu ticareti en kısa yoldan gerçekleştirmek hem de Ermenistanla ticaret yapmak variken..Anlayan beri gelsin.Nahcivan sorunuymuş,Karabağ meselesiymiş,hala Kars -Ardahandan vazgeçmemişlermiş..Bunlar pek inandırıcı gözükmüyor kendi meclisininin 88 yıl önceki tutanaklarının hala gizli olduğu bir ülkede. Devlet kuruluyor bir uluslararası anlaşma sonrasında ,bu Uluslararası Anlaşmanın tüm görüşme tutanakları bile bilinmiyor,Ondan sonra çıkıp 1915 Olaylarını tartışalım ama Ermeniler masaya oturmuyor diyoruz…Bırakalım Ermeni Olaylarını Balkan Savaşı sırasında Ordular geri çekilirken yaşananlarla ilgili olarak söylenenlerin ne kadarı doğru,ne kadarı hala saklanıyor..Madımakı,Hrant Dinki,Uğur Mumcu-Bahriye Üçok-A.Taner Kışlalı-Turan Dursun-N.Hablemitoğlu cinayetleri,Susurluk Raporu yazılırken DEVLET SIRRI diye üzeri karartılan sayfalar,. oldu bittiye getirilen soruşturmalar..Aynı Tanrıya inanışın savunucusu Protestanların boğazlarının kesilerek öldürülmesi,Danıştay saldırısı,belgeleri ile tersi ortaya konmasına karşın GEREKENLER YAPILMIŞTIR denilebilen Dağlıca baskınları,TBMM soruşturma Komisyonlarının davetine icabet etmeyen Komutanlar.,Sivas-Malatya-Çorum-Kahramanmaraş olayları,bunlarıda mı Ermeniler yaptılar?Ve bunların hangisinin ;arkasındaki tüm güçler bütün ayrıntıları ile ortaya konuldu…Bunlara karşın bu ülke bizim elimizden gelen gelmeyen herşekilde bu ülkeye sahip çıkacağız..Ama yalanla,dolanla,inkarla,geçiştirmelerle,devlet sırrı palavralarıyla değil..İlkokuldan başlayarak Agop,Ohannes,Sergis ve nihayet askerde Haygaşot..Herbiri bu ülkeyi ençok sevenimizden daha az sevmiyorlardı..Çanakkalede kaç Ermeni öldü ve hem de bir yığın asker kaçağımız variken gönüllü olarak…?Bunları da konuşabilmeliyiz..Bugün tesadüfen Gasparyandan DUDUK dinledim.Bizim ezgilerimizden daha uzak değil kulaklarımıza..Hepimiz Ahmet-Mehmet-Süleyman-Temuçin-olduğumuz kadar Ohannes-Hrant-Salomon-John-Dimitri-Aleko -Podgorni vd.leriyiz de..Çünkü insanız….Bunu önceliklerizin başına korsak sorunlarımıızı kavga -dövüş,hırıltı-zırıltı-tekme-tokatla değil elele halay çekerek türkü söyleyerek keyfle zevkle yaparız..Bırakalım siyasetçileri d ü ş m a n c a d u y g u l a r ı y l a b a ş b a ş a ..

  2. Cenabı Allahın layık görüp yeryüzüne yaşaması için yarattığı her insanı sevip sayalım,incitmeyelim ki,bizi de kimseler incitmesin.Allahın bizlere bahşettiği nimetleri iyilikler için harcayalım.Kavgalar-savaşlar-kötülükler için nimetleri israf etmeyelim.İnsanlar ancak böyle mutlu ve huzurlu olur diyorum.

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz