Korkunç İvan Filmi Üzerine Sergei Eisenstein ile Stalin Görüşmesi

Bu görüşme 1947 Şubat’ı sonlarında, Stalin, SBKP yöneticileri Jdanov ve Molotov ile S.M. Eisenstein ve N. Çerkasov arasında gerçekleşmiştir. Bu, Bolşevik Parti’nin savaş sonrası dönemde Sovyet kültürünün sanat seviyesini yükselterek ideolojik ve politik içeriği güçsüzlükten kurtarma girişiminin gerekli bir parçasıydı.1 4 Eylül 1946 yılındaki bu görüşme öncesinde, SBKP Merkez Komitesi, Parlak Hayat filmi üzerine bir karar almıştı. Kararın Korkunç İvan’a dayanan bölümleri şöyleydi: “Sinema işçilerinin – yapımcıların, yönetmenlerin ve senaristlerin- vazifelerine kaygısız ve sorumsuzca yaklaşarak yaptıkları filmlere özen göstermedikleri bir gerçektir. Başlıca hataları, işledikleri konuya hâkim olmamalarıdır…
Yapımcı Eisenstein, İvan Grozny (Korkunç İvan) serisinin ikinci filminde Grozny’nin ilerici ordusu oprichniki‘yi, yoz Amerikan çetesi Ku Klux Klan gibi betimleyerek tarihi gerçeklerdeki bilgisizliği ortaya koymuştur. Çelik bir iradeye sahip olan İvan Grozny (Korkunç İvan) karakteri, güçsüz ve ödlek bir Hamlet tipi olarak sunulmaktadır…

‘Değersiz filmlerin yapılmasındaki esas sebepler, konuyla ilgili bilgi eksiği ve senaristlerle yapımcıların işlerinde gösterdikleri özensiz tutumdur.’

“Merkez Komite, Sinematografi Bakanlığının, öncelikle de başkan Yoldaş Bolshakov’un film stüdyoları, yapımcılar ve senaristleri yeterince denetlemediğini, filmlerin kalitesini iyileştirmek için gereken çabayı sarf etmediğini ve faydasız amaçlar uğruna yüksek meblağda para harcadığını görmüştür. Bakanlığın önde gelen görevlileri, kendilerine verilen vazifelere karşı sorumsuz tavırlar sergileyerek yapılmakta olan filmlerin sanatsal değerine, ideolojik ve politik içeriğine karşı da kayıtsız kalmaktadırlar.

“Merkez Komite, Bakanlığa bağlı Sanat Kurulunun yanlış bir örgütlenme içinde olduğu kanısındadır. Kurul, çekilecek filmlerin tarafsız ve sistematik bir eleştiri süzgecinden geçmesini güvence altına almamaktadır. Yargılarında çoğunlukla apolitik bir tavır sergileyerek filmlerin savunduğu tezlere dikkat etmemektedirler. Kurul üyelerinin birçoğu, film değerlendirmelerinde ilkesizliklerini göstermektedir ve yargıları, yapımcılarla olan şahsî ilişkileri üzerine kurulmuştur. Sinemada eleştiriden yoksunluk ve hâkim olan dar görüş ortamı, kalitesiz filmlerin yapılmasındaki belli başlı sebepler arasındadır.

‘Sanat işçileri, işlerine karşı sorumsuz ve kaygısız tavır sergilemeye devam edenlerin, kendilerini gelişen Sovyet sanatının dışında bulacaklarını kavramalıdırlar; çünkü Sovyet sanatseverlerinin kültürel gereksinim ve talepleri artmıştır, bu sebeple Parti ve Hükümet de halkın estetik zevkinin ilerlemesi için çalışmaya devam edecek ve onların sanat eserleri hususundaki taleplerini destekleyecektir.’ (Merkez Komite Kararları, SBKP, Edebiyat Ve Sanat Üzerine [1946- 1948], Moskova, 1951, s. 26-28.)

Stalin, Jdanov, Molotov, Eisenstein ve Çerkasov arasındaki görüşme:

Saat on bir de Kremlin’e davetliydik (Akşam 23.00′te -y.n.). Resepsiyona vardığımızda saat 10.50 idi. Saat tam on birde Poskrebyshev gelerek kurul odasına kadar bize eşlik etti.

Odada Stalin, Molotov ve Jdanov vardı.

İçeri girdik, selamlaştık ve masaya oturduk.

Stalin: Bir mektup yazmışsınız. Yanıtı biraz gecikti. Geç buluştuk. Önce yazılı bir yanıt vermeyi düşündüm; ama sonra konuşmanın daha iyi olacağına karar verdim. Yoğunluğumdan ve vakit bulamayışımdan ötürü, sizinle uzun bir aradan sonra burada görüşme kararı aldım. Mektubunuz elime Kasım’da geçti.

Jdanov: Mektubu Soçi’deyken almıştın.

Stalin: Evet, evet. Soçi’de. Filmle ilgili ne yapmaya karar verdiniz?

Eisenstein: Filmin ikinci kısmını, Livonsky’nin Yürüyüşü dâhil edilmediği için iki bölüme ayırdık. Sonuçta film içinde oransızlıklar oluştu. Bu yüzden eldeki malzeme üzerinde oynamalar yapmak ve asıl olarak Livonski’nin Yürüyüşünü çekmek gerekiyor.

Stalin: Tarih okudunuz mu?

Eisenstein: Az çok.

Stalin. Demek az çok. Ben de tarihten az çok anlarım. Oprichnina‘yı yanlış göstermişsiniz. Oprichnina kralın ordusuydu. Bayrağını indirip savaş alanını her an terk edebilecek olan feodal ordulardan farklıydı; düzenli ve ilerici bir ordu oluşturulmuştu. Siz ise Oprichnina’yı Ku-Klux-Klan (ABD’de siyahlara karşı örgütlü katliamlar düzenleyen ırkçı bir topluluk – ç.n.) gibi göstermişsiniz.

Eisenstein: KKK’ın beyaz başlık taktığını; ama filmdekilerin başlıklarının siyah olduğunu söyledi.

Molotov:Bu önemli bir fark değil.

Stalin: Çar kararsız biri gibi sunulmuş, Hamlet’e benziyor. Ne yapması gerektiğini ona hep başkaları söylüyor ve hiçbir kararı kendisi almıyor.
Çar İvan, önemli ve bilge bir hükümdardı ve eğer XI. Ludwig ile karşılaştırılırsa -XIV. Ludwig için mutlakıyetçiliği hazırlayan XI. Ludwig hakkında bir şeyler okumuşsunuzdur- Korkunç İvan çok daha yüksek bir yerdedir. Korkunç İvan’ın bilgeliği şuradaydı: O, olaylara ulusal bir bakış açısıyla yaklaştı ve ülkesine yabancıların girmesine izin vermedi, ülkeye dış tesirin girmesini engelledi. Korkunç İvan’ı bu biçimde göstererek bir sapmaya ve hataya sebep oluyorsunuz. I. Petro da önemli bir hükümdardı; ama yabancılara karşı fazlasıyla hoşgörülüydü; onlara kapılarını sonuna kadar açtı, ülkesine dış tesirin girmesine izin verdi ve Rusya’nın Almanlaştırılmasına göz yumdu. Katerina bundan daha fazlasına da müsaade etti. Aleksandr döneminde gerçekten bir Rus hanedanlığı mı vardı? I. Nikolay döneminde bir Rus hanedanlığı mı vardı? Hayır, onlar Alman hanedanlığıydı. Korkunç İvan’ın en büyük katkısı ise dış ticareti devlet tekeline ilk kez almasıydı. Bunu ilk kez Korkunç İvan yaptı ve sonra da Lenin.

Jdanov.
Korkunç İvan’ı bir sinir hastası gibi göstermişsiniz.

Molotov. Daha çok psikolojik özellikler vurgulanmış ve eylemler aşırı strese, içsel çelişkilere kişisel hislere dayandırılmış.

Stalin: Tarihi bir figürü doğru biçimde göstermek gereklidir. Örneğin, birinci bölümde Korkunç İvan’ın karısını uzun uzun öpmesi doğru değildi. O zamanlar buna izin verilmiyordu.

Jdanov: Gerçi film Bizans üslubuyla yapılıyor; ama o üslupta da buna yer yoktu.

Molotov:
İkinci bölümde mekân, kubbeler ve mahzenlerle sınırlandırılmış, açık hava yok, geniş Moskova yok, insanlar gösterilmiyor.

Stalin: Korkunç İvan son derece zalimdi. Onun neden zalim olmak zorunda kaldığı da gösterilebilir.
Korkunç İvan’ın hatalarından biri de beş büyük feodal ailenin işini tümden bitirmemesiydi. Bu beş aileyi ortadan kaldırsaydı Gerileme Dönemi yaşanmazdı. Korkunç İvan birinin idam fermanını imzaladığında sonradan pişman olup uzun süre dua ederdi. Tanrı bu konularda onu huzursuz ediyordu… Hâlbuki kararlı olmak gerekirdi.

Molotov: Tarihi olayları etraflıca sunmak gerekir. Örneğin, Örneğin Demyan Bedni’nin Bogatip adlı oyunu. Demyan Bendi, Bogatip oyununda Rusya’nın vaftiziyle alay etmişti, ancak gerçekte Hıristiyanlığın kabulü tarihsel gelişim açısından ilerici bir olaydı.

Stalin: Elbette, bizler iyi Hıristiyanlar değiliz; ama tarihin o aşamasında Hıristiyanlığın ilerici rolünü inkâr etmek olanaksızdır. Bu olay, Rus devletinin Batıyla ilişki kurmasını ve Doğuya yönelmemesini sağladı.

Stalin, Doğu ile ilişkilere dair Tatar boyunduruğundan nihai kurtuluşun ardından Korkunç İvan’ın yeni Tatar hücumlarına karşı bir kale oluşturmak için Rusya’yı alelacele birleştirdiğini söyledi. Astrakan galip gelmişti ve Moskova’ya her an saldırabilirlerdi, ayrıca Kırım Tatarları da bunu yapabilirdi.

Stalin: Demyan Bedni doğru bir tarihsel bakış açısına sahip değildi. Minin ve Podjarski heykelini Vasily Blazhenova Kilisesi yakınlarına taşıdığımızda Demyan Bedni buna itiraz ederek o heykelin atılmasını ve Minin ve Podjarski’nin unutulması gerektiğini yazdı. Bu mektuba cevap olarak ona şöyle dedim: ‘ İvan, kendi aileni unutma. Tarihi bir kenara atamayız…’

Ardından Stalin, Korkunç İvan yorumuna dair bir dizi görüş belirtti; Malyuta Skuratov’un önemli bir general olduğunu ve Livonia ile yapılan savaşta kahramanca öldüğünü söyledi.

Çerkasov buna karşılık, eleştirinin her zaman işe yaradığını ve eleştiri sayesinde Pudovkin’in Amiral Nakhimov gibi güzel bir film yaptığını belirtti. “Daha kötüsünü yapmayacağımıza eminiz. Sadece filmde değil, tiyatroda da Korkunç İvan karakteri üzerine çalışıyorum. Bu karaktere âşık oldum ve sahneleri değiştirmenin doğru olacağını düşünüyorum.”

Stalin buna cevaben Molotov ve Jdanov’a dönerek “Deneyelim mi?” dedi.

Çerkasov: Gerekli değişiklikler yapıldıktan sonra başarılı olacağına eminim.

Stalin: Tanrı yardımcınız olsun,- her gün yeni bir başlangıçtır. (Güler.)

Eisenstein:
Birinci bölümde birçok sahne başarılıydı ve bu da serinin devamını yapmak için bize güven veriyor.

Stalin: Sizin neyi başardığınız hakkında değil, eksikleriniz hakkında konuşuyoruz.

Eisenstein filme dair başka talimatların olup olmadığını sordu.

Stalin: Ben size talimat vermiyorum, yalnızca seyircinin fikrini dile getiriyorum. Tarihi karakterlerin doğru yansıtılması gereklidir. Glinka bize neyi gösterdi? Bu Glinka nedir? Çizilen tip Glinka’ya değil, Maksim’e benzemiş. (L. Arnshtam’ın Besteci Glinka filmi hakkında konuşuyorlardı. Başrolü B. Chirkov oynuyordu.) Aktör Chirkov kendini ifade edemedi ve bir aktör için en önemli nitelik, kendini dönüştürebilme yeteneğidir. (Çerkasov’u işaret ederek) Siz kendinizi dönüştürmeye yatkınsınız.

Buna karşılık Jdanov, Çerkasov’un Korkunç İvan’da şanssız olduğunu söyledi. Bahar filminin çekimlerinden dolayı bir panik havası vardı ve Çerkasov, Hayat Adına filminde de bir kapıcıyı oynamaya başlamıştı.

Çerkasov, çar rolünde defalarca oynadığını hatta I. Petro ve Aleksander rollerini bile oynadığını söyledi.

Jdanov: Soy zincirine göre. Tüm çarları sırayla oynamışsınız.

Stalin: Tarihi şahsiyetleri doğru ve belirgin bir biçimde sunmak gerekir. (Eisenstein’a). Siz, Aleksander Nevsky‘yi yönettiniz. Oldukça iyiydi. En önemli şey, tarihsel dönemin üslubunu korumaktır. Yönetmen tarihten sapabilir. Tarihsel malzemeyi olduğu gibi kopyalaması doğru değildir, kendi fikirleri üzerine çalışmalıdır; ama üslubun sınırları içinde. Yönetmen ancak tarihi dönemin üslubu içinde hareket edebilir.

Jdanov:
Belli ki gölgelerden (ki bunlar seyircinin dikkatini dağıtıyor) ve Korkunç Ivan’ın sakalından çok etkilenmişsiniz. Korkunç Ivan sırf sakalı gözüksün diye yerli yersiz başını geriye atıyor.

Eisenstein, Serinin sonraki bölümünde Korkunç İvan’ın sakalını kısaltma sözü verdi.

Stalin: (Korkunç İvan filminin ilk bölümündeki aktörleri anımsar) Kurbski, olağanüstüydü. Staritski çok iyiydi (Aktör Kadoçnikov). Sinekleri kusursuzca yakalıyordu. Bir de tahtın varisi, sinekleri elleriyle yakalıyordu! Bu tür ayrıntılar gereklidir. Bunlar insanın özünü açığa vurur.

Çerkasov’un Sovyet Film Festivaline katılımıyla ilgili olarak konu Çekoslovakya’nın durumuna geldi. Çerkasov, Sovyetler Birliğinin Çekoslovakya halkı tarafından sevildiğini anlattı.
Daha sonra, Amerika tarafından yıkıma uğratılan Çekoslovakya şehirlerine değinildi.

Stalin: Bizim görevimiz Prag’a Amerikalılardan önce girmekti. Amerikalılar büyük telaş içindeydi; ama biz, Koniev’in saldırısı sayesinde onları geride bırakıp Prag’ı düşman eline geçmeden alabildik. Amerikalılar Çekoslovakya sanayisini bombaladı. Bu politikayı Avrupa’ya karşı da sürdürdüler; çünkü onların hedefi kendileriyle rekabet içinde olan sanayileri yıkmaktı. Orayı keyifle bombaladılar.

Çerkasov, Franco ve Goebbels’in Büyükelçi Zorin’in villasında çektirdikleri fotoğraflardan söz etti.

Stalin: O domuzların işini bitirdiğimiz iyi oldu. Eğer o alçaklar kazansaydı, olacakları düşünmek bile dehşet verici.

Stalin, Çerkasov’un karakter canlandırma hususundaki yeteneğine ve aktör Kmelev’i yeniden sahneye çıkarabilme şansımız olduğuna işaret etti.

Çerkasov, Leningrad’daki Marine Tiyatrosunda çalışırken birçok şey öğrendiğini söyledi. O zamanlar usta karakter oyuncusu Shaliapin de o sahnede oynuyordu.

Stalin: O büyük bir oyuncuydu.

Jdanov: Bahar filminin çekimleri nasıl gidiyor, diye sordu.

Çerkasov:
Yakında bitireceğiz. Bahar filmi, bahara doğru gösterime girecek.

Jdanov:
Bahar‘ın içeriğini beğendiğini söyledi. Aktris Orlova oldukça iyi oynamış.

Çerkasov: Aktör Plyatt gayet iyi rol yapmış.

Jdanov: Peki, Ranevskaya nasıl oynadı! (elini salladı.)

Çerkasov: Hayatımda ilk kez bir filmde sakalsız, bıyıksız, pelerinsiz ve makyajsız göründüm. Bir yönetmeni oynuyorum ve görüntümden biraz utanıyorum, karakterlerimin arkasına saklanıyormuş gibi hissediyorum. Bu, büyük sorumluluk isteyen bir rol; çünkü bir Sovyet yönetmenini temsil etmeliyim ve bütün yönetmenlerimiz kaygılı: bir Sovyet yönetmen nasıl gösterilecek?

Molotov: Ve burada Çerkasov bütün yönetmenlerle hesaplaşıyor! Bahar filmine itiraz edildiğinde Çerkasov, filmle ilgili Sovyet Sanatı gazetesinde çıkan bir yazıyı okuyup filmin yasaklandığını düşündü.

Ve sonra Jdanov: Bahar için yapılan bütün hazırlıkların bozulduğunu gören Çerkasov, kapıcı rolünü üstlendi, dedi. Jdanov, Bahar‘ın bir eleştiri bombardımanına tutulmasını tasvip etmiyordu.

Aktris Orlova’nın oyunculuğu Stalin’in ilgisini çekmişti. Onu bir oyuncu olarak takdir ediyordu.

Çerkasov, Orlova’nın büyük bir çalışma azmine ve sınırsız bir yeteneğe sahip olduğunu söyledi.

Jdanov:. Orlova son derece iyi oynadı. Ve kimse onun Volga-Volga‘daki postacı rolünü unutmadı.

Çerkasov: Hayat Adına filmini izlediniz mi?

Stalin: Hayır, ben izlemedim; ama elimizde Kliment Efremovich’in iyi bir raporu var. Voroşilov filmi beğendi.
O halde bütün sorunlar çözüldü demektir. (Molotov ve Jdanov’a dönerek) Yoldaşlar, ne dersiniz, yoldaş Çerkasov ve Eisenstein’a filmi tamamlama imkânı verelim mi?
Lütfen bütün bunları yoldaş Bolshakov’a iletin, diye ekledi.

Çerkasov filmle ve Korkunç İvan’ın dış görünüşüyle ilgili birkaç ayrıntı daha sordu.

Stalin: Dış görünüşü gerçeğe uygun, değiştirilmesi gerekmiyor.

Çerkasov: Staritskova cinayetiyle ilgili sahne senaryoda kalabilir mi?

Stalin: O sahne kalabilir. O cinayet gerçekten oldu.

Çerkasov
: Malyuta Skuratov’un Metropolit Philip’i boğazladığı bir sahne var.

Jdanov: Tver Otroch Manastırı’nda geçen sahne mi?

Çerkasov: Evet, bu sahnenin de senaryoda kalması gerekir mi? Stalin bu sahnenin tarihi gerçekliği olduğu için kalması gerektiğini söylemişti.

Molotov, baskıyı göstermenin önemli olduğunu ancak bu baskının hangi amaç uğruna yapıldığının da gösterilmesi gerektiğini söylüyordu. Bu nedenle, yalnızca bodrumların ya da sınırlandırılmış alanların değil daha geniş alanların ve buralardaki olayların da ekrana yansıması gerekiyordu.

Çerkasov değiştirilecek sahnelerle ve serinin ikinci filmiyle ilgili görüşlerini ifade etti.

Stalin: Film nasıl bitiyor? Serinin ikinci ve üçüncü filmlerini de yapmak için daha iyi nasıl sonlandırılabilir? Bunu nasıl planlayabiliriz?

Eisenstein, ikinci filmin çekilmiş sahneleriyle senaryodan arta kalanları birleştirerek tek ve büyük bir film yapmanın daha iyi olacağını söyledi.

Herkes bu fikre katıldı.

Stalin: Filminiz nasıl bitecek?

Çerkasov: Film Livonia’nın yenilgisi, Malyuta Skuratov’un trajik ölümü ve dört yanını saran askerleri arasında Korkunç İvan’ın denize doğru yürüyüş sahnesiyle bitecek. Korkunç İvan şöyle diyecek: “Yolumuza devam ediyoruz ve edeceğiz!”

Stalin: Evet, tam da böyle oldu, hatta daha fazlası.

Çerkasov, senaryo taslağını Politburo’ya tasdik etmesi için göstermek gerekir mi, diye sordu.

Stalin: Gerek yok, kendiniz karar verin. Senaryoya bakıp değerlendirmek genellikle zor olur, yapıtı tamamlanmış haliyle görüp onun üstüne konuşmak daha kolaydır. (Molotov’a dönüp) Senaryoyu okumak istiyor olmalısınız?

Molotov: Hayır, ben diğer alanlarda çalışıyorum. Bolşakov okusun.

Eisenstein, filmin yapımı için acele etmeye gerek olmadığını söyledi.

Bu yoruma herkesten olumlu tepki geldi.

Stalin: Kesinlikle acele etmemek gerekir; acele etmek bir filmin gösterime girmesinden çok önünün kapanmasına sebep olur. [İlya] Repin, Kazaklar’ın Türk Sultanının Mektubuna Cevabı eseri üstünde 11 yıl çalışmıştır.

Herkes, sadece uzun çalışmalar sonucunda iyi bir film yapılabileceği sonucuna vardı.
Korkunç İvan filmine gelince, dedi Stalin, gerekirse bir buçuk, iki hatta üç yıl bu filmi yapmak için uğraşın. Ama film güzel olmalı, bir heykel gibi aslını yansıtmalı.
Nitelikleri yükseltmeliyiz. Daha az ama daha nitelikli filmler olsun. Seyirci gelişti ve biz de ona iyi yapıtlar sunmalıyız.

Tselikovskaya’nın oyunculuğu tartışıldı; karakterleri iyi canlandırıyordu; ama asıl alanı oyunculuk değil baleydi.

Biz de, Alma-Ata’ya bir başka aktrisi getirtmenin mümkün olmadığını söyledik.

Stalin, yönetmen aklına koyduğunu yapmalı ve her neye ihtiyaç varsa onu talep etmelidir, dedi. Ancak bizim yönetmenlerimiz hemen boyun eğiyorlar. Bazen bir rolü, başarılı bir aktör gerektiği halde o role hiç yakışmayan bir başkası oynuyor. Bunun sebebi de talep edenin aktör ve kabul edenin yönetmen olması.

Eisenstein: Aktris Goşeva çekimler için Alma-Ata’daki Sanat Tiyatrosundan ayrılamadığından iki yıl boyunca Anastasia rolünü oynayacak bir aktris aradık.

Stalin: Aktör Jarov’un, Korkunç İvan‘da oynadığı karaktere karşı yanlış ve ciddiyetsiz bir bakışı vardı. Ciddi bir ordu generalini canlandıramamış.

Jdanov:
Bu Malyuta Skuratov değil, bu bir züppe.

Stalin: Korkunç İvan, daha milliyetçi, daha öngörü sahibi bir çardı. Rusya’nın yabancı tesirine girmesine izin vermedi. I. Petro ise kapılarını Avrupa’ya açtı ve yabancıları kabul etti.

Çerkasov, Korkunç İvan serisinin ikinci filmini izlememiş olmasını utanç ve talihsizlik sayıyordu. Film yapılıp gösterime girdiği sırada Leningrad’da bulunuyordu.

Eisenstein da filmin tümünü izleyemediğini; çünkü filmi bitirdikten sonra hastalandığını ekledi.

Bu büyük bir şaşkınlık ve eğlence yarattı.

Bu görüşme, Stalin’in onlara başarı dilekleri ve “Tanrı yardımcınız olsun!” sözüyle noktalandı.
El sıkışıp ayrıldılar. Saat 00.10′da görüşme sona ermişti.
Eisenstein ve Çerkasov tarafından bu rapora bir ekleme yapıldı:
“Jdanov, ‘Filmde dini törenlere aşırı bir düşkünlük var’, dedi.”

G. Maryamov: Kremlevskii Tsenzor, Moskova, 1992, s. 84-91.
Rusçadan İngilizceye çev. Sumana Jha. İng. Türkçeye çeviren: Stalin Arşivi çeviri birimi.
kaynak: http://www.revolutionarydemocracy.org/rdv3n2/ivant.htm

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz